|
|
|
|
Çıkmaz sokakta bir yaz gecesi cinayeti
Beyoğlu'nda Muammer Karaca çıkmazında ağır yaralı bulunan bir genç hemen hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Polis, bu cinayet soruşturmasını olay yerinde bulunan küçük bir damla farklı kan örneğini ve kurbanın son nefesinde güçlükle fısıldadığı ismi bir araya getirerek çözmeyi başardı.
Yaralı bir genç kanlar içinde yatıyordu Tarih 9 Ağustos 2005... İstiklal Caddesi'nde güzel bir yaz gecesi yaşanıyor. Saat 22.00 civarında 112 acil servise gelen bir ihbar Muammer Karaca çıkmazında kanlar içinde yaralı bir genç olduğunu bildirdi. Taksim İlkyardım Hastanesi'nden yola çıkan ambulans olay yerine ulaştı ve ilk müdahale yapıldı. Hemen hastanaye kaldırılan yaralı aldığı ağır yaralar yüzünde doktorların bütün müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Doktorlara göre karın bölgesine gelen 8 öldürücü darbe kan kaybından ölüme sebep olmuştu. Polis için artık bu bir cinayetti. Soruşturmayı Beyoğlu Araştırma Amirliği'nden dedektif Dinçer ve ekibi yürütüyordu. İlk bilgilere göre kurbanın adı Murat Işık'tı. 1989 Adıyaman doğumluydu. Doğu'lu yaşıtları gibi ailesine bakmak için bu küçük yaşında iş hayatına atılmıştı.
Son nefesini verirken katilinin adını söyledi Dedektifler bu karanlık sokakta cinayeti gören bir tanık bulmak için bütün kapıları çaldılar. Sokağa adını veren Muammer Karaca tiyatrosunun güvenlik görevlilerinden biri aradıkları tanıktı. Hala olayın şokunu yaşıyordu. Gördüklerini ayrıntılarıyla dedektif Dinçer'e anlattı: Sokağın başında iki genç kavga etmeye başlamıştı. Sonra gençlerden biri aniden bir bıçak çıkarmış ve üst üste hasmına saplamıştı. Katil zanlısı 1.70 boylarında, 20-22 yaşlarında, zayıf, kumral, kısa saçlıydı ve ince bir gözlük takıyordu. Tanık, kurban bıçaklandıktan hemen sonra yanına gitmiş ve kanlar içindeki gencin son nefesinde güçlükle "Beni Hasan vurdu" dediğini duymuştu... Dedektifler tanığın bu anlatımıyla zanlının robot resmini çizdi. Üstü çizilmiş kişiler listesinin ilk sırasına soyadı bilinmeyen Hasan adlı gencin adı yazıldı...
Bir damla kan lekesi Dedektiflerin ilk işi cinayetin işlendiği Muammer Karaca çıkmazını kordon altına almak oldu. Kriminal polis yerde üzerinde kan bulunan tek tarafı keskin bir sustalı bıçak buldu. Bıçak ve olay yerinden alınan kan örnekleri incelenmek için delil torbasına konarak laboratuvara gönderildi. Polisler dikkatli davranmış, pek çok ayrı noktadan kan örneği almışlardı. Bu dikkat nedeniyle laboratuvardan gelen sonuçlar cinayetin çözümünde kritik bir rol oynayacaktı. Kriminal polis olay yerinde kurbanın kanı dışında bir damla kan bulmuştu. Dedektif Dinçer katilin kurbanı bıçakladığı sırada kendi elini ya da vücudunda bir yeri de kestiğini düşünüyordu. Dedektif kurbanın ailesiyle irtibata geçerek kötü haberi verdi. Aile bir anda yıkılmıştı. Kurban Murat Işık İstiklal Caddesi'ndeki Bereket adlı büfede komi olarak çalışıyordu. Kimseyle bir husumeti yoktu. Hasan diye bir arkadaşı olduğunu da hiç duymamışlardı. Dedektif Dinçer talihsiz kominin çalıştığı büfeye de gitti. Ancak büfe o saatte kapanmıştı.
