|
|
|
|
|
|
Gerçek İsviçre yemeği deneyin
Yeniköy'deki Swiss Cafe'nin artık restoran olarak hizmet verdiğini öğrenince, yemeklerini denemeye karar verdim. Spesiyaliteler çok başarılı ama Türk kahvesi yok
Ritüeli olan yemekleri severim. Örneğin sofranın başına getirilen özel arabasında pişirildikten sonra üstüne konyak dökülerek tutuşturulan, tüm restoran konuklarının alevlerin yükselip yok oluşunu izlediği "flambe edilmiş" yemekler her zaman ilgimi çeker. İsviçreliler'in fondüleri de bu tür törensel yemeklerdendir. Sofranın ortasında, küçük bir ocak üstüne yerleştirilen tencere içinde bazı malzemelerin pişirilmesi ya da sofraya erimiş olarak getirilen malzemeye ekmek ya da meyveler daldırılarak yenmesi diye özetlenebilir fondü. Ne var ki günümüz hızlı yemek temposu, fondü gibi uzun uzun bir yeme süreci gerektiren seremonili spesiyaliteleri günün moda yemekleri arasından çıkarıyor. Bugün pek az sayıda restoranda fondü çeşitlerini bulabiliyorum. Yeniköy'de yıllarca önünden geçtiğim, kapısında o zamanlar Swiss Cafe yazan küçük bir evde başta fondü olmak üzere değişik İsviçre yemeklerinin servis edildiğini aklıma bile getirmemiştim. Kapıdaki kafe" yazısının "restoran" olarak değiştirildiğini fark edince, burayı denemeye karar verdim.
SAHİBESİ TÜRKÇE KONUŞUYOR Üç katlı evin girişten merdivenlerle çıkılan birinci katı mutfak. Buradan yolunuza bir kat daha devam ediyor, üst kattaki restorana ulaşıyorsunuz. Tavanı açık renk lambri kaplı, aradaki bölmeleri kaldırılmış ufak bir çatı katı burası. Camlı ön cephe bir zamanlar Boğaz'a bakıyormuş. Yeşil alan üzerine bir biçimde yapılmış bir bina denizle bağı koparmış. Arka duvar ise boydan boya soğutmalı bir şarap kavı ile kaplı. Restoranda masa sayısı kısıtlı. Çok iyi Türkçe konuşan Ursula Yazıcı'dan burayı eşi ile birlikte yedi yıldır işlettiklerini öğreniyorum. Daha çok bilenlerin kendilerine sakladıkları, sakin, huzurlu, şık bir mekan burası. Biz dört kişi, ortaya peynir fondü söyledik. Taze olmayan, iri lokmalar halinde getirilen beyaz ve kepekli ekmek parçalarını özel fondü çatalı yardımıyla karışıma daldırıp afiyetle yedik. Genellikle kaşar türü yağlı peynirler yemeklere girdiğinde, biraz fazlaya kaçarsa insanın içini bayıltır. Ancak iyi yapılmış bir peynir fondünün son kırıntılarına kadar tencereyi kazırsınız, yine de herhangi bir hoşnutsuzluk duymazsınız. Swiss Restaurant'ın peynir fondüsünde de öyle oldu. Fondü istemeyenler için bonfile, Viyana usulü şnitzel gibi et seçenekleri de var. Biz de fondünün üstüne, tatmak için ortaya röşti garnitürlü bir şnitzel söyledik. Gelen yemeği beğendik. Ancak yan masada oturanlar et fondü ısmarladılar. Korktuğumuz başımıza geldi. Masada fokur fokur kaynayan kızgın yağın tüm kokusu üzerimize sindi. Allahtan buraya gelirken bu olasılığı göz önünde tutmuş, bir süre gözden çıkardığımız kıyafetleri tercih etmiştik. Yemeğin üstüne sunulan tatlılar ise gerçekten başlı başına tadılması gereken ilginç seçenekler. Cheese cake, apfelkuchen, vermicelle, brownie, dondurma çeşitleri, mereng glase, cup romanov, cup Denemark arasından kestane püresi, beze ve vanilyalı dondurma ile yapılmış vermicelle'yi seçtim. Doğrusu pişman olmadım. Restoranın ilginç bir özelliği, menüsünde hiç Türk şarabının bulunmaması. Buna karşılık Türkiye'ye resmen ithal edilen, fiyatı uygun, kalitesi iyi şarapların hemen hepsini burada bulabiliyorsunuz. Şişeyi, perakende fiyatın üzerine yüzde 20, 25 civarında kar koyarak açıyorlar. Dolayısıyla iyi bir yerli şarap fiyatına hiç değilse ekşi ve kaba tanenli olmayan bir yabancı şarap içebiliyorsunuz ve eğer aşırı milliyetçi değilseniz, Türk şarabı eksikliğini pek de hissetmiyorsunuz. Ancak konu kahveye gelince iş değişiyor. İyi restoranların Türk kahvesini küçümseyip ısmarlayanlara "Bizde Türk kahvesi bulunmaz efendim" diye yanıtladıkları dönem çok şükür geçmişte kaldı. Swiss Restaurant galiba bu değişimi fark etmemiş. Zira menüde çeşit çeşit kahveler bulunduğu halde, Türk kahvesi yok. Sorduğumda da, Türk kahvesinin yapılmadığı yanıtını aldım ve o ana kadar restoranla ilgili çok olumlu izlenimlerim bir anda çöktü. Yine de hakkını yemeyeyim, menüde Türkiye'ye getirilmiş ve bir bölümü çok az miktarda satılan tüm yerli ve ithal biralar yer almıştı. Restoran sahibi Ursula Hanım'ın güler yüzü, yemeklerin kalitesi, küçük olmakla birlikte Batılı görünümlü restoran ortamı, hepsi çok hoştu. Ah, bir de Türk kahvesi içebilseydim!..
Beğendiklerim: Boğaz'a bakan kaliteli bir İsviçre restoranı. Bu ülkeye özgü fondü, röşti, raclette gibi spesiyaliteler çok başarılı. Yabancı şarap çeşitleri çok zengin. Tatlılara ise mutlaka midede yer ayrılmalı.
Beğenmediklerim: Küçük çatı katında yer alan restoranın ne yazık ki terası ya da bahçesi yok. Dolayısıyla yazın klima ile yetinmek gerekiyor. Ancak restoranın bence en önemli falsosu, Türk kahvesinin olmayışı.
Mutfak * * * * Servis * * * * Ambians * * * * Swiss Restaurant Köybaşı Cad. No: 237, Yeniköy Tel: (0 212) 223 27 77
Deniz Erbil
|
|
|
|
|
|
|
|
|