|
|
|
|
|
Mossad'la 6 saat
Gül'ü izlemek için giden Haber Koordinatörümüz Şendir, Tel Aviv havaalanında pasaportundaki Arap vizeleri nedeniyle güvenlikte 7 saat bekletildi.
Saat 01.15 de vardığım Tel Aviv'de pasaport kontrol noktasındaki kız, pasaportumu alıp kağıttaki vizemi incelerken neden İsrail'e geldiğimi soruyor, ben de Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün gezisini takip etmek için geldiğimi söylüyorum. Biraz beklettikten sonra yanımda bir başka görevli kız bitiveriyor, beni takip edin diyor. Benden 2 kişinin daha olduğu bölümde beklememi istiyorlar. Birkaç dakika sonra görevli beni içeri çağırıyor.
DEDENİN ADI NE? Güvenlik gerekçesiyle bir kaç soru soracaklarını söylüyorlar. İlk sorular normal; "Ziyaret sebebiniz, burada nerede kalacaksınız, basın kartınız var mı, İsrail'de tanıdığınız kimse var mı." Sonra pasaportumdaki Sudan vizesini gösterip oraya niye gittiğimi soruyor. Başbakan Erdoğan'ın Arap Ligi toplantısını takip ettiğimi söylüyorum. Bir başka sayfayı çevirip "Peki bu ne" diyor? Sayfada sadece Arapça bir mühür ve yazılar var. "Sudan'dan dönüşte Başbakanımız Suudi Arabistan'a uğradı, biz de aynı uçakta olduğumuz için vizeyi Cidde havaalanından aldık" diyorum. Söylediklerimi bilgisayara geçiriyor. Sonra baba adımı soruyor, söylüyorum. "Peki dedenin adı neydi" diyor, içimden gülmek geliyor ama onu da cevaplıyorum. "Lütfen bekleyin" diyor. İstanbul'daki İsrail Konsolosluğu'ndaki tanıdığım Korin Penso'ya bir sms atıyorum... Az sonra daha rütbeli biri geliyor ve bir köşeye çekip aynı soruları soruyor.
RÜTBELİ
SORGUCU Saat 5'e geliyor, polislere gidip pasaport ve valizimi istiyorum. Tamam haber vereceğiz diyorlar. Saat 05.30 gibi İstanbul Konsolosluğu'ndan Korin arıyor. Korin'e burada yapılanı kabul etmemin mümkün olmadığını ve dönmek istediğimi söylüyorum. Korin, sakin olmamı söylüyor. Saat 05.50 civarında sevgili Namık Tan'a mesaj atıyorum. Bu arada, rütbeli sorgucuya hemen buradan çıkmak istediğimi söylüyorum. "Elimden gelenin en iyisini yapıyorum" diyor. Sonra, rütbeli sorgucu eliyle bana işaret ederek, gel diyor. 1.5 kat yukarı çıkıyoruz. Aynı sorular, aynı yanıtlar. Korin'e telefon açıyoruz.
NİHAYET OTELDEYİM Korin Türk vatandaşı olduğu için aldıkları yanıtlardan ne kadar tatmin olduklarını anlamak zor. Davranışlarının hoş olmadığını, İsrailli bir gazeteciye Türkiye'de terörist muamelesi yapılsa ne hissedeceklerini soruyorum. Yanıtı sorun istemedikleri için güvenliği sıkı tuttukları oluyor. Sorun yok diyor ve elimi sıkıp beni kapıya kadar yolcu ediyor. Otele geldiğimde ise saat 8'e yaklaşıyor.
ÖZAY ŞENDİR
|