kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kapitalizm ve Kayserili Kalvinist
Kapitalizm ve Kayserili Kalvinist

Kapitalizm tanımlanması zor bir olgu. Pek çok sözlükte farklı tanımlar bulmak mümkün. Max Weber'in Türkiye'de yeni bir tartışma yaratan ve kapitalizmi Kalvinizmle ilişkilendirdiği tanımı bu kapsamda incelemek gerekir.

Kapitalizm, tanımlanması çok zor bir olgudur. Yalnızca İngilizce ansiklopedi ve sözlüklere bakıldığında bile bu güçlük kendini hemen ortaya koymaktadır. Örneğin Encyclopaedia Britannica'nın 2006 baskısında, "Serbest piyasa ekonomisi veya serbest girişim ekonomisi olarak da adlandırılır. Kapitalizmde üretim araçlarının çoğu özel mülkiyettedir ve üretim ile gelir dağılımı büyük ölçüde piyasa işlemleri aracılığıyla olur" biçiminde tanımlanmıştır. Oxford İngilizce sözlüğü ise, "sermaye sahibi olma; kapitalistin konumu; kapitalistlerin varlığını teşvik eden bir sistem" demektedir. Başka bir Oxford sözlüğü ise, "Bir ülkenin ticaret ve endüstrisinin devlet değil de, kar peşindeki özel kişiler tarafından kontrol edildiği ekonomik ve siyasal sistem" tanımını getirmektedir. Son olarak Merriam-Webster sözlüğünün tanımı şöyledir: "Toprak, fabrikalar, demiryolları gibi üretim araçlarının tümünün veya çoğunun kar peşindeki özel kişilerin mülkiyetinde olduğu ve başlangıcında tam rekabet koşullarında çalışan sistem."

TANIMLAR TUTARSIZ
Kapitalizmin tanımı konusunda bir çok dilden çok sayıda sözlüğü kapsamına alan birçok tarama çalışması yapılmıştır. Ortaya çıkan sonuç şaşırtıcıdır. Bu tanımlar, birbirleriyle çoğu zaman çelişmektedirler. Bu durumda sözlüklerden medet ummaktan vazgeçerek, iktisat biliminin konu hakkındaki kazanımlarına bakmak ve Max Weber'in Türkiye'de yeni bir tartışmaya yol açan, kapitalizmi Kalvinizmle ilişkilendirdiği tanımı bu doğrultuda irdelemek gerekmektedir. Weber, ana hatları itibariyle, kapitalizmin çalışma hayatının rasyonelleşmesiyle geliştiğini, sermaye birikiminin de, dinsel öğretiden destek alan Kalvinistlerin çok çalışıp, israf etmeyerek yaşamaları sonucu gerçekleştiğini ileri sürmektedir. Oysa Weber'in kitabını yazdığından bu yana geçen yüzyıl içinde yapılan iktisat tarihi araştırmaları, sermaye birikiminin azla yetinen çalışkan Kalvinist burjuvalar sayesinde değil, 15. yüzyıldaki coğrafi keşifler sonucu başlayan Avrupa dışı kıtaların talanından, uzak mesafelerde yapılan devlet destekli tekelci ticaretten, Afrika'dan kitleler halinde Yeni Dünya'ya götürülen kölelerden, korsanlıktan, devlet savaşlarından, devletlere verilen borçlardan vb. kaynaklandığını ortaya koymuşlardır. Bu araştırmaların sonuçları değerlendirildiğinde, Weber'in aslında kapitalisti tanımlıyorum zannederek, bir cins esnaf ve tüccarı tanımladığı görülmektedir. Weber'in tanımladığı "Kalvinist" tüccar, bir kapitalist değil, kapitalizmle birlikte yaşayan, eski sistemin devamcısı olan bir esnaf, tüccardır.

FİRMALAR TEKELLEŞİR
Kapitalizmin gerçek doğasına baktığımızda, onun bir rekabet sistemi olmadığı, aksine rekabetten nefret ettiği görülmektedir. Kapitalizmde firmaların eğilimi tekelleşme yönündedir. Piyasa serbesttir, ama piyasada söz sahibi bir firma oluşturmanın maliyetinin milyon dolarlar seviyesinde olduğu düşünülürse, zaten sermaye sahibi olanlar için serbesttir. Ayrıca serbestlik, devletin fiyat oluşumuna müdahale etmemesi anlamına gelmektedir. Yoksa isteyen istediği piyasaya giremez. Bunun yanı sıra, fiyat teorik olarak üretici ile tüketicinin, yani arzla talebin kesiştiği noktada oluşur deniliyorsa da, kapitalizmde fiyat piyasaya egemen firmalar tarafından kapalı kapılar ardında oluşturulur ve tüketicinin fiyatı değiştirme gibi bir olanağı yoktur. Bu arada mübadele ekonomisi ile kapitalizmi birbirine karıştırmamak gerekir. Malların para karşılığı mübadele edilmesi, tüm tarih boyunca yer alan bir olgudur. Kapitalizmin özelliği, belirsiz bir piyasa ve belirsiz bir tüketici kitlesi için üretim yapmasıdır. Bu durumda kapitalizmin amacı insanların ihtiyaçlarını karşılamak değil, karını olabilecek en çok miktara ulaştırmak için ihtiyaç yaratmaktır. Bu durumda, kola, sigara, sakız, moda ürünleri gibi milyonlarca ihtiyaç olmayan, ama arzu nesnesi haline getirilen mal yaratılır ve tüketici bunlara yönlendirilir. Oysa piyasadan gelen talebe göre üretim yapan firmalar, çapları ne olursa olsun, kapitalist değillerdir. Bunlar fiyatı belirleyemezler, ona maruz kalırlar.

