|
|
|
|
|
|
Benim için 'katil kim' kadar 'neden ve nasıl'lar da önemli
Yurtdışında 'Türk polisiyesinin büyük ustası' olarak anılan Celil Oker, iddiasını pervasızca dile getirmiyor ama kitaplarındaki finallerde 'gizli' bir iddia olduğunu söylüyor: Benim yaptığım 'neden' ve 'nasıl' sorularının cevabının da en az 'katil kim' sorusunun yanıtı kadar önemli olduğunu göstermek.
Türkiye'deki ilk özel dedektif karakteri olan 'Remzi Ünal'ı 1999'da hayata geçiren ve 'Çıplak Ceset', 'Rol Alan Ceset', 'Bin Lotluk Ceset', 'Son Ceset' ve 'Bir Şapka Bir Tabanca' kitaplarında olayların sır perdelerini onunla aralayan Celil Oker, yurtdışında Türk polisiyesinin büyük ustası olarak anılıyor. Kendisi ise değil bunu dile getirmek, 'iddialıyım' demeyi bile yanlış buluyor: "Kitapların müsebbibi olan kimsenin iddiasını seslendirmesinin doğru olmadığı düşüncesindeyim. Okurun gözüne bir şeyleri sokmak doğru değil. Ben yaptığım işle; gazeteciler, eleştirmenler, köşe yazarları tarafından genellikle görüldüm. O yüzden kendim ve kitaplarım hakkında bir şey söylememin manası yok!"
ÜMİT DENİZ'DEN İLHAM ALDIM Peki başkaları hakkında bir söz söylüyor mu? Tabii ki hayır... "Ben kaçınıyorum böyle bir değerlendirme yapmaktan. Ama beni ilgilendiren nedenlerden dolayı, bütün meslektaşlarımı takip ediyorum. Kim ne yapıyor, nasıl yapıyor, neyi yapmış, neyi yapmamış, ki kendi yaptıklarımda söz gelişi onların yaptıklarının aynısını yapmayayım, aynı entrikaya düşmeyeyim... Kuşkusuz insanız ve karşımıza çıkan her şeyi değerlendiriyoruz. Ben de değerlendiriyorum ama bunu hiç seslendirmiyorum."
* En hoşunuza giden yazar kim? Ümit Deniz... Çünkü 50'lerin sonlarında daha önce bir ya da ikişer eser vermiş yerli polisiye yazarlarının tam aksine meseleyi iyice kafasına takmış biri olarak; yanılmıyorsam 8 polisiye yazmış, ilham kaynağım yazarlardan biridir ve benim için önemlidir. Özellikle de 'Yakut Gözlü Kedi' romanı, kendi döneminde de bugün de dünyadaki bir sürü polisiye kitapla eş değerde, belki bazılarını da geçen bir kitap.
* "Meseleyi kafaya takmış" dediniz, nedir mesele? Polisiye roman yazma meselesi. O da sizin meslekten; bir gazeteci ve oturmuş polisiye roman yazmış.
* Polisiye yazmanın farkı nedir ki? Onun için neydi bilmiyorum. Ama bunun altını çizmemin gerekçesi şu; muhtemelen onun zamanında polisiye, bir miktar daha ikinci sınıf edebiyat kabul ediliyordu. Birçok adını bildiğimiz önemli 'normal' yazarımız, biraz da ekmek parası meselesi yüzünden takma isimlerle yazmışlardır... Ama Ümit Deniz oturmuş yazmış...
* Hâlâ ikinci sınıf muamelesi görüyor mu polisiye? Hayır zannetmiyorum. Hele benim hiç öyle bir meselem yok. Çünkü polisiyede de nihayetinde, diğer romanlarda olduğu gibi kafadan uydurduğunuz' bir hikaye anlatılır. Benim adamım Remzi Ünal, bir Türk dedektif... Babadan kalma yöntemlerle dolaşıyor ve zaten kişilik olarak da başını belaya sokmamak için, cinayet olan bir yerdeyse de hemen tüyüyor! Şöyle bir durum var; 'özel dedektif' dediğimiz kavram Amerika'nın icadı. 'Gerçek dedektif' bizim romanlarda ve filmlerde gördüğümüz gibi yüce adaletin tecellisi için uğraşan kimseler değildir. Türkiye'de de ortalıkta dedektifim diye dolaşan ve ilan veren kimselerin uzmanlık alanları içinde 'kadın ya da erkek aldatıyor mu? İşe almak istediğiniz kimse nasıl biri?' gibi sorunlar vardır. Ağır suçlamaların kavuşturmasını polisler yapıyor. Remzi Ünal da o yüzden böyle bir adam... Ona da gelen işlerin birinci aşaması son derece sıradan, basit. Ama bu bir kitap olduğu için o işler nasıl oluyorsa birilerinin öldürüldüğü vakalar haline dönüşüyor. Remzi Ünal'ın da bulaştığı için onları mecburiyetten çözer bir hali var.
* Zaten kendine çözüyor; kamu yararı yok! Öyle bir şey gözetmiyor. Nasıl olsa bulacaklar diyor.
* Romanlarınızın sonuçları için şöyle bir değerlendirme yapılıyor; 'çok şaşırtıcı değil'. Neden değil? Finallerde kendime göre bir şeyler denerim. Söz gelimi 'Son Ceset'in final sahnesi iki kişi arasında geçiyordu. Romanda böyle bir şey yapmak riskli, daha doğrusu intihar. Sürükleyiciliğini kaybetmeden, merakla okunabilirliğini yitirmeden yapılabileceğini göstermeyi denedim... Benim yaptığım; polisiye romanların final sahnesinin tek meselesinin 'katil kim' olmadığı, başka şeylerin konuşabileceğinin üzerine bir iddiaydı. 'Neden' ve 'nasıl' sorularının cevabının da en azından 'kim' sorusunun cevabı kadar önemli olduğunu göstermek istedim.
* Peki bu Celil Oker farkıdır diyebilir miyiz? Hayır bunu bilerek yapıyorum dersem yalan olur.
* Fark etmeden mi yapıyorsunuz? Demek ki o kadar iyi değilim... (gülüyor) Yani 'katil kim'i bilerek önceden 'çaktırıyorum' demem ama okurun şiddetli ihtiyaçlarından birisinin bu olduğu açık.
* Yeni kitapta bunu değerlendirecek misiniz peki? Değerlendirmek zorundayım herhalde... (gülüyor)
* Peki yeni kitaptan birkaç ipucu verebilir misiniz? Şunu söyleyebilirim; Remzi Ünal kendini dedektiflikten emekli eden hanımefendiden özel izinle yeni bir işe koyuluyor. Özel hayatı yavaş yavaş gündeme geliyor.
BELGİN ÇOBAN / GÜNAYDIN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|