|
|
|
|
|
|
Onların aşkı Türk filmlerini aratmıyor
Erkek, askerliğini yaparken bir çatışmada yaralanıp felç olur, nişanlısı terk eder. Komşu kızı, nişanlısından ayrılır; evlenirler... Sevda-İsmail Konak, mutluluklarıyla parmak ısırtıyor.
Aşk, ihanet, silah, savaş, düğün... Bu hikâyede yok yok. Aslına bakarsanız bu bir hikâye de değil. Hayatı bir filmden farksız olan İsmail Konak, terör gazisi. Güneydoğu'ya komando olarak giden İsmail, yaralanıp belden aşağısı felç olunca nişanlısı tarafından terk edilir. Ama hayat ona başka sürprizler hazırlamıştır. Tekerlekli sandalyedeki hayatına alışırken, nişanlı olan komşu kızı ona Aşık olur; nişanlısını terk ederek İsmail'e kaçar... Sonra ne mi olur? Şimdi 10 yıllık evliler ve mutluluklarını perçinlemek için tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmak istiyorlar. İsmail Konak'ın bir terörist kurşunuyla felç kalmasının üzerinden tam 12 yıl geçti. 19 yaşında askere çağrıldığında en büyük amacı komando olabilmekmiş. Bunun için sonuna kadar mücadele etmiş. İsmail Konak, silaha ve askerliğe karşı hep bir düşkünlüğü olduğunu söylüyor: "Daha gençlik yıllarında hep komando olmak, dağlara çıkmak isterdim. Benim idealim doktor, hâkim olmak değil komando olmaktı. Doğu illerine dağıtım bitip benim ismim okunmayınca oturdum ağladım. Kars Sarıkamış'a çıktığımı öğrendim."
'YA ÖLÜRÜM YA KALIRIM' Terör olayı yok diye üzüldüğü Sarıkamış'ta birçok operasyonda yer almış. Hayatını tekerlekli sandalyeye mahkûm edecek son olayda, Tendürek Dağı'nda büyük bir terörist grubuyla çatışmaya girmişler. O günleri hâlâ aynı heyecanla anlatan İsmail Konak bir ara, hayatını değiştiren mermiyi eline alıyor: "Tendürek Dağı'na çıkmıştık. 320 kişilik terörist grup olduğu söylendi. 150'ye yakın teröristi öldürdük. Operasyon bitti. Kalan grubun peşinden gittik. O gün, öncü tim bendim. Üç kişi gördüm. İkisini ateş edip vurdum. Ama ilk mermiyi sıktıktan sonra ortalık karıştı, her taraftan mermi yağmaya başladı. Bir mermi bin 900 metreden benim boynuma isabet etti, boynumdan girdi, omuriliğime hasar verip sol akciğerimde durdu." O gün İsmail Konak kanlar içinde yere yığıldığında, önündeki 12 senenin iniş çıkışlarla dolu olacağını bilmiyordu; hatta felç kalacağını bile düşünmemişti. "Ya ölürüm ya da kalırım," diye gittiği askerden, ne ölerek ne de kalarak dönebilmişti. Aylar boyunca askeri hastanelerde tedavi olmaya çalıştı. Ama tedavisinin ikinci ayında yaşadığı olay onu derinden sarstı: "Askere gitmeden önce nişanlanmıştım. Nişanlım Almanya'da yaşıyordu, uzaktan bir akrabamızdı. Operasyondan sonra iznim vardı, nişanlımla buluşacaktık ama hastanede buluşmak nasip oldu. Beni hastanede ziyaret ettikten sonra Almanya'ya döndü. Aramalar kesildi. Ben aradığımda soğuk konuşuyordu. Hastanede trafik kazası nedeniyle felç kalan bir arkadaşım da nişanlıydı. Nişanlısının ailesi felç kaldı diye vermiyorlardı. Kız, bir gün buna kaçtı. Ben bunu duyunca iyice kötü oldum. Kendi nişanlımı son kez aradım, ipler koptu. Bana ümit vermek istemediğini söyledi. Nişanlım tarafından terk edilmek değil, böyle bir durumda terk edilmek bana koydu. O zamana kadar yaşama hevesim hiç bitmemişti."
Sonat BAHAR
|
|
|
|
|
|
|
|
|