|
|
|
|
|
|
Baharı yürüyerek karşılayanlar arttı
Havalar ısındı büyük şehirlerde yaşayanlar da kendilerini parklara, bahçelere ve yürüyüş alanlarına atmaya başladı. İstanbul, Ankara ve İzmir'in en çok tercih edilen yürüyüş parkurlarını sizin için derledik
Bahar kendisini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Kışın rehavetinden kurtulmak isteyenler soluğu parklarda, bahçelerde ve yürüyüş alanlarında alıyor. Yürüyüş parkurları sabah saatlerinde ve hafta sonları dolup taşıyor. İstanbul'da oturanlar, sahil kesimlerinde ve ormanlık alanlardaki yürüyüş parkurlarına atıyorlar kendilerini... Bu güzergahlardan en güzeli Tarabya ile Yeniköy arasında. Bu parkuru bisiklet ya da paten kullananların yanı sıra yürüyüş yapanlar da tercih ediyor... Tarabya'dan başlayıp hiç kesintisiz Yeniköy'e kadar devam eden bu parkurdan sonra Yeniköy'deki kafe ve restoranlarda soluklanmak mümkün. Eski dönemlerde Rum ve Yahudiler'in yoğunlukla oturduğu Yeniköy'de Asdvadzadzin Gregoryen Ermeni Kilisesi ve Aya Yorgi kiliseleri de gezilebilir. Eğer hala yürüyüşe vaktiniz varsa Yeniköy'den İstinye'ye kadar uzanan ve çınar ağaçlarıyla bezeli yolu da kullanabilirsiniz. Adını Yunanca "Sosthenion" kelimesinden alan İstinye, Haliç'ten sonra İstanbul'daki en büyük koy. İstinye İskelesi'nin bahçesinde mutlaka çay içmelisiniz. Bu çay bahçesinden de görebileceğiniz kahverengi bir yalı, İstanbul'da karşılaşacağınız en büyüleyici köşkler arasında. Recaizade Mahmut Ekrem'in bir süre kaldığı bu yalının içini gezmek ise ne yazık ki mümkün değil.
YEŞİLİN KEYFİ Aslında Boğaz'ın en kuzeyinden bulunan Sarıyer ile Büyükdere arasındaki yürüyüş parkuru da denizin ve doğanın tadını çıkarmak isteyenlerin tercih ettiği yerlerden biri. Bebek ile Rumelihisarı, hem yürüyüş yapmak hem de kafelerde hoş vakit geçirmek isteyenlerin akınına uğruyor. Yürüyüşünü Emirgan'da noktalayanlara tarihi Çınaraltı Çay Bahçesi'nde demli bir çay içmelerini tavsiye ederiz. Yürüyüşe doymayanlar ve denizin dışında sadece yeşili görmek isteyenler kendilerini Emirgan Korusu'na atabilir. Buradaki harika doğa manzarasının eşliğinde yürüyüş yaptıktan sonra köşklerde oturup soluklanmak da mümkün. Sahil şeridinin yanı sıra tarihi yarımadada farklı bir yürüyüşü tercih edenler de bulunuyor. Buradaki gezi tarihi eserlerin ve müzelerin gezilmesiyle birlikte farklı bir amaca da hizmet edebilir. Sultanahmet Meydanı'ndan başlayacağınız geziyi Ahırkapı'da bitirebilir, kültür ve tarihle dolu saatler geçirebilirsiniz. Tarihi yarımadanın güney sahilinde, Kumkapı ile Cankurtaran arasında yer alan Kadırga'da da renkli bir yürüyüş yapabilirsiniz. Özellikle denize doğru inen sokaklar sizi adeta bir zaman tünelinden geçirip birkaç yüzyıl öncesine götürecek.
SAHİL ŞERİDİ ÇOK POPÜLER Şehirden tamamen uzaklaşmak isteyenlerin tek tercihi ise Belgrad Ormanları içindeki yürüyüş parkuru. Göl etrafındaki ağaçlar arasında yaklaşık 7 kilometre yürünebilecek bu parkur genelde hafta sonlarında dolup taşıyor. Ancak piknikçilerle karşılaşmak istemiyorsanız sabahın erken saatlerini tercih etmeniz önerilir. Anadolu yakasında oturanların her mevsim tercih ettiği yürüyüş yolu ise Fenerbahçe ile Bostancı arasında kalan sahil şeridi. Çoğunlukla ailelerin hafta sonlarında piknik yapmak için geldikleri bu parkurdaki çay bahçelerinde yer bulmak neredeyse imkansız. Sahil yolu üzerindeki Caddebostan ise özellikle gençlerin tercihi. Bu bölgede yürüyüş yapanların yanı sıra, bisiklet ya da paten kullananlara da sıklıkla rastlanıyor. Bu sahil şeridinde yürüdüğünüz mesafeyi görebilmeniz için konulan tabelalar spor yapanların işini daha da kolaylaştırıyor. Anadolu yakasında Boğaz'ı seçenlerin ilk tercihleri arasında Kuzguncuk ile Üsküdar arasındaki şerit bulunuyor. Kuzguncuk'taki Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi bilindiği kadarıyla bahçesini bir camiyle (Yeni Camii) paylaşan tek kilise.
Aynur ERDEM
|
|
|
|
|
|
|
|
|