|
TV olmasa Homeros da olmazdı
|
|
Bir arkadaşının medyayı eleştirmesine içerleyen bir sanatçı geçenlerde "Medya olmasa sanatçı da olmaz" dedi. Ne kadar doğru! Sanat tarihi Shakespeare'den Van Gogh'a kadar bunun örnekleriyle dolu
Bir ara magazinciler "Medya olmasa sanatçı da olmaz" diyorlardı. Şimdi başkaları da katılmaya başladı bu yargıya. Bir arkadaşının medyayı eleştirmesine içerleyen, yazık ki adını bilemediğim bir "sanatçı" da aynı cümleyi kullandı geçenlerde: "Medya olmasa sanatçı da olmaz!" Ne kadar doğru! Görsel ve yazılı basın olmasaydı, bir tek sanatçı olmazdı bugün. Sanat tarihi örneklerle dolu.
Homeros, kendi köşesinde yaşayıp giden bir kördü. "Olympos TV" yöneticileri, "Şu garibin elinden tutalım," dediler. Ona iki dizi ısmarladılar. Homeros bir çırpıda İliada ile Odysseia'yı yazdı, sanatçı oldu. Shakespeare, bir akşam Londra'da kafayı çekip bir "pub"ı dağıttı. Orada bulunan bir magazinci olayı fotoğrafladı. Ertesi sabah gazetelerde kendi resmini gören Shakespeare, "Ben artık sanatçı oldum," dedi; oturdu, Hamlet'i, Macbeth'i, Kral Lear'i yazdı. Van Gogh, sokağındaki çöplerin toplanmadığına kızarak, elinde bir bıçak, evinin damına çıkmıştı. Medya hemen oraya damladı. Van Gogh, televizyon kameralarının önünde kulağını kesti. Keser kesmez de sanatçı oldu. Anna Pavlova denize giriyordu. Bir magazinci fotoğraflarını çekti onun. Pavlova o akşam, "Medya mayolu fotoğrafımı çekti. Beni sanatçı yapmaya kararlılar. Bari yüzlerini kara çıkarmayayım," diye düşündü. Ertesi gün baleye başladı. Beethoven'in kulakları duymuyordu. Adamcağız bir gün arkadan gelen Cherokee Jeep'in sesini duyamadı. Az kalsın eziliyordu. Oradan geçen bir magazinci, gazetede "Sağır herif papazı buluyordu!" diye başlık attı. Gazete baskıdan çıktıktan beş dakika sonra Beethoven, senfonilerini bestelemeye başladı.
Bunlar medyanın yarattığı yabancı sanatçılardan örnekler. Oldu olacak, iki örnek de bizden vereyim: Dede Efendi, yaşına başına bakmadan sarayın haremine girmişti gizlice. Harem kapısındaki "bodyguard"lardan biri paparazzi takımına haber verdi. O hafta bütün magazin dergilerinde Dede Efendi'nin yarı çıplak fotoğrafları yayımlandı. Padişah, çapkın ihtiyarı çağırttı. "Boynunu vurdururdum ama sen artık ünlü oldun, sanatçı oldun, medyanın oklarını üstüme çekemem," dedi. Dede Efendi de hemen oracıkta ilk şarkısını besteledi. Karacaoğlan çobanlık ediyordu. Bir gün koyunlarını güttüğü yerden geçen televizyoncunun biri, "Dur, şunu sanatçı yapayım," dedi. Çobana mikrofonu uzatıp "Merhaba, Telegülle" dedirtti. Karacaoğlan o anda sanatçı oldu.
"Sanatçı" doğru söylüyor. Medya olmasaydı sanatçı da olmazdı. Ama bazı kendini bilmezler de medyaya rağmen sanatçı olmaya hevesleniyorlar. Allah akıl fikir versin!
|