Ne yaptın Tommiks?
Bunu bilmiyorduk. Kahraman yüzbaşı Tommiks'in maceralarının Türkiye'de yayınlanmaya başladığı yıl, tam da bizim "okuma-yazma" yı öğrendiğimiz "yıl" mış meğer. Elli yıl önce... Yani hiçbir şey kaçırmamışız. Yani "tüysüz" bir delikanlının; "ranger" lıkta, yüzbaşılığa kadar yükselip "kötüler" i alt etmesine eşlik ettiğimiz günler, daha her şeyin başlangıcıymış. Sonra hepsini birlikte yaşadık... O; "binbirsurat" dahil bütün kötülerle baş ettikçe, biz "kahraman" olduk. Yirmiotuz sayfalık o küçük ve renkli kitapçıklar, bizi hep "iyiler" in kazanacağına inandırdı. İyi bitti her maceranın sonu... O nedenle de evde ve okulda "Tommiks" okumamızın yasaklanmasını hiçbir zaman anlamadık. Allah'tan renkli kitapçıkların boyutları tarih ya da coğrafya kitaplarının arasına gizlenecek kadar küçüktü. Tommiks, bizim ilk cesaretimiz ve yasaklara ilk karşı koyuşumuzdu. Yasaklara direndik. Kahramanlar kazandı. Biz kazandık... Kahraman olduk.
Bugünlerde, Tommiks'le birlikte Teksas da "ellinci yıl" ını kutluyormuş Türkiye'de... Teksas'ın kahramanının adı da Çelik Blek'ti... Ama onu çoktan Türkçe olarak algılamıştık bile: O, "çelik bilek"li bir kahramandı bizim için... Kırmızı ceketli işgalci İngilizlere karşı direnen "vatansever" bir avcı... Kahramanlarımızla mutluyduk. Yasaklara da direniyorduk bir yandan, onların "kötü" lere direnişine eşlik ederek... Her yerde, her fırsatta okuyorduk. Sinema önlerinde "macera" değiştiriyorduk gizlice... Ve gerçekten anlamıyorduk yasağın sebebini de... TommiksTeksas okuduk diye, ne "Amerikan" laştık bir gün bile; ne silah doladık belimize... Yalnızca kahramanların kötüleri er geç alt edeceği inancı kaldı zihnimizde... Bir de okuma-yazmayı hızla geliştirdik binlerce, on binlerce konuşma balonunun sayesinde... Ve... Okudukça anladık... Anladık başka şeyleri de zamanla... Hayatı, siyaseti, aşkı, hüzünleri, zaferleri, yenilgileri; emperyalizmi, sosyalizmi, faşizmi, liberalizmi, siyasal İslam'ı, laisizmi; cumhuriyeti, hürriyeti, milliyeti, sabahı, akşamı, şafağı... Demokrasi macerasını, isyanları, darbeleri, karşıdarbeleri, devrimleri ve karşıdevrimleri; darağaçlarını ve cesaret taçlarını yılgınlık ve başkaldırı sınavlarında... İşgalleri, savaşları, muharebeleri hudutlarımızda... Ve çok, çook uzaklarda: Vietnam'ı da okuduk, Yom Kippur savaşını da... Salvador Allende'yi de gördük, General Pinochet'yi de... Ay yüzüne indiğine de tanık olduk insanoğlunun, kansere ve AIDS'e yenildiğine de... Bolluk-bereket günlerini de yaşadık, zeytinyağı ve ampul kuyruklarını da... Depremde sustuk kederle, futbolda coştuk... Her iktisadi depremin sonunda; enkaz altında kalanlar kadar, enkazdan "nema" lananları da bulduk toz-toprak kalktığında... Kimimiz ağladı aynı şarkının nağmelerinde; kimimiz halay çekti "öteki" yle göz göze... Sonuçta... Kazanmanın ve kaybetmenin; birbirine, kör bir bıçağın sırtında yaslandığını öğretti bu hayat hepimize...
Velhasıl... Hayatımızın en "hayır" lı yasağı olduğunu nereden bilebilirdik, kişisel "tarih" imizin ve ulusal "coğrafya" mızın kıvrımlarında gizlediğimiz "yirmi beş serilik" o Tommiks macerasının? Geç anladık!.. Bize "iyi" lerin hep kazanacağını öğretmeseydin sinema önlerinde; hayal kırıklıklarımız o kadar büyük olmayacaktı belki de!.. Ne yaptın bize Capitan Miki?
|