|
|
|
|
|
|
'Biz yaşlandık' deyip vazgeçemezdik!
"22 yaşından beri bebek özlemiyle yaşadım. 30 yıl hem Türkiye'de hem dünyada gitmediğim klinik kalmadı. Denemediğimiz tedavi metodu yok. Gazetelerde, televizyonlarda bu konuda ne kadar haber varsa ne türlü gelişme varsa hepsini izledim. İleri yaşta anne baba olan pek çok çiftin aksine yumurta bağışı yoluyla bebek sahibi olacağımızı kimseden gizlemedik. Başkasının yumurtası olabilir ama bu bebekler benim içimde gelişti. Ben doğurdum ve tabii ki anneleri benim. 50 yaşındayım ama kendimi hiç yaşlı hissetmiyorum. Bugün zaten öyle koşullarda yaşıyoruz ki onların geleceğini garantileyeceğim maddi manevi olanakların hepsini sağladık. 22 yaşında henüz kendimize ait bir hayat bile kuramamışken çocuğumuz olsaydı şimdi daha mı sağlıklı yetişecekti. Hangi yaşta olursa olsun sağlığı buna izin veriyorsa yasalarla, yasaklarla anne olma hakkı engellenemez. Tıp bize 30 yılın sonunda böyle bir imkan sunduysa, 'biz yaşlandık' deyip vazgeçemezdik herhalde!
ÇANTADA SPERM TAŞIDIM Hatta eşim Kadri, yumurta nakli sırasında çok yoğun çalışıyordu ve Kıbrıs'a gelemeyecekti. Nakilde kullanılacak spermleri çantamda Kıbrıs'a götürdüm. Bu konuda bu kadar profesyonelleşmiştik işte! Şükürler olsun ki; şimdi ikizlerim 40 günlük. İsimleri Sedef ve Emir. Ben ve eşim çok mutluyuz. Şu anda onları emziriyorum. Çok farklı ve çok muhteşem bir duygu. Bu geçen zaman içinde bir çiftliğimiz oldu ve hep çocuklarımızı orada büyütmenin hayaliyle bugünlere geldik. İşte; zamanı geldi... Çocuklarımız doğal ortamda, bizim yetiştirdiğimiz sağlıklı besinlerle beslenecekler. Toprağa basarak, atlarla oynayarak büyüyecekler. Bu 45 yaş yasağı ben tedavi olmadan önce konulsaydı, şimdi bütün bu mutluluğu yalnızca rüyalarımda mı görecektim...? "
|
|
|
|
|
|
|
|
|