* Çalışanlarınızın hepsi Türk olmasa gerek. Bir de kaç kişi oldunuz? Alt taşeronlarımızla birlikte 10 bin kişiyiz. Ama bunun 500'ü Hintli mühendis ve işçi, 200'ü Gürcü, 350'si Mısırlı, ABD'li, İngiliz, Güney Afrikalı mühendisiniz de var. Dubai'deki genel müdürümüz Hintli. Küresel firma olmanın yolu, kesinlikle insan kaynaklarınızın çok değişik pasaportlardan oluşmasından geliyor. Gerektiğinde Endonezya'dan Mısır şantiyesine Arapça ve İngilizce bilen mühendis alıyoruz. Biliyoruz ki mesela çelik işine Viyetnamlılar, Nepalliler geliyor. Avrupalılar kontrat yönetiminde çok üstatlar. Dolayısıyla bu işimize onlara teslim ediyoruz. Biz de bir mavi yakalı işçilerimiz, bir beyaz yakalı memur arkadaşlarımız var. Bir de altın yakalı arkadaşlarımız var. Bunlar 100 kişi civarında. İçinde yabancılar var ama yüzde 95'i Türk ve ortalama yaşları 32. Hepsi çok iyi okumuş, sadece zekaları değil, duygusal zekaları da çok gelişmiş. Biz bu arkadaşlarla açılıyoruz dünyaya.
* Nasıl seçiyorsunuz bu arkadaşları? Çok seçici davranıyoruz. Sadece okuduğu okullarda da değil, ahlaki yapıları çok önemli. Mesela ben öğretmen çocuklarını çok seviyorum. İki kişi aynı özgeçmişe sahiplerse, öğretmen çocuğunu tercih ediyorum hemen. Öğretmen çocukları çok farklı oluyor.