Yeniden başlasın burada kalmasın
Herkesin hayatında bir an vardır. O anda hayatınız öyle bir yöne gider ki siz bile şaşırırsınız. "Yeniden başladım" diye böbürlenirsiniz
"Hayatta ne istediğine karar ver. Ve peşine düş. İşte mutluluğun formülü..." Böyle diyor karşımdaki küçük adam. Bakmayın küçük olduğuna büyük bir egosu var. Öylesine büyük ki ünü tüm dünyaya yayılmış. "Ferrari'sini Satan Bilge" kitabının yazarı Robin S. Sharma'dan söz ediyorum. Röportajını birkaç sayfa ötede okuyacaksınız zaten. Ne demek istiyor, hikayenin asıl amacı nedir? Sharma son yıllarda moda olan "Liderlik, performans ve kişisel gelişim" konularında bir uzman. Ama hayranları onu "Bilge" ya da "Guru" olarak kabul etmeyi tercih ediyor. Hintli bir anne babanın oğlu olan Sharma hayatında sadece iki kez Hindistan'a gitmiş. Sharma anlatıyor, ben karşımdaki bu güzel yüzlü adamı inceliyorum. Sahiden hayatın anlamını buldu mu? Yoksa ararken karşısına daha çok para kazanmanın başka bir yolu mu çıktı? Bilinmez. Ama bildiğim bir şey var o da hayata dair sözlerinin doğru olduğu. "Herkesin hayatında bir an vardır" diyor. O an ki hayatınızı değiştiren andır. O an öyle farklı bir yola girersiniz ki hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
***
Gweynth Paltrow'un "Sliding Doors" isimli filmi geliyor aklıma. Hani filmin bir bölümünde kadın metroya yetişiyor ve eve zamanından önce gelip sevgilisini başkasıyla yakalıyordu. Diğer versiyonunda ise metroyu yakalayamıyor ve sevgilisinin kendisini aldattığını asla öğrenemiyordu. Hatırladınız mı? Hayatın her zaman tesadüfler üzerine kurulduğunu düşünmüşümdür. Ya rastlamasaydım, ya o sözü duymasaydım ya onu hiç tanımasaydım... Size olmaz mı? Hani diyor ya Sharma "Hayatınızda bir an vardır" diye. Ben o anın birden fazla olduğunu düşünenlerdenim. Öyle anlar çok hayatta. Bir gün gelir hayatın anlamını aşkta bulursun, 19 yaşındasındır. Bir gün kariyer peşine düşersin, