|
|
|
|
|
Kadınlar daha üçüncü günün sonunda 'Bu ilişki ne olacak?' diyor
|
|
-Hayat içindeki bütün duruşunuzda 'toplum için yaşamak' öne çıkıyor. Böyle mutlu olduğunuzu söylüyorsunuz. Ama topluma adanmış bir hayat sizi daha çok yalnızlığa itmiyor mu? - Doğru. Özel hayatıma baktığınızda mutsuz bir görüntü çıkıyor. Özel hayatımda yalnızım. Evde iki yardımcı kadın, bir de şoförüm var. Akşam olunca onlar gidiyor. Yani eve gidince yalnızsın. Güzel mi bu durum?
-Ama bu da sizin tercihiniz? - Tercihim değil. Yıllardır size bunun nedenlerini anlatıyorum. Laf olsun diye evlenilir mi?
-Tabii ki evlenilmez ama siz de her kadının kolay kaldırabileceği bir adam değilsiniz ki? Sadece kendi doğrularınızdan yürümek istiyorsunuz... - Bunca yıllık yaşamımda koyduğum değerlerin hiçbir zararını görmedim. Kendi öz benliğimden başka kimse de zararını görmedi. Ama ben bunları seçiyorum. Böyle yaşıyorum. Karşımdaki insanın da bunu benimle paylaşması lazım. Ben bu değerlerden vazgeçemem.
-Hayatınıza giren kadınlar hangi beklentide oluyorlar ve hangi hayal kırıklıklarını yaşıyorlar? Bunu değerlendirebiliyor musunuz? - Bu yaşam biçimi doğru değil diyor, senin tavrın doğru değil diyor. Ben de 'buna müdahale etme şansın yok. Bunu böyle kabul edeceksin. Ben iyi insan mıyım kötü insan mıyım ona bakacaksın' diyorum. Ve bu süreci tamamlayamıyorum.
-Ve aşk da kişisel çatışmalara yenik düşüyor öyle mi? - Aşk diye bir şey yok. Çünkü aşkla uğraşılmıyor. İnsan aşık oldu sanıyor, o kadar. Aşk daha yüce bir şey. Siz alışkanlığa, hoşlanmaya, birlikteliğe aşk diyorsunuz. Aşk deliliktir. Ama tarif ettiğiniz aşkı siz hiç yaşadınız mı diye sorarsanız yaşamadım. Aşk olması için bütün sorunların bitmesi lazım. İlişkide hiçbir sorunun kalmaması lazım. Ondan sonra insan, kederde, tasada, mutlulukta birlikte yaşamaya yemin ediyor.
-Aşkı delilik olarak tanımlıyor, sonra evlilik gibi sakin bir limandan söz ediyorsunuz. Bu bir çelişki değil mi? - Aşk illaki sokaklara çıkıp bağırmak değildir. Delilik iki kişi arasındaki deliliktir. Bütün o deliliklerden geçip, sorunları aşıp, sonunda o sakin sulara kavuşursun. Biz bu işi beceremedik. Çünkü kadınlar daha üçüncü günün sonunda 'Bu işin sonu ne olacak?' sorusunu soruyor. Kadın niye akıllı davranmıyor? Bu soruyu sormasa olmaz mı? Erkek kadına soruyor mu, 'Bu ilişkinin sonu ne olacak?' diye...
|
|
|
|
|
|
|
|
|