|
İşadamının ikinci hayatı
|
|
Başarılı bir kariyeri elinin tersiyle itip, kendi deyimiyle yeniden hayata başlayan Ersin Pamuksüzer, detoksla değişen yaşamını anlattı: "Hayatımız işgal altında."
Ferrari'sini satan Türk bilge
Ericsson Türkiye'nin eski genel müdürü, Mehmet Emin Karamehmet'in sağ kolu. Ersin Pamuksüzer günde 15 saat çalışırken bir gün "Ben ne yapıyorum?" dedi ve işi bıraktı. Pamuksüzer, "O kadar çok dış işgal altında kalmışız ki, kendimizi fark edemiyoruz," diyor.
O bence Ferrari'sini Satan Bilge'nin Türk versiyonu. İş hayatında çok önemli bir pozisyondayken bir anda profesyonel hayatını elinin tersiyle itti ve kendi deyimiyle yeniden başladı. Ersin Pamuksüzer, Ericsson Türkiye Genel Müdürü oldu, Turkcell macerasını gerçekleştirdi. Adından 'Karamehmet'in Prensi' diye söz edildi. İş hayatının hem en tepe noktalarını hem de en dipteki anlarını yaşadı. Gözaltına alındı, gazetelere manşet oldu. Bugün ise çok farklı noktalarda. Eski işini bir kenara koydu ve hayatını detoksa adadı. Fiziksel ve ruhsal arınmanın gizemini çözdü. "Yaşadıklarım bana çok şey öğretti," diyor, "ama vücuduma bu kadar yabancı olduğumu detokstan önce bilmiyordum. Kendimi, organlarını, bedenimdeki bütün canlı hücrelerin farkına varmayı öğrendim. İnsan vücudu mucize gibi bir şey aslında".
- Sizin için tetiği düşüren neydi? Yani günde 15 saat çalışma, etkileyici bir kariyer, olumlu olumsuz yaşananlar, para, güç, mevki... Yani hangisinden sıkıldınız diye merak ediyorum. - Öyle bir noktaya geliyorsunuz ki iş hayatında her şeyi görmüşsünüz, tatmışsınız. İnsan ne kadar görürse, o kadar çabuk karar verebiliyor kanımca. Farkındalık önemli. Yaşıyoruz ama hayatımızın ve kendimizin farkında değiliz. Biri çıkıyor bir tarafa döndürüyor, diğeri tam ters tarafa çeviriyor, yuvarlanıp gidiyoruz.
'İŞGAL ALTINDA KALMIŞIZ'
- Peki bu çarktan çıkmak nasıl mümkün? Siz nasıl yaptınız? - Ben yöneticilikte, kariyerimde belli bir noktaya gelmiştim. Hayatta her işi yapabileceğimi hissettiğim günlerdi. "Ben ne yapıyorum?" dedim kendi kendime, "hayatım nereye gidiyor?" Karar verdim ve bir merkezde ilk detoksumu yaptım. Resmen arındım. İnsanın içini hissetmesi olayını ilk kez yaşadım.
- O ne demek? - Örneğin Tayland'da yaptığım bir çalışmayı anlatayım. Oturuyorsunuz ve sadece üst dudağınızın altındaki bölgenin yaşayıp yaşamadığını hissetmeye çalışıyorsunuz. Ben bunu hissetmek için tam 15 saat oturdum. Düşünsenize, aslında çok basit gibi gözüküyor ama değil. O kadar çok dış işgal altında kalmışız ki, kendimizi fark edemiyoruz. İlk üç günün sonunda vücudumun bütün bölgelerinde ayrı ayrı hayat olduğunu fark ettim. Resmen hissettim.
- Bunu hissetmek niye bu kadar önemli? - Dış dünyanın size yaptığı baskıdan, stresten, işgalden kurtulmak için çok önemli. Girişte üzerinizdeki bütün kişisel eşyaları veriyorsunuz. Cüzdan, telefon vs. 10 gün boyunca konuşma yasağı var. Böylece kendi kendinize kalıyor, kendi varlık mucizenizi keşfediyorsunuz. İçinize bakmaya başlıyorsunuz. Onu başardığınız gün, başka bir boyuta geçiyor, iş hayatına döndüğünüzde bile dış etkenlerin sizi etkilemesine asla izin vermiyorsunuz.
- Nasıl oluyor, detaya girebilir miyiz? - Yani, kendi içinize bakmayı öğrendiğiniz, kendinizi fark ettiğiniz zaman, olan biteni dışarıdan bir gözle görüyorsunuz. Trafik sıkışıklığı, yediğiniz içtiğiniz, patronunuzun size bağırması gibi etkenlerin size nasıl zarar verdiğini başka bir boyutta görüp, ona göre önlem alabiliyorsunuz.
- Düğmeyi mi kapatıyoruz yani? - Öyle de yorumlanabilir.
Not: Ersin Pamuksüzer ile uzun konuştuk. Detoks ne demektir? Niye moda oldu? Doğru detoks nasıl yapılır? Kaç paradır, kilo verdirir mi? Hepsi yarına köşemde.
|