|
|
|
|
|
|
Eski şarkılarda güzel olan, 'söz' olmasıydı
Çiğdem Talu'nun şarkıları ve hayatı Türk pop müziğinin kısa bir özetiydi. Tarih ete kemiğe bürünerek 29 Mayıs'ta albüm olarak karşımıza çıkacak, Talu'nun kızı Zeynep'le annesi ve şarkılarını konuştuk.
Söz Çiğdem Talu albümü Talu'nun Melih Kibar'la çalışmadan önceki işlerini günışığına çıkarıyor. Çiğdem Talu'yu ve unutulmaz şarkılarını kendisi gibi söz yazarı olan kızı Zeynep Talu (Kurşuncu) ile konuştuk.
-Annenizin yazdığı şarkı sözlerine arka arkaya baktığınızda rock'tan aranjmana, poptan folka kadar birçok farklı tür var. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? -O dönem öyle; herkes yeni şeyler deniyor, üretkenler. Türk pop müziği çeşitliliğiye yükselişteydi. Annem Işık Lisesi'nde İngilizce öğretmeniyken Gülgün Alanyalı adlı bir arkadaşı 'Ben bir yere beste götüreceğim ama söz yazamıyorum bana yardım eder misin?' demiş, annem de 'Tamam da ismimi verme,' diye şart koşmuş. Plak firması ise, 'Besteler iyi de sözlere bayıldık,' demiş ve annemin söz yazarlığı tarihi de öyle başlamış. O dönemki şarkı sözlerine bakıyorum da, çok naif, belki piyasa öyleydi.
-Piyasadan çok zihniyet dünyasıyla ilgili galiba. Sanki Adile Naşitli, bize dair bir filmdeki gibi her şey... -O zamanlar Türkiye'deki hayat bu kadar berbat değildi. Şimdi her şey depresyona bağlanıyor, o zaman da insanların maddi sorunlar vardı ama güler yüzlüydüler, ilaçla yaşayan bir toplum değildik sanırım. Şarkılar toplumun aynası gibidir, kendi sorunlarını çözen güleryüzlü insanlar varsa şarkılar da eğlencelidir.
-Annenizin Melih Kibar'la tanışması da onun hayatında bir dönüm noktası olmuş. -Annem o zamanlar Timur Selçuk'tan dersler alıyor, beraber çalışıyorlar. Melih Kibar da Eurovisyon Şarkı Yarışması Türkiye elemeleri için bir beste yapıyor ama söze ihtiyacı var. Timur Selçuk annemi tavsiye ediyor. Bir gece saat 03.30 Timur Selçuk'la Melih Kibar bize geldi ve o geceden sonra beraberlikleri hiç bitmedi.
-CNN'de Yüzyılın Aşkları isminde bir belgeselde anneniz ve Melih Kibar'dan bahsedilmişti. -Can Dündar bana, 'Yüzyılın Aşkları'nda Melih Kibar ve Çiğdem Talu'yu kullanacağız' deyince 'Ne aşkı?' demişim. Onların aşkı ruhaniydi yoksa o dönem Melih evli, kızı var ve ailecek görüşüyoruz. Olağanüstü bir şekilde birbirini tamamlayan insanlardı onlar. Ben Melih'in elinde büyüdüm sayılır. Belgesel yapılınca yanlış anlaşılmayacağını düşünmüştüm, öyle de oldu zaten. Romantik bir masaldı yaşanan.
-Bildiğimiz anlamıyla bir aşk değil mi? -Annem hayattayken bunu hiç konuşmadık. Melih'le de öyle. Melih öldükten sonra bir röportajda, 'Onlar sözlerle birbirine âşık oldu,' demiştim. Sözlerdi onları birleştiren. Sokakta el ele tutuşan insanlardan bahsetmiyoruz yani.
-Öte yandan babanız Selahattin Hilav var... -1970'de, ben üç yaşındayken boşandılar ama boşandıktan sonra da görüştüler. Annem, babamın entelektüel havasına hayrandı. Babam ise özgürlüğüne düşkün, çok fazla sorumluluk almak istemeyen, entellektüel birisiydi ve hiçbir zaman beni aldığım kararlar konusunda eleştirmedi, sürekli 'Sen en iyi olacaksan sorun değil,' derdi. Ben iki özel insanın sorumluluğunu taşıyorum, her zaman bunun ağırlığını hissettim.
-Sizin ilk söz yazarılığı deneyiminiz nasıl başladı? -Annem öldükten sonra Melih uzun sure söz yazamadı, hatta bir ara kimyagerliğe dönmeyi bile düşündü. En son 'Bak bir beste yaptım ve sözlerini senin yazmanı istiyorum' dedi. Onun zoruyla ilk sözümü yazdım. Neden Sanki Neden şarkısını tesadüfe bakın ki Nilüfer okudu. Annemin ilk yazdığı sözü de o okumuştu.
-Tesadüf dediniz ama bazı sözlerle şarkıyı söyleyen de buluşabiliyor sanırım. -Ben müziğin üzerine söz yazmaya çalışıyorum, annem de öyle yapardı, müzik zaten sizi bir yere götürür. Ve kendi sesinizi görürsünüz zaten. Ben şarkıyı kimin söyleyeceğini, nasıl söylediğini bilmek isterim. Yazdığım sözle şarkıcı bir yerde birleşmeli. Şarkı sözü yazmak çocuğu doğurup belli bir yaşa geldikten sonra sokağa bırakmak gibi bir şey.
-Telif haklarını koruyan bir kuruluşun da içindesiniz. -Müzik Eserleri Sahipleri Grubu (MSG) içinde Garo Mafyan, Feyyaz Kuruş, Aşkın Tuna gibi değerli isimler var, daha önce MESAM üyesiydik ama bir takım sorunlar yaşadığımız için ayrı bir grup kurmaya karar verdik. Kültür Bakanlığı'nın Telif Hakları Yasası'nı çıkarması için iyi bir çalışma yaptık.
-Zamanın Kültür Bakanı Erkan Mumcu ile siyasi olarak da berabersiniz. -MSG'de çalışırken Erkan Bey beni Anavatan Partisi'ne davet etti, eskiden de Anavatan'ı desteklerdim, şimdi MKYK üyesiyim. Bu hafta da Erkan beyle birlikte Anavatan'ın yeni şarkısı üzerine çalıştık. Ben Erkan beyin yazdığı sözleri müziğe uyarlamaya çalıştım. Şarkının ismi henüz belli değil ama İçindeki Devi Uyandır gibi bir şey olacak.
-Solcu bir babanın kızı olarak Anavatan'da olmanız tuhaf değil mi? -Babam, bırakın siyasete girme meselesini, üniversiteye gidip akademik kariyer yapmamı istediği halde o konuda bile telkinde bulunmadı.
Nuh KÖKLÜ
|
|
|
|
|
|
|
|
|