|
|
Bir oyuncak hayali...
Çocuksan, oyuncak gülümsemedir. Ama ya yoksulsan, ya topraklarından uzak, ya evin yükünü sırtlamak zorundaysan? Bir vakıf göç çocuklarına köprü oldu. Onlar şimdi kendi oyuncaklarını kendi yapıyor.
Başak Kültür ve Sanat Vakfı, "Kendi Oyuncağını Kendin Yap" sloganıyla Diyarbakır ve İstanbul'daki zorunlu göç mağduru çocukları aynı projede buluşturdu. Vakıf başkanı Şahhanım Kanat, "Göç ve yoksulluk nedeniyle erken büyümek zorunda bırakılan çocuklar için küçük bir pencere açmak, onları oyuncakların ve çocukluğun sağaltıcı dünyasına taşımak istedik," diye anlatıyor niyetlerini. Vakıf, proje ile 9-13 yaş arasındaki zorunlu göç mağduru 120 çocuğa ulaşmayı hedeflemiş. Projede, geri dönüşümü olduğu için ahşap kullanılmasına özellikle özen gösterilmiş. İstanbul'da birkaç ay önce başlatılan 'oyuncak atölyesi'ni Diyarbakır'a taşıma fikri Hülya Bilken'e ait. Çocuklara özel projelere sıcak bakan Sur Belediyesi öneriye onay verince, üç gönüllü Diyarbakır'ın yolunu tutmuş. Tam bir hafta boyunca 120'den fazla çocuğa ahşap oymayı, tahta kesmeyi, resim çizmeyi ve boyama yapmayı öğretmişler. Çocukların yaptığı oyuncakların bir kısmını onlara verecekler ama, proje tamamlandığında Diyarbakır'da yapılan oyuncakları İstanbullu çocuklara, burada yapılanları da Diyarbakırlı çocuklara armağan etmeyi planlıyorlar. Ancak bununla da yetinmeyecekler: "Bu kez İstanbul'da daha çok ve farklı kültürden aynı mahallede oturup da birbirine önyargıyla bakan ve oyuncağa sahip olmayan çocukları bir araya getireceğiz."
EN ÇOK KIRMIZIYI SEVİYORLAR Diyarbakırlı çocuklarla ilgili ilk izlenimini, "Gülüşlerinde bile hüzün vardı," diye anlatan Hülya Bilken ise sözlerini şöyle sürdürüyor: "İlk defa kendilerine ait oyuncakları oluyordu. İlk gün bir çocuğun çok hızlı boyama yaptığını fark ettik, nedenini sorduk. Ayakkabı boyacısı olduğunu öğrendiğimizde, ne diyeceğimizi bilemedik." Değil kendilerine ait bir oda, bir yatak, hatta boyama kitabına bile sahip olmayan Diyarbakırlı çocukları anlatırken, "Erkekler silah-satır yaparken, kızlar daha naifti ama hepsinin en sevdiği renk kırmızıydı," diye konuşuyor. Ayakkabı boyayan, selpak satan, hamallık yapan çocukların oyuncak yapma fikrinden çok hoşlandıklarını söyleyen Bilken, çocukların belediyeye baskın yaparak bütün yıl boyunca oyuncak yapma talebini ilettiklerini de gülümseyerek vurguluyor. Projeyi belgesel film, fotoğraf sergisi ve bir kitapçıkla tamamlamak istiyorlar, sponsor arayışlarına başlamışlar bile. Bu arayışı en kısa zamanda tamamlayıp, eylülde kamuoyuyla paylaşmak istiyorlar.
Müjgân HALİS
|