|
|
'Binalar dost gibi durmalı hakimiyet kurmamalı'
Yarım asırlık mimar Doğan Tekeli, binaların 'dostça' yükselmesinden yana. Çevresindeki her şeyden farklı duran, abartılı bir ihtişam içeren binaları hiç sevmiyor.
Nişantaşı'ndaki yüksek tavanlı mimarlık ofisinde, tavanlara ve yaptığı yüksek binalara inat, ufak tefek bir adam, hararetli hararetli telefonla konuşuyor. İş yoğunlaştıkça, eli, uzak tutmaya çalıştığı puro kutusuna gidiyor. 77 yaşında, ama 400 metrekare alanlı ofiste 25'indeymiş gibi hızlı adımlarla yürüyor. Genç ruhlu, hoş sohbet, dostça gülümseyen ve her cümlesi derya deniz bir mimar, Doğan Tekeli. Binaları insanlara benzetiyor, "Kimi dostça bakar çevresine, mütevazidir" diyor, "Kimileriyse azametli durur, faşizan bir hali vardır." Ve şu anda dünyanın bir numaralı mimarı olan ABD'li Frank Gehry'nin sözünü anımsatıyor: "Binalar friendly olmalıdır, yani dostça". Doğan Tekeli ile, yaklaşık 1.5-2 yıldır yazıp çizdiğimiz, her yerde konuştuğumuz 'gayrimenkul sektöründeki patlama ve canlılığı' konuşuyoruz. İlk kez bir proje geliştirici değil, bir mimarın gözünden bu dünyayı anlamaya çalışıyoruz...
* "Binalar dostça yükselmelidir" diyorsunuz, ne demek bu? Bulunduğu çevreye hükmeden binalar vardır. Göğü delercesine yükselir, azametiyle etraftaki küçük yapılar, sokaklar ve oradan geçenlerin üzerinde adeta bir hükümranlık kurar. Bir de mimarisi ne kadar farklı olursa olsun, -yani arkasında, karşısında gecekondu bile olsa- bulunduğu ortamla dost, onların üzerinde hakimiyet kurmaya çalışmayan binalar vardır. Sözgelimi Metrocity, tüm modernliğine ve çok katlı olmasına rağmen bulunduğu yerde ezici duruşa sahip olmayan bir binadır.
* Mimarlıkta yarım asırı tamamlamış biri olarak, o günden bugüne neler değişti? Biz şanslıydık. Çok iyi hocalarımız oldu. Anıtkabir'in mimarı Emin Onat hocamdı. Meclis binasının, Ankara Opera binasının mimarlarından öğrendik mesleği biz. Ve okulu bitirdiğimizde yapı yapabilir haldeydik. Bugünkü gençlerin bu şansı yok, onlar mutlaka öncelikle bizim gibi büyük mimarlık ofislerinde çalışmak zorundalar. Öte yandan bugün yapı üslupları da malzemeler gibi geniş. Ve bugün mimaride daha çok bilgi-deneyim gerekiyor.
* İstanbul'daki konut uygulamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bugün giderek yaygınlaşan kapalı siteler, dünyada tecrübe edilip yıllar sonra terk edildi. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Londra ve Paris'te bu tip siteler yapıldı. Ve bunlara 'Yatakhane Kentler' denildi. İstanbul'daki sitelerde insanların sosyal buluşmalarına imkan verecek mekanlar düşünülüyor ama bunlar ideal olmaktan uzak.
ESEN EVRAN
|