Kadın nasıl infaz edilir?
İran'da "iffete uygun düşmeyen hareketlerde bulunduğu" gerekçesiyle taşlanarak idam edilenlerden biri de 16 yaşındaki Atefeh Recabi'ydi. Son duruşmada genç kızın kendini savunması hakimin daha da çok öfkelenmesine neden olmuştu.
15 Ağustos 2004'te İran'ın Neha kentinin ana caddesinde, Atefeh Recabi adında bir kız taşlanarak idam edildi. 16 yaşındaydı. "İffete uygun düşmeyen hareketlerde bulunmakla" itham edilmişti. Fakir olduğu için avukat tutamamış, kendi savunmasını üstlenmek zorunda kalmıştı. O zamana kadar, evli erkeklerle olan ilişkilerinden ötürü kamçılanmış ve hapse atılmıştı. Sonuncu davasında hakime, "kurbanın değil, cinsel ilişkinin failinin cezalandırılması" gerektiğini söyledi ve "neden benimle zina yapanları cezalandırmıyorsunuz?" diye sordu. Hakim Hacı Rıza öfkeden çılgına döndü, "dinsiz, imansız" ın olabildiğince çabuk idam edilmesi için elinden geleni yaptı, infazında bizzat bulundu.
GERÇEK SUÇLUYA CEZA YOK 1997 yılında Afsaneh Novruzi adlı bir kadın, Kiş adasında bir polisin tecavüzüne uğradı, saldırganını meşru müdafaa halinde öldürdü. İdama mahkum edildi, 7 yıl idam bekledi. 12 Ocak 2005'te polisin ailesi 62.500 dolarlık bir tazminatı kabul edince kurtuldu. Bir Tahran gazetesinde 28 Kasım 2004'te çıkan bir habere göre, doktorların zeka yaşını 8 olarak belirledikleri bir kadın, "iffete aykırı davranış" tan ve evlilik dışı çocuk doğurmaktan idama mahkum edildi. Leyla M. idam edilmesinden önce kamçılandı. Elle Dergisi, 25 Ekim 2004'te ünlü Fransız kadın filozof Elizabeth Badinter'in bir çağrısını yayınladı. Bu çağrıda, 15 yaşındaki erkek kardeşiyle cinsel ilişkiye giren (aslında kardeşinin tecavüzüne uğrayan) 13 yaşındaki Jila İradi'nin taşlanarak idama mahkum edilmesi karşısında dünyanın duyarlı aydınları tavır koymaya davet ediliyordu. Uluslararası tepkinin büyümesi karşısında İran yönetimi olayı inkar etti. Sonra yeni bir kararla, Jila'nın 18 yaşına geldiğinde idam edilmesinin uygun bulunduğu, taşlanarak mı asılarak mı idam edileceğini hakimin belirleyeceği anlaşıldı. Güney İran'daki Bedali kentinin mahkemesi, 21 yaşındaki Azam adında bir kadını, gözlerinin oyulmasına mahkum etti. Azam, kendine tecavüz eden bir adamın yüzüne toz asit atarak kurtulmuş, ama adam kör olmuştu. Şeriatın "göze göz, dişe diş" ilkesi uyarınca Azam'ın cezası halka açık olarak infaz edildi, mahkeme tecavüz olayını hiç dikkate almadı. Bir mahkeme 20 Aralık 2004'te Hajieh Esmalivand'ı, 17 yaşında bir delikanlıyla cinsel ilişkiye girdiğinden ötürü asılarak idama mahkum etti, bu recme çevrildi ve 21 Aralık 2004'te ölene kadar taşlanmasına karar verildi. Recm, kırsal kesimde çok yaygın. Taşları görevliler ve katılımcı halk atıyor. Yazar Fariba Haştrudi, İran'daki kadınların konumunu "İslamcı engizisyon" olarak adlandırmaktadır. Son seçimlerden sonra ultra muhafazakar Ahmedinecad'ın cumhurbaşkanı olmasıyla bu "engizisyon" un daha şiddetlendiği görülmektedir. Örneğin Batı Azerbaycan Güvenlik İstihbarat Şefi, "ehliyetteki fotoğraftaki kıyafetle kadının araba kullanırkenki kıyafetinin aynı olmasına, aynı olmazsa ceza verileceğine" hükmetti. Nedeni sorulduğunda, "yaz geliyor, açılıp saçılırlarsa rejim tehlikeye girer" diye cevap verdi. Öte yandan Avrupa Parlamentosu 2006 Ocak ayında "erginliğe ulaşmamışların, hamile kadınların, zihinsel özürlülerin idamını" kınayan yeni bir karar aldı, ama yıl başından mart başına kadar en az 5 kadın daha idama mahkum edildi. Dünyada 21. yüzyılın ilk idamı da 19 Mart 2001'de İran'da gerçekleşti. Uyuşturucu satmakla suçlanan Fariba Tajani Emamkoli vinçte asıldı.