Pansuman yaptıran bir genç Laboratuvarda tespit edilen farklı kan zanlıya ait olabilirdi. Dedektif Dinçer bu ayrıntıyı iyi değerlendirdi. Araştırma ekibi Beyoğu ve civarında ne kadar hastane, sağlık ocağı gibi kurum varsa hepsine tek tek bakacak ve olay gecesi elinde ya da vücudunda bıçak kesiğiyle gelen Hasan isimli bir genci tedavi edip etmediklerini öğreneceklerdi. Araştırma başladı. Ekipler hastaneleri tek tek dolaşıyor, o gece nöbetçi olan doktorlarla konuşuyordu. Başlangıçta hep olumsuz yanıt alıyorlardı. Ancak araştırmayı ısrarla sürdürdüler. Ve ilk ipucuna Hacı Ahmet Mahallesi'nde bulunan Sena Polikliniği'nde ulaştılar. Nöbetçi doktor olayı hatırladı. Cinayetin işlendiği gün, gece yarısı gelen bir genç kesik parmağına pansuman yaptırmıştı. Doktor, hasta kayıt defterinden pansuman yapılan kişinin adını da okudu: 1985 Mardin doğumlu Hasan Aslan! Dedektif artık sadece bir isme değil, bir soyadına da sahipti. Bu önemli bilginin cinayeti çözmekte kritik bir rol oynayacağını biliyordu.
Ağabeyi takip eden polis zanlıyı hemen yakaladı Sena Polikliniği'nde elde edilen kimlik bilgisinden zanlının adresine ulaşan ekipler evde Hasan Aslan'ın ağabeyi Ahmet Aslan'ı buldu. İki kardeş birlikte kalıyordu ancak Hasan eve gelmemişti. Dedektif, zanlının kaçmaya çalıştığını tahmin etidiyordu. Ağabey Ahmet Aslan'a kardeşinin cinayet zanlısı olarak arandığını söylediler ve evden çıktılar. Polisler bir plan yapmıştı; ağabeyin kardeşine yardım için onu bulmaya çalışacağını biliyorlardı. Polislerin evden çıkmasından hemen sonra ağabey Ahmet Aslan'da evden çıktı ve bir taksiye bindi. Polisler de hareket etti. Ağabey izlendiğini fark etmeden Anadolu yakasına yöneldi. Peşindeki sivil polis ekipleriyle Kadıköy İskelesine geldi ve iki kişiyle buluştu. Dedektifler gelenlerden katil zanlısı Hasan Aslan'ı hemen tanıdılar. Ve ani bir operasyonla gözaltına aldılar.
Bıçağı sildi ama yere damlayan kanı unuttu Zanlı Hasan Aslan ilk ifadesinde kurban ile aynı büfede çalıştıklarını, kavga ettiklerini anlattı. Ancak cinayeti reddetti. Bıçağı dikkatle sildiği için parmak izinin bulunmayacağını düşünüyordu. Gerçekten de laboratuvarda dikkatle araştırılan bıçakta kurbanın kanı dışında parmak izi yoktu. Ancak olay yerinde bulunan farklı kan zanlıya aitti. Elinden damlayan kanı unutmuştu. Artık cinayeti itiraf etmekten başka şansı yoktu. Olay günü tekrar tartışmışlar, ölen Murat isimli genç kendisine hakaret etmiş, "Bir gözün kör" diye aşağılamıştı. İş çıkışında Muammer Karaca çıkmazında kavga başlamıştı. Bıçağı korkutmak için salladığını söylüyordu. Mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. İki gencin birbirlerine ettiği hakaretler birisini mezara, diğerini cezaevine yollamıştı...
EMRULLAH ERDİNÇ
|
|
|
|
|
|
|
|
|