|
|
|
|
|
|
Üç seneden önce anne-baba olmayın
Evlendikten sonra hamilelik için kendinize ve ilişkinize zaman tanıyın. Önce kendi çekirdek ailenizi oluşturmalısınız. Bebek için en az iki ya da üç yıl bekleyin
İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan, ruhen anneliğe hazırlanma yollarını anlattı:
* Sizce bir karı-koca kendini anne-baba olmaya nasıl hazırlamalı ve buna ne zaman karar vermeli? Eşler bu duruma birlikte hazırlanmalı ve kararı birlikte vermeli. İlişkilerinin oturduğu, belli bir noktaya geldiği anda bu kararın alınması uygundur. İlişki artık hayat arkadaşlığına dönüşmeye başladıysa ve hayatı birlikte göğüsleme psikolojilerine geldilerse senin benim değil, biz kavramı beyinlerinde ve psikolojilerinde yaşanıyorsa, 'artık anne-baba olmaya hazırlar' denebilir.
* Evliliğin kaçıncı yılından sonra anne ve baba olmak en doğrusu? Evlilikten bir ay sonra hamile kalmak doğru değil. İki ya da üç sene geçmesini beklemelerini öneririm. Kendi çekirdek ailelerini oluşturmaları gerekir. Karı-koca olarak yeni bir düzen kurmuş olsunlar. Yalnızca gelin kimliği içinde kalan eş kimliğine oturmamış olan bir kadın, anneliğe hazır değildir. Kendi kararlarını almamış bir erkek, babasının kanatları altında yaşayan bir erkek de babalığa hazır değildir. Eşlerin mekânsal ve psikolojik özgürlüklerini sağlamış olmaları gerekir.
* Kadınların kendilerini hamileliğe hazırlaması için neler yapması gerekli? Hamilelik sürecinin getireceği bir dizi değişime ruhen ve fiziksel olarak hazır olması gerekir. Bu dönemde bazı duyguların mizaç değişikliklerinin olabileceği bilinmeli. Eğer tıbbi açıdan bir zorunluluk yoksa ve çalışıyorsa çalışma hayatını sürdürmeli. Yeni dönemi; hastalık ya da emeklilik gibi şeyleri düşünmeden hayatın bir parçası olarak kavramalı. Mümkün olduğunca dünya ile bağlantılarını sürdürmeli. Annelik dönemi aynı zamanda kadının kendi geçmişinin nostaljisidir. Kendi geçmişini, çocukluğunu ve annesiyle olan ilişkisini de hatırlatıcıdır. Kadının kişiliğini olgunlaştırıcı pozitif bir krizdir.
* Yani annelik-babalık kararı bir kriz midir? Evet, kesinlikle krizdir ama güzel bir krizdir. Bir kadının bu dünyada hem biyolojik hem de psikolojik olarak yaşayabileceği bir boyuttur. İki değişimi aynı anda yaşar. Kadının anne olması; onun kişiliğinde dünyaya bakışında, hayata ilişkin önceliklerinde ve dünyaya ilişkin yatırımlarında en can alıcı olgudur. Hamile kalmayla birlikte ve sonrasında bir çok kadının kişiliği olumlu değişir. O zamana kadar olan hayata bakış tarzı değişebilir. İlişkilere bakışı değişir. Onun için böyle bir dönem biyolojik bir olgu olmanın ötesinde; çok önemli bir gelişimsel süreç ve psikolojik aşamadır. Hamilelik dönemindeki psikolojiyi anlamak için hormonlar da devreye girer. Diğer insan dışı memelilerle yapılan araştırmalar gösterir ki; hamilelikteki psikolojik süreçte beyne giden hormonal süreçlerin de etkisi vardır.
* Hamilelik öncesi hangi durumlar loğusalık depresyonuna neden olur? Hamilelik öncesinde kadın hamileliğe isteksizse, loğusalık depresyonu yaşayabilir. İstenmeyen gebeliklerin yanı sıra riskli gebeliklerde, annenin yaşının çok genç ya da geç olması halinde yine depresyon ortaya çıkabilir. Annenin geçmişinde ruhsal bir hastalık varsa, anne adayının kendi annesinde yani anneanne konumundaki kişide de ruhsal hastalık varsa depresyon belirebilir. Anne adayı ile anneanne arasında kendi annesiyle sevgi yanında öfke duygularını şiddetli yaşıyorsa, bu depresyon için bir neden olabilir. Anne adayı kadınlığıyla ilgili kaygılar yaşıyorsa, ay başı gerginlik sendromu çok şiddetli yaşanıyorsa annelik depresyonu belirebilir. Ayrıca toplumumuz açısından evlilik ilişkisi oturmadıysa, kaynana sorunu yaşanıyorsa, kadın o evde yalnızca gelin gibi bulunuyorsa annelik dönemi büyük krizlere yol açabiliyor.
* Doğum şeklinin depresyona etkisi var mı? Sezaryenle doğum, çoğul doğum ve hatta bebeğin beslenmesi depresyon nedenidir. Bebeğin biberonla beslemesi bile bir depresyonu ortaya çıkarır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|