BOŞANMAK ERKEK İÇİN KOLAY Boşanma konusunda da "apertheid" (Güney Afrika'da Mandela öncesinde uygulanan bu sisteme göre, zenci çoğunluğun hakları beyaz azınlığınkilere nazaran çok kısıtlıydı) uygulanmaktadır. Erkek, hakime gidip boşanmak istediğini belirten bir dilekçe verir ve boşanır. Kadın ise, kötü muamele, aç bırakma, şiddet, kocasının en az dört yıldır eve uğramaması gibi gerekçeleri ispatlamak için çok miktarda kanıt ve tanık toplamak zorundadır. Boşanma durumunda çocuklar otomatik olarak babaya verilir. Bunun yanı sıra cezalar da cinsiyete göre farklılaşır. Örneğin birinin müessir fiili sonucu birinin bacağının kırılması durumunda, hakim şeriata göre bir tazminata hükmeder. Bu durumda suçlu kadınsa, aynı suçu işlemiş bir erkekten iki kat yüksek tazminat öder. Bu, bütün cezalar için geçerlidir. Amnesty International'ın (Uluslararası Af Örgütü) Şubat 2006'da Londra'da açıklanan belgesine göre, yönetimi eleştiren çok sayıda kadın hapistedir, bunlar işkence görmekte, idam edilmektedir. İnsan haklarından söz edenler, şiddet, taciz, hak kaybı ve hapisle sindirilmektedir. O kadar ki, 23 Haziran 2003'te İran asıllı Kanadalı 53 yaşındaki kadın fotomuhabiri Zehra Kazemi, evin hapishanesinin dışında fotoğraf çektiği için tutuklanmış, başına kalasla vurulmuş ve ölmüştür. Ayrıca çıkartılan bir yasayla kadın haklarını savunan gazetelerin kapatılacağı hükmü konulmuştur.
MEDYA DUYARSIZ KALIYOR İslamcı apertheid'ın nasıl işlediğine ilişkin olarak birkaç sıradan olayı Amnesty İnternational raporundan aktarıyorum. 5.1.2006, resmi kadın kıyafetinden biraz sapan iki üniversite öğrencisi kıza İslamcılar asit attılar. 7.1.2006, Meclis üyesi Fatemah Alia'nın bildirdiğine göre, Ahmedinecad hükümeti kaldırımlarda haremselamlık uyguluyor. Aynı gün, kendine tecavüz eden bir adamı meşru müdafaa halinde öldüren 19 yaşındaki bir kız idama mahkum oldu. 3.3.2006, yüksek bir görevlinin gizli açıklamasına göre Tahran'da sokaklarda dolaşan 300 binden fazla kadın var. 6.3.2006, Tahran'da Dünya Jimnastik Şampiyonasını izlemeye gelen yüzlerce kadın, polis tarafından dövülerek dışarı atıldı. Türkiye İran'ı tanımıyor, bu ülkede olanlardan habersiz. Medya kulağının üstüne yatmış durumda. Tehlike kapımızda! Bu ardışık üç yazı, Türkiye'de elindekilerin ve laikliğin değerini bilmeyen bir grup kadına ithaf edilmiştir. Hüseyin Hatemi'ye not. Bu üç yazıyı birlikte okursanız, kaynaklarımın çok çeşitli olduğunu görürsünüz. İran molla rejiminin arkasında durmayı size hiç yakıştıramadım. Yeni Şafak'taki yazınıza geniş cevabımı ileride yayınlayacağım.
Mehmet Ali Kılıçbay
|