|
|
|
|
|
|
Şevket hayatımda olduğu için çok şanslıyım!
İki ay önce üçüncü albümü 'Cehennet'i çıkaran Pamela Spence, bu ayki Marie Claire dergisine içini döktü: Şevket'in abuk sabuk egosal sorunları yok. Sürekli birbirimizden bir şeyler öğreniyoruz.
Dört yıl boyunca rock müziğinin ünlü isimlerinden Teoman'ın vokalistliğini yapan, ardından kendi kanatlarıyla uçmaya başlayan Pamela Spence, iki yıl önce çıkardığı 'Şehir Rehberi' adlı albümden sonra mayısta 'Cehennet' adlı üçüncü albümünü müzikseverlerin beğenisine sunmuştu. İkinci albümünde 'İstanbul' adlı şarkıyla yakaladığı başarıyı son çalışmasında da devam ettirmeyi hedefleyen Spence, bu ayki Marie Claire dergisine samimi itiraflarda bulundu. Ünlü tiyatrocunun en dikkat çeken sözleri ise 1.5 yıldır birlikte olduğu Şevket Çoruh'la ilgili: "Şevket'in hayatımdaki yeri, erkek arkadaşım olması çok önemli. Bu kadar mı destek olur bir insan bir insana!"
* Dört yıl Teoman'la çalıştım. Teoman; "Stüdyo boş oldu mu gir çalış, ne istiyorsan yap!" diyordu. Çok iyi oldu Teo'yla çalışmak. İşlerin nasıl büyüdüğünü, prodüksiyondan, turnesine ve ışığına her şeyi yapa yapa öğrenmiş oldum.
ABUK SABUK EGOLAR YOK
* 'Cehennet' ile ilgili olarak içim rahat! Bir şekilde bir sound'umuz, dinleyicimiz oluştu. Tabii insan her defasında biraz daha geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmak istiyor. Umarım bu ona da yol açar. Beni gerçekten tanımak isteyen insanlar sözleri dikkatlice dinlerse ne hakkında, ne düşündüğümü algılayabilirler.
* Hayatımda Şevket Çoruh'un yeri, erkek arkadaşım olması çok önemli. Bu kadar mı destek olur bir insan bir insana? Hakikaten çok rahatlatıyor beni. Hani insanın olur ya; 'Yaa yapamayacağım, çıldırdım artık üüü' dediğim anlarda orada. Bir saniye önce kavga etmiş de olsak; 'Tamam bir dakika. Burada bu kızın benim desteğime ihtiyacı var' diyebiliyor ve işin içine öyle abuk sabuk ego girmiyor. Albüme gerçekten samimiyetle destek verdi. Parlak fikirleri olan bir insan. Şanslıyım hayatımda öyle bir erkek olduğu için...
12 YIL BABAMI GÖRMEDİM
* Bu ilişkide daha farklı davranıyorum. Hem bu insanın kendini de artık tanıyor olmasıyla alakalı. İnsan ne istediğinin ve hayatında nelerin değerli olmadığının artık tartımını yapabilecek düzeye geliyor. Belki daha gençken ya da bazı ilişkilerinde göz yumduğum, tahammül edebildiğim şeylere bu saatten sonra göz yumamam kardeşim! (Gülüyor) Ama karşındaki de bunun bilincinde olduğu zaman daha özenli davranıyorsun karşılıklı olarak. Sonuçta o da benimle yaşıt. Bir de belki daha tecrübeli, bilmem kaç yıl evli kalmış, çocuğu var. Sürekli birbirimizden bir şeyler öğreniyoruz...
* Annemle babam ayrılmadan önce Almanya'da yaşıyorduk. Babam da görev icabı bir yıllığına Amerika'ya gidecekti. Biz de dedik ki, "Hiç buradaki düzeni bozmayalım, sen git bir yıl sonra gel." Sonra orada başka birine mi aşık oldu filan... Geldi bir gün ve şöyle dedi: "Ben buraya dönmemeye karar verdim. İstiyorsanız siz gelin!" Durup, dururken! O sırada 15 yaşındaydım. Anneme dedim ki: "Bırak, gidiyorsa gitsin!" Onlar öyle ayrıldılar. Sonra Türkiye'ye döndük.
* 12 yıl aradan sonra bir gün babam; "Geliyorum!" dedi. Bir hafta bende kaldı. Sonra döndü. Bir daha da görüşmedik. Ancak telefon ve mail...
* Babam uzun süre hiç para göndermedi. Ben çalıştım, annem çalıştı. Kötü günler geçirdik. Annem altınlarını bozdurdu. Ben, liseye giderken bir yandan da bir dişçinin yanında çalışıyordum. Gece de TRT'ye çeviri yapıyordum. Sonra şarkı söylemeye başladım. Sonra babam üç beş kuruş yollamaya başladı...
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|