|
|
|
|
|
İstanbul kanatlarımın altında
Her yeni otomobilde ilk işim otomobilin hoparlörlerini, teybini yenilemek, kullanılmış da olsa bir anfi takmak ve otomobilin tatlı tatlı "gümbürdemesini" izlemek olur. Hayatımı otomobiller, müzik ve teknoloji şeklinde özetleyebilirsiniz. Savni Okçu, fuarlar için hazırladığı Honda Type R'dan bahsettikten yarım saat sonra Maslak'ta Okçu müzik sistemlerinin merkezinde olmam da bu nedenle açıklanabilir. Düşünün! Kapıları havaya doğru açılan, arka koltuk ve bagaj yerinde bir platforma oturtulmuş onlarca hoparlörle bezenmiş bir otomobil. Dört yanında ışıklar, kameralar ve LCD ekranlar da cabası. Açıkçası benim otomobilim olsaydı onu kimselere, hele de kendini otomobil tutkunu olarak tanıtan bir kadına asla vermezdim. Altımda kara şimşek ile Maslak Oto Sanayii'yi terk ederken Savni her an fikrini değiştirebilir diye gaza yüklendim. I-Pod'umu orta konsoldaki Delsion marka I-pod bağlama merkezine yerleştirdim. Torpido gözündeki şalterlerle müzik sistemini ve ışıkları devreye soktum. El freninin yanındaki düğmelerden de sese biraz asıldım. Sonuç mükemmeldi. Baslar vurdukça aynalar, ben, arka cam zarıl zarıl titriyorduk. Sesi ne kadar açarsam açayım dağılmıyor, tizler, baslar ahenk içinde kulağımdaki yolu buluyorlardı. Otomobilin dikiz aynasından bakınca metalik kaplamaları olan hoparlörlerle muhatap oluyorsunuz. Bu da Star Wars'ta konfederasyona karşı yapılan gizli bir operasyona katılmışsınız izlenimi yaratıyor insanda. Sanki bir Type- R değil uzay aracı kullanıyorum. Trafiktekiler de bana uzaylıymışım gibi bakıyor. Tabii serde kadınlık olunca trafik sıkışıklığında "dıp-tıss" tadında şarkılar dinlemiyorum. Whitney Houston çalıyor. Bazen de kıroyum mıroyum deyip Kardeş Türküler'- den "Kara Üzüm Habbesi"ni çalıyorum. Sistem her tarz müziğin altından başarıyla kalkıyor. Bu arada I-pod'da 3000 şarkı var. Ne dinleyeceğimi şaşırıyorum. Trafik sıkışık. "Kara Üzüm Habbesi" çalarken yan otomobildeki çocuklar, okul servisinde halay çekiyor... İnsan neden böyle bir otomobil sahibi olur? Seksi olmak için! Otomobille gezdiğim 3-4 saatte İstanbul sokaklarındaki en seksi kadın bendim. Müzik sistemini köklemeseniz bile jantlar, dışarıdan görülen hoparlörler insanın ilgisini çok çekiyor. Ve ben orda burada durup kapıların havaya açıldığını göstermek istiyorum insanlara. (Napayım, kıroyum işte!) Bir ara "Gidip mahalledekilere hava atsam mı" diye düşünüyorum. Ama sahile inip fotoğraf çekmem gerekiyor. Fotoğraf çekerken bagajı açıp sistemi köklüyorum. Ve bagajı açıp müziği köklemek insanda sanki hep yanında Reina ile geziyor izlenimi veriyor. Herhangi acil bir dans veya halay durumu olduğunda sağa çekip hayda diye kurtlarınızı dökebilirsiniz. Otomobilin motorunda ağır bir modifiye yok. Zaten aklınız müzik sistemine takılıyor başka bir şeyi gözünüz görmüyor. Savni Okçu bu otomobili gündeliğe kullanıyormuş. Merak ediyorum, eve market alışverişi yapınca poşetleri nereye koyuyor?
Rahşan GÜLŞAN
|