|
|
|
|
|
|
Organ naklisorununun faturası 13 milyar dolar
Karaciğer naklinin duayeni Prof. Dr. Münci Kalayoğlu'na göre; devletin organ bulma sorununu çözmesi şart: Türkiye'de çok büyük para kaybı var. Bir diyaliz hastasının devlete yıllık masrafı en az 65 bin dolar. 40 bin hastanın 5 senede maliyetini düşünürseniz; 13 milyar dolar eder. Bu da Türkiye'nin dış borcunun yüzde 10'u demektir....
Dünya tıbbının duayenlerinden olan ve 'karaciğer naklinin babası' olarak kabul edilen Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, Türkiye'deki organ naklinde yaşanan sorunları ve çözüm yollarını değerlendirdi:
*Sizce canlıdan organ nakli mi daha başarılı, kadavradan mı? Dünyada genel eğilime bakarsak; zorunluluk olmadığı, risk olmadığı sürece; yüzde 75 kadavra, yüzde 25 canlı nakildir. Ama Türkiye'de kimse kadavranın yani ölmüş yakınlarının organlarını vermeye yanaşmadığı için kendi yakınlarına kendi organlarını vermeyi tercih ediyorlar. Eğer ölmüş bir kişinin organları varsa, sonuçlar aynı ise; bu daha güzel bir şey. Çünkü canlıdan organ nakli daha risklidir. Dünyada karaciğer vericilerinden 14 kişi öldü. Ancak Türkiye'de kadavra bağışı olmadığı için bütün oranlar baş aşağı geldi. Neyse ki Türkiye'deki cerrahlar çok iyi.
*Hastaları yaşatmak için organ nakline mi, yoksa diyaliz konusuna mı öncelikle yatırım yapmak gerekli? Türkiye'de çok büyük para kaybı var. Diyaliz hastasının devlete yıllık masrafı 65 bin dolardır. 40 bin hastanın 5 senede maliyetini düşünürseniz 13 milyar dolar (19.3 milyar YTL) eder. Karaciğer, kalp, akciğer, şeker, kanser hastalarını da ekleyin ve ne kadar fazla olduğunu hesaplayın. Bu kadar masrafın altından bu devlet nasıl kalkar; bunu hesap etmek gerekir. Bunun için mutlaka organı bulmamız lazım. İlk başta bunu yapalım, devamında da kadavra ile yardımcı olmaya çalışabiliriz. Oysa organ naklinden sonra hasta tamamen normal sağlığına kavuşur ve bunun bedeli hasta başına en fazla 40 bin YTL kadardır. Devletin bir şekilde organ bulma organizasyonunu tamamlaması gerekir.
*Siz cerrah olarak cerrahiye mi yoksa ilaçlı tedaviye mi güvenirsiniz? Ameliyat bir travmadır; çok gerekli olmadığı sürece ameliyat yapmamak gerekir. Öncelikle ilaçlı tedaviyi denemek gerekli, olmadı cerrahiden korkmayın. Çünkü günümüzde tıp o kadar ilerledi ki artık organ naklinde teknik sorun kalmadı.
*Karaciğer hastalığı neden bu kadar sinsice ortaya çıkıyor? Siz artık birini görünce karaciğer hastası olduğunu hemen anlayabilir misiniz? Sararmadığınız, kanamadığınız, vücudunuzda şişlikler oluşmadığı hatta komaya girmediğiniz sürece; benim de karaciğer hastasını anlamama imkan yoktur. Karaciğer o derece gelişmiş bir organ ki; yüzde 80'i bozulmadan hastalık ortaya çıkmaz. Onun için karaciğer hastalığını belirtilerinden erken teşhis etmek zordur. Ancak karaciğer fonksiyonları yaptırdığınız zaman bunları anlayabilirsiniz. Kan tahlili bile hastalığı saklayabilir.
*Siz karın içi ameliyatlarında bir numaralı isimlerden birisiniz, sakatat yiyebiliyor musunuz? Eskiden başta ciğer olmak üzere bütün sakatatları yerdim, şimdi yemiyorum.
*65 yaşındasınız, dünyanın en zor ameliyatlarına giriyorsunuz ama son 10 yıldır fiziksel görüntünüz aynı. Formunuzu nasıl koruyorsunuz? Olur mu saçlarım beyazladı. Üstelik artık bana 'dede' diyen bir torunum var! Ama hastalarım için kendime dikkat ederim. Ben her gün tartılırım; kilom 72 ve bunun bir kilo altına düştüysem o gün biraz fazla yiyebilirim. Üstüne çıktıysam günlük diyet yaparım. Kilo; yaşlılığın en büyük nedenidir ve en önemli şey kilo dengesini korumaktır. Bunun için mümkün olduğu kadar yağlı yememeye ve üç beyazdan kaçınmaya çalışıyorum.
*İyi bir cerrah olmanın formülü nedir? Ameliyata girmeden kafanızda ameliyatı bitirmeniz gerekli. Harita olmadan yola çıkarsanız, mutlaka şaşırırsınız. Doğabilecek riskleri önceden görüp, karşınıza çıktığında şaşırmamanız gerekli. Benim hastalarım için yapamayacağım şey yoktur. Bebek hastalarımın bezlerini kendim temizlerim.
*Nobel Tıp Ödülü'nü almayı hayal eder misiniz? Elbette her bilim adamının en büyük rüyası Nobel Ödülü almaktır. Şimdiye kadar bu ödülü alan Türk maalesef yok. İnşallah ileride böyle bir şeref bizlere de nasip olur. Ama ben kendimi Nobel'e aday gibi görmüyorum.
*Amerika'da çok başarılı bilim adamları var, içlerinden çok beğendiğiniz var mı? Ünlü kalp cerrahımız Mehmet Öz müthiş bir çocuktur, pardon doktordur. Çok çok başarılı buluyorum kendisini. Onun geldiği konuma gelmek kolay değil, Türkiye'den nasıl görüldüğünü, yeterince bilinip bilinmediğini bilmiyorum ama; onun özel bir yeteneği var.
HAZIRLAYAN: ESRA TÜZÜN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|