|
|
Pırlantayı ne yapsın?
Nil Karaibrahimgil'in 'Pırlantamı Kendim Aldım' şarkısı (sözlerine bayılıyorum) patladı ya, bu haber de tam onun üstüne denk geldi işte. Haber şöyleydi; Mehmet Germiyanlıgil, aldattığı eşine kendini affettirmek için 100 bin dolarlık pırlanta bir yüzük aldı. Ama Elif Hanım ne yüzüğü kabul etti ne de barışmayı... 'Helal olsun' dedim kendi kendime... Pırlantalı-paralı-pullu kabullenişleri yaşayan o kadar çok kadın var ki; işte o nedenle Elif Hanım'ı tebrik ederim buradan... Bir insanın incinmişliğini, aldatılmışlığını parayla satın alarak unutturamazsınız ki... Erkekler kadınları kandırıyor; parayla, pulla ya da pırlantayla... Hayatındaki kadına gönlünde veremediği değeri cüzdanının gücüyle hissettirmeye çalışıyor. Sevgide, ilgide cimri erkek, kendi korkularının bedelini ödemekte nedense çok cömert davranıyor. Ve en büyük ihaneti aslında kendine yaşatıyor. Peki ya bu pırlantalı ilişkilerin öteki tarafı. Yani diğer kadın... O kadın bu durumları öğrenince ne yapar, ne hisseder? Evliliğinden sıkıldığı için kendisine gelen ama karısını kaybetmemek için pırlanta yüzükler alıp barışmaya giden erkeğe inanıp, onunla aşkını yaşamaya devam eder mi? Yoksa o da mı bir pırlanta bekler? Daha büyüğünden, daha değerlisinden... Affetmek için yani!
|