|
|
Yerli piyasaya neden küstü?
* Yerlilerin, batan aracı kurumlar tarafından çarpılması karşısında yatırımcılar İstanbul Borsası'na kendi işlem sistemleriyle geldi. Öncelikle güçlü bir aracı kurumu sadece alım satıma aracılık etmesi için seçtiler. Ardından da güvenilir bir büyük yabancı bankayı saklamacı kuruluş olarak belirlediler. İşlemlerini yerli bir aracı kuruluşa, saklamayı ise çok sağlam yabancı bir bankaya yaptırdılar. Başka ülkelerdeki yatırımlarından tecrübeleri bulunduğundan ve kurumsal yatırımcı olduklarından, sistemin eksikliklerine karşı kendilerini sağlama aldılar. Belki başlangıcta daha yüksek komisyon ödediler. Ama yerliler gibi, sık sık alım satım yapmadıkları için, toplamda ödedikleri komisyon daha düşük bile kaldı. Yerlilere oranla 7 kat daha uzun vadeli yatırım yapan yabancılar, aracı kurumların batışından da mağdur olmadılar. * 2001 krizinde batan bankalar ve bu bankalarla bağlantılı batan şirketlerden de yabancılar az etkilendi. Çünkü yabancılar kurumsal yatırımcı olarak araştırmaya önem verdiler. Borsadaki şirketlerin de, zaman içinde, oluşacak kriz ortamlarında batabileceğini biliyorlardı. Bu nedenle büyük şirketlerin derinliği olan hisse senetlerine yatırım yapmışlardı. Yerliler ise şirketlerin batışını ilk kez yaşadılar. 2001 krizinden en ağır darbeyi aldılar. Sayısı bir ara 36'ya kadar çıkan, batan ve işlem sırası kapatılan şirketlerde yatırımcıların yaklaşık 760 milyon dolarlık zararının oluştuğu hesaplanmıştı. * 2000 yılında borsada başlayan çöküş dönemi ve 2001'de şirketlerin batmasından dolayı yerli yatırımcılarda oluşan derin güvensizlik, son büyük yükselişe ve borsaya yerlilerin kuşkuyla yaklaşmasına yol açtı. Bu nedenle 20 yıllık tarihinde altıncı kez kalkan yükseliş trenine yerliler binmeye cesaret edemediler. * Sermaye piyasasında sistemin açıkları da bir türlü kapatılamadı. Gerçi aracı kurum batışları önlendi, aracılar batsa bile müşteri emanetlerini iç etmeleri önlendi. Ama banka batışlarında yatırımcıların doğru ve zamanında bilgilendirilmesi sağlanamadı. Bu konuda sistem riski giderilemedi. Tam bu sırada küresel sermaye hareketleri nedeniyle yabancılar Türkiye piyasasına yatırımı hızlandırdıkça, borsa treni de giderek hızlandı. Sonunda yerliler, trenin kaçırılmış olduğu kanaatiyle kitlesel biçimde borsaya yönelmekten imtina ettiler. Bunun bir sonucu olarak da, yabancıların borsadaki payı 2001 krizinde yüzde 35 düzeyine kadar inmişken, 2005 sonunda yüzde 66.4'e ve ocak ayının üçüncü haftası sonunda yüzde 69'a kadar çıktı. Yerlilerin de yüzde 65'den yüzde 33.6'ya ve son olarak yüzde 31'e düştü. Borsada aktif yatırımcı sayısı da Takasbank verilerine göre, 1 milyon 385 binden beş yılda 900 binin altına indi.
|