Mavi Yol koylarına idam fermanı çıktı
Ülkemizde bazı şeyleri iş işten geçtikten sonra öğreniyorsunuz. Üstelik duyarlı olmanız, bir konunun üstüne titremeniz de bu sonucu değiştirmiyor. Her an bir gol yemeniz mümkün... Acı olan da yenilen golün kişisel olmaması. Bu goller ülkemizin geleceğine atılıyor. Eğer farkedebilirseniz ne ala yoksa geçmiş olsun... Bundan 8-10 yıl önce Çeşme'deki ünlü Karaada'nın en mahfuz koyuna balık çiftliği için izin verilmişti. Yıllığı 100 milyon lira gibi bir ücretle hem de... Karaada halk arasındaki adıyla "Eşek Adası" tüm tur teknelerinin gittiği o bölgedeki tek yerdir. Kış Limanı da bu adanın en mahfuz koyudur. Adamlar az daha buraya el koyarak tüm adayı sığınılmaz hale getirip ele geçireceklerdi. Onların üstü kapalı bile değil açık tehditlerine rağmen civardaki balıkçılar, tur tekneleri, yatçılar, marinacılar birlik olup ayaklandılar. Vilayet de tahsisi kaldırdı... Günlerdir Bodrum ayakta. İnanılmaz bir yağmanın önüne geçebilmek için imza kampanyaları düzenliyorlar. Cumhurbaşkanımıza, Meclis Başkanımıza, Başbakanımıza ilgili bakanlara seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
AÇALIM DERKEN KAPIYORLAR Aslında ayağa kalkması gerekenler sadece Bodrumlular değil. Bu ülkenin çevreye duyarlı tüm insanları olmalı. Çünkü Turizm Bakanlığı'nın son uygulaması "Mavi Yolculuk"un ölüm fermanı gibi... Bakanlık ülke içinde ve bir bölümü deniz kenarında ıssız koylarda, bakir bölgelerde bulunan arazileri tahsis yoluyla turizme açtı. Sözcük aynen böyle "Turizme açmak". Sanki "Mavi Yolculuk" yapılan o cennet koylarımız turizme kapalıymış gibi... Otel yapılmasına yani betonlanmasına izin verilen yerlerden sadece birini söyleyeyim: Bodrum Alakışla Bükü-Adalıyalı Mevkii (Kisse Bükü). Buraya 3 otel yaptırıyorlar. 2500 kişilik dev tesisler. Buranın bir özelliği var. Yola çıkanlar ilk ya ada son liman olarak burayı kullanırlar. Ayrıca günü birlik gezilerin en gözde koylarından biridir. Yerlisi yabancısı, yüzlerce turist, yüzlerce denizci buraya gelir, denize girer o tertemiz suların keyfini sürer. Sonra onlar giderler ve koy yine yüzyıllardır olduğu haline döner. Böyle bir yer turizme kapalı mı da, turizme açılma bahanesiyle betonlaştırılıyor. İşin vehametini gözünüzün önüne getirebilmeniz için eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Engin Heper'in söylediklerini tekrarlayayım: Yaptığımız dalgıç çalışmalarında gördük ki, turistik tesislerimizin büyük bir bölümü tüm atıklarını denize akıtıyorlar. Yalnız onlar değil bu işi kontrol etmesi gereken belediyelerimiz de...
ON BİNLERCE İNSAN AÇ KALIR Cennet koylarımızı önce betonlayıp sonra lağım çukuruna döndürmek, nasıl turizme açmak oluyor acaba? Bundan sonra o koylara kim gider? Hangi mantıkla tur düzenlenir? Arasında Çökertme Koyu da bulunan bu tahsisler iptal edilmezse Mavi Yolculuk giderek ölür. Bu sektörden ekmek yiyen tekne imalatçısı, ustası, yelkencisi, kaptanı, aşçısı, gemicisi, tur operatörü onbinlerce insan aç kalır... Bu hoyratlığa, bu vurdum duymazlığa ne olur dur deyin. En azından toplumsal bir mutabakata varana kadar. Sesimizi duyurabilmek için Bodrumluların açtığı www.bodrum ajans.com.tr/protesto adlı internet adresini ziyaret de yarar var.
|