|
|
|
|
|
|
Türkler'in İslam'a katkısı
Laikliği "dinle devlet işlerinin birbirinden ayrılması" diye kabul edersek eğer, bu ayrılmanın tarihini de oldukça eskilere götürüyor Emre Kongar. Selçuklu beylerinden Tuğrul Bey'in Bağdat önlerine gelmesinden sonra Halife Kaim Biemrullah'ın Tuğrul Bey için hutbe okutup para bastırmasını laiklik için ilk adım sayıyor. Kongar'a göre artık "Dünyevi saltanat Türklere geçiyor, halife sadece 'uhrevi' temsilcilikle yetiniyordu." Bu durumu din ile devlet işlerinin ayrıldığı ilk örnek olarak görüyor ama bugünkü anlamıyla olmadığını kabul ediyor. Ancak ona göre "Bu durum din işleri ile dünya işlerinin ayrılması bakımından laiklik açısından çok önemli bir adımdı; bir anlamda İslam'da laikliğin geleneksel temeli sayılabilirdi. Bu adımı ve bu adıma dayalı temeli Türkler atmıştı." Kongar, 1055'teki bu olayın ardından, Türkler'in Anadolu'ya girdikleri 1071'i, 1453'te İstanbul'un fethini ve arkasından Cumhuriyetin ilan edildiği 1923 yılını Türklerin laiklik aşamaları olarak görüyor. Kongar bu konuda "Böylece Tuğrul Bey ve Alparslan ile başlayan, Fatih Sultan Mehmet'le gelişen laikleşme süreci, Atatürk'le noktalanıyordu" diyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|