|
|
|
|
Duyarsızlıklar hayatı sakatlıyor
Beş haftadır kent yaşamı içindeki mimari engellerle hayatı kararan engellilerin aktif yaşama katılımını zorlaştıran bozuk yapılaşmadan bahsettik. İşte bu beş haftalık araştırmamız sonucunda kamu binaları, oteller, marketler ve park-bahçeler gibi kamuya açık yerlerin tüm ülkelerce engelliler için kabul edilen normlara uygun olmadığını gördük. Yani eğitim, sağlık, ulaşım ve alışveriş gibi bir beklentisi olan engellilerin umudu başka bahara kaldı. İstanbul'da ruhsatlı konut sayısı 850 bin, imar aflarıyla yasalaşan konut sayısı 750 bin, kaçak konut sayısı ise 400 bin. Deprem olmasa dahi kendiliğinden yıkılacak konut sayısı da 700 bin. İşte standarda uygun olmayan tüm bu konutlar, içinde yaşayan insanları da sağlık standartlarından yoksun bırakıyor. Biz yaşanabilir kent için mimari standartları ihmal eden kamu yöneticilerinin duyarsızlığını eleştiriyoruz. Ya engelli aileleri? Acaba onlar engelli çocuklarının sokağa çıkabilmesi için gerekli duyarlılığı gösteriyor mu? Oturdukları binanın fiziki koşullarını onlara göre düzenliyor mu? İşte bugün bu konuyu köşemize taşıyacağız. Bu konuda da duyarsızlıklar yaşandığına 31 Aralık günü, hem de tesadüfen tanık oldum. Levent'te 8 daireli, 4 katlı bir apartmanın tamamına sahip birinin, tekerlekli sandalyeye mahkum çocuğunu, bir çuval gibi sırtına atıp dört kat yukarı çıkardığına tanık oldum. "Merdivenler daracık. Asansör yok. Peki o engelli 4'üncü kattan aşağı nasıl inecek? Hadi indi diyelim, yukarı nasıl çıkacak?" diye söylenerek binadan çıkarken, sözünü ettiğim 50 yaşındaki baba, sırtında çocuğuyla apartman kapısından içeri girdi. Bu bir fedakarlık belki, ama baba çocuğunu sırtlayamadığında, çocuğun hali ne olacak? Yani 14 yaşındaki çocuğun sokağa çıkabilmesi, 50 yaşındaki babasının ayakta kalmasına mı bağlı olacak hep? "Keşke" dedim karşılaştığım o babaya, "Apartmanı yaptırırken bir asansör düşünseydiniz. Ya da en azından giriş katında oturmayı tercih etseydiniz." Sonuç olarak eğer engellilerin karşılaştığı engelleri aşmak istiyorsak iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıralım. Biz en yakınımızdaki engelliler için ne yapıyoruz ki çevreden ne talep edelim?
CEMALETTİN GÜRSOY
|
|
|
|
|
|
|
|
|