|
|
|
|
|
|
Olay Nasıl Gerçekleşmişti?
Tarih; 16 Ekim 1945. Yer; Dr. Neşet Naci Arzan'ın Ulus Samanpazarı'nda bulunan muayenehanesi. Arzan, 'yetişin adam öldürüyorlar' diyerek odadan çıkar. Peşinden de hasta olarak odaya giren genç saldırgan fırlar. Saldırgan, Arzan'ın yardımcısının tüm engellemelerine rağmen, doktoru koridorda yakalar. Ardından 7 el silah sesi gelir... Doktor hayatını kaybeder, saldırgan kaçar ve Türk siyasi tarihinin çok bilinmeyenli cinayetinin seyri böylelikle başlar. Cinayetin ertesi günü Reşit Mercan adlı bir genç karakola teslim olur. Mercan, ilk mahkemede verem hastası olduğu halde, Arzan'ın kendisine gerekli olan tedaviyi yapmadığını, sanatoryuma yatırmadığını; bu nedenle de kendisini öldürdüğünü iddia etmektedir. Ancak, Mercan'ın Robert Koleji'nden arkadaşı, dönemin Genelkurmay Başkanı Kazım Orbay'ın oğlu Haşmet Orbay; tanık olarak çıktığı kürsüde silahın kendisi tarafından temin edildiğini söyleyince cinayetin seyri hızla değişmeye başlar. Yaklaşık üç yıl süren dava, Haşmet Orbay'ın cinayet işlemekten 18 yıl, Reşit Mercan'ın ise cinayete yardımcı olmaktan 9 yıl hapis cezasına çarptırılması; dönemin Ankara Valisi ve Belediye Başkanı Reşit Mercan'ın karakola teslim olmadan önce yaklaşık bir saat görüştüğü iddia edilen Nevzat Tandoğan'ın şüpheli ölümüyle sonuçlanır. Neşet Naci Arzan'ın Sovyetler Birliği Elçiliği'nin doktoru olduğu, öldürülme nedeninin ise Orbay ile birlikte yürüttükleri casusluk faaliyeti olduğu öne sürülse de; gerçek hiçbir zaman tam olarak aydınlanmaz...
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|