Gebelik döneminde ortaya çıkan şeker hastalığı
* Altı aylık hamileyim. Şimdiye kadar gayet iyi bir gebelik geçirirken son kontrollerde şekerim yüksek çıkmaya başladı. Gebelik diyabeti olabileceğimi söyleyip tedavimi düzenlediler. Kontrol altına alınmış görünüyor ama bu durum hem kendim için hem de bebeğim için beni korkutuyor. Bir de kendimi suçlamaya başladım; 'acaba yediğime içtiğime dikkat etmedim de ondan mı oldu' diye. Sebep buysa ve bebeğime bir şey olursa kendimi affetmem.
Gebelikte ortaya çıkan şeker hastalığı ya da diğer söylenişi ile 'gestasyonel diyabet'; gebelikten önce olmayıp, anne hamile kalınca ortaya çıkan ve doğum gerçekleşince belirtileri ortadan kalkan şeker hastalığıdır. Bu hastalar, hem kendi hem de bebeğin kan şekerini belirli düzeyde tutmak için yeterli insülini üretemez. Şeker düzeyindeki yükselmeler genellikle 24- 28. haftalar arasında dikkati çekmeye başlar. Bu zamanlar arasında yapılacak şeker ölçümü hastalığın teşhisinde yeterlidir. Gebelik sırasında annenin karnında bir kalkan gibi bebeği saran plasenta, bu haftalarda ürettiği bazı hormonların etkisi ile insülin ihtiyacını artırır. Eğer annenin vücudu talebe yeterli cevabı veremiyorsa hastalık belirtileri ortaya çıkar. Çoğunlukla belirtiler hafiftir, bazılarında artmış susama hissi, sık idrara çıkma, çabuk acıkma fark edilir. Daha önceki gebeliklerinde gestasyonel diyabeti olanlar, şişmanlar, yakın akrabaları arasında şeker hastası bulunanlar, idrar testlerinde şeker çıkanlar; gebelikleri sırasında gestasyonel diyabet riski yüksek gruptur. Anne karnındaki bebeğin iri olması, kendisinin iri doğması, yüksek tansiyon ve geçmişte tekrarlayan düşük ya da sebebi belli olmayan ölü doğumlar da riski arttıran şüpheli hallerdir. Gestasyonel diyabet olduğu tesbit edilip de kan şekeri güvenli sınırlar içinde tutulabilenler, doğumda ve sonrasında belirgin bir sıkıntı yaşamazlar. Aksi hallerde; annede yüksek tansiyon riski artar, bebek normal yollarla doğrulamayacak kadar irileşebilir ya da doğum sonrasında bebekte düşük şeker atakları, kan kalsiyum seviyesinin düşük olması, yüksek bilirubin seviyeleri gibi biyokimyasal düzensizlikler ya da solunum güçlüğü gibi problemler baş gösterebilir. Tedavide amaç anne ve bebeğin gebelik sırasında ve doğumdan sonra yaşayacakları sorunları ortadan kaldırmaktır. Bunun için de annenin kan şekerinin güvenli bir sınır içinde tutulması yeterlidir. Bir çok kadın düzenlenen dengeli bir karbonhidrat rejimi ile bunu başarır. Bir kısmında ise insülin kullanmak gerekebilir. Hastaların büyük çoğunluğu doğumdan sonra düzelir; ama bu kadınlar ileriki gebeliklerinde de büyük olasılıkla benzer sorunlar yaşarlar. Bazı gözlemlere göre yüzde 17, bazılarına göre ise yüzde 63'ü, 5 ila 10 yıl içinde şeker hastası olurlar. Böyle annelerden doğan bebekler de; bebeklik, çocukluk ve ileriki yaşamlarında şişman olmaya adaydır ve onlar da gelecekte şeker hastası olabilirler. Gebeliklerinde başlarından böyle bir hastalık geçenler, daha sonra aynı şeyin tekrarlamasını ya da şeker hastalığı riskini; uygun bir kiloya sahip olarak azaltabilirler. Bu kadınlar insülinin doğru çalışmasını bozduğu için mümkün ise nikotinik asit ve kortizon türevlerinden kaçınmalılardır. Sadece progesteron içeren doğum kontrol hapları uygun olmamakla birlikte östrojenle kombine ilaçlar kullanılabilir. Bebekler de anne sütü ile beslenirlerse erken dönemde aşırı kilolu olma riski azalır. Şişmanlık, tip 2 şeker hastalığı için riski artıran bir faktör olduğundan; bu bebekler, ilerideki yaşamlarında dengeli beslenmeye alıştırılmalı ve sportif aktivitelere yönlendirilmelilerdir.
Uz. Dr. Eren Eroğlu
|