|
![](/gnysabah/i/1_pix_gri.gif) |
|
![](https://ads.sabah.com.tr/vld/vld.ads?h=aWt3azVCemhoQUVqaXoxN3V7fDYxeWV4NDlrd3o4QW0=) |
![](/gnysabah/i/1_pix_trans.gif) ![](/gnysabah/i/bugunku_diger_yazi.gif) |
|
Sonunda sinsi kanser pankreasın aşısı çıktı
En ölümcül kanser türü olan pankreas kanseri için yeni bir umut doğdu. Johns Hopkins'te geliştirilen aşı, kanserli hücrelerin yeniden üremesini engelliyor. İlk uygulama ameliyattan 8- 10 hafta sonra yapılıyor. Kemoterapi ile radyoterapi sonralarında da dört kez ek aşı ile tedaviye devam ediliyor
Johns Hopkins Kimmel Kanser Merkezi araştırmacılarının geliştirdiği pankreas kanseri aşısının ilk bulguları olumlu çıktı. Erken elde edilen olumlu bulgular karşısında umutlanan araştırmacılar, kurtulmak için çok az şans bulunan bu hastalığın tedavisi amacıyla, yıldır 60 hasta üzerinde inceleme yaptı. Araştırma sonucunda, yüzde 88 oranında 1 yıl ve yüzde 73 oranında ise 2 yıl ömrün uzatılabildiğini açıkladılar. Johns Hopkins Kimmel Kanser Merkezi'nden Profesör Daniel Laheru, geliştirdikleri aşının umut verdiğini söylüyor. Laheru, "Araştırma sonuçlarımız için daha çok erken olmakla birlikte, pankreas kanseri ile ilgili tüm araştırma sonuçları ile kıyaslandığında olumlu yöndeki gelişme çarpıcı bir şekilde anlaşılıyor" diyor. Bugüne kadarki tüm araştırmalar, pankreas kanserinde teşhisin ardından yaşam süresinin yüzde 63 oranında 1 yıl, yüzde 42 oranında 2 yıl uzatılabildiğini gösteriyordu. Uzun vadeli bakıldığında ise daha acı bir sonuç ortaya çıkıyor: Teşhis sonrası 5 yıl hayatta kalanların yüzde oranı sadece 15-20'yle sınırlı. 2003 yılında yapılan bir araştırma bu oranları, ancak yan etkileri de bulunan kemoterapi ve radyasyon tedavileri ile bir miktar yukarı çekmeyi başarmıştı.
HÜCRELER SİLAHLANIYOR Prof. Laheru'nun ekibi, bu araştırmada; 'bağışıklık sistemini güçlendiren bir aşı' ile ameliyat ve ameliyat sonrası uygulanan konvensiyonel kemoterapi ile radyasyon tedavisini birleştirdi. İlk kez Johns Hopkins'te geliştirilen bu aşıda; büyüyemeyen ancak içinde GM-CSF adında bir molekülü saklamak üzere genetik olarak değiştirilmiş ve ışın tedavisi görmüş pankreas kanseri hücreleri kullanılıyor. Bu molekül, bağışıklık sistemi hücrelerini, radyasyonlu hücrelerin üzerindeki antijenlerle karşılaşmak üzere tümörün çevresine çekmek için yem görevi görüyor. Ardından, bu yeni silahlanmış olan bağışıklık hücreleri, yaşayan kanserli hücreleri yok etmek üzere vücutta gezinmeye başlıyor. Hastalar ameliyattan 8-10 hafta sonra ilk kez aşı oluyor ve kemoterapi ile radyasyon sonralarında da dört kez ek aşı ile tedavilerine devam ediyorlar.
'UZUN VADEDE UMUTLUYUZ' Prof. Laheru ve ekibi, hastalarının kayıtlarını geçtiğimiz ocak ayında tamamladılar. Hastaları takip ortalama süresi ise 32 ay sürdü. Onkoloji ve patoloji bölümlerinde profesör olarak görev yapan Elizabeth Jaffee, "Önemli olan bu hastaları takip edip, uzun vadede tedavinin nasıl sonuç verdiğini gözlemleyebilmek. Ön sonuçların uzun vadede de doğru çıkacağından umutluyuz" diyor. Prof. Jaffee ve Prof. Laheru; bir yıl içinde diğer enstitüler ile ortaklaşa araştırmalarını geliştirmeyi amaçlıyorlar. Halen Sol Goldman Pankreas Kanseri Araştırma Merkezi'ndeki Johns Hopkins patologları ile birlikte, pankreas kanseri hücrelerindeki proteinlerin, aşının hedeflerine ulaşması için nasıl yardımcı olabileceğini analiz ediyorlar. Amerika'da her yıl 30 bin kişi pankreas kanserine yakalanıyor ve neredeyse bu sayının tamamı bir yıl içinde hayatını kaybediyor.
|
|
|
|
|
![](/gnysabah/i/1_pix_trans.gif) |
|
![](/gnysabah/i/1_pix_gri.gif) |
|