TUTUCU GİRİŞİMCİLER
Bütün bunların ışığında, "İslami Kalvinist" olarak nitelenen Kayserili firmaların hiç de kapitalist olmadıklarını söylemek mümkün hale gelmiştir. Çünkü bu firmalar, ne girdi (yani üretim için kullandıkları malzemeler) ne de nihai ürün fiyatlarını belirleyebilmektedirler. Öte yandan, bunların "bir Kalvinist gibi davranarak", yani azla yetinerek, çok tasarruf yaparak öz sermayeleri genişletmeleri de kapitalist oldukları anlamına gelmez. Bu noktada kapitalizmin başka bir özelliğinin işaret edilmesi gerekmektedir. Bu sistemde, piyasaya hükmeden firmalar uzmanlaşmazlar, karlı her alana yatırım yaparlar. Holdingler böyle oluşur. Bu durumda risklere karşı korunurlar. Ama uzmanlaşan firmalar, kriz durumunda batar ve azla yetinerek oluşturdukları öz sermayelerini de bir günde kaybederler. Ayrıca bu firmalar, her zaman uzmanlaşmamış kapitalist firmaların hükmü altında, onların kurallarına göre davranmak zorundadırlar. Öte yandan kapitalizm kredi demektir. Yani gerçek kapitalist başkalarının sermayelerini kullanarak onlara faiz ödeyen kişidir. Ancak Kayseri örneğinde, İslami duyarlılıkları yüksek muhafazakar müteşebbisler söz konusudur ve bunların faiz karşısındaki tavırları bellidir. Öyleyse "Kayserili Kalvinistler" ya gerçek Kalvinistler gibi faiz yasağını ortadan kaldıracaklar, ya da kapitalist olamadan büyük esnaf olarak kalacaklardır.

Mehmet Ali Kılıçbay

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Kardeşini sokaklara bırakmadı ve kazandı
 Solun soylu ve güzel yıldızı
 Nefes kesen bu şov yirmi yıldan beri hiç durmadan devam...
 Sanal alem Marquez'ini arıyor
 Sakıp Bey'siz hayat zor geliyor
 Çanakkale'ye yeni bir yüz
 Çıkmaz sokakta bir yaz gecesi cinayeti
 Tarık Akan yeteneksiz Halil Ergün aktörlük bilmez
 Kadınları şiddetten korumak devletin işi
 Duraktan kaçırıp tecavüz ettiler
 Nefes aldığım sürece her şeyi yapabilirim
 Ünlüler değişen yüzleri ve hayatlarıyla çok şaşırtacak
 Chelsea'yi bırak Al Ahly'ye bak
 Kişiye özel beste yapılır
 Çapkınlar kimin peşindeydi? Kim kendisini kraliçe ilan...
 Ankara'da film haftası başlıyor
 Gökçeada belgeseli Osmanlı Bankası Müzesi'nde
 Küresel ısınma felaketi Türkiye'yi de vuracak
 Hakkari'de umudun adı basketbol
    Pazar Sabah Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Sakın karar almayın
Öyle bir an gelir ki...
MEHMET ALTAN
Aşk şiirleri ve SABAH'ta yirminci yıla...
KAZIM KANAT
Hayatım o fotoğraflarla değişti
Ben gazeteciliğe...
REFİK DURBAŞ
Güne taşınır ibreti
Haber sözcüğü ile aynı familya...
İstanbul akrobasi ile şenlenecek
İstanbul akrobasi ile şenlenecek
İstanbul, dünyanın en sıradışı hava akrobasi gösterisine ev sahipliği...
Ünlülerin favori siteleri
Ünlülerin favori siteleri
Günümüzde hemen her konuyla ilgili bir internet sitesi bulmak mümkün.
Soframızda nur kaza bela geri dur
Osmanlı mutfak kültürü çok seçiciydi. En fazla rağbet gören yağ tereyağıydı.
Küçük buluşlarıyla servet kazandılar
Fitness ve diyet gibi zayıflama yöntemleriyle ilgili yaptıkları küçük buluşlar,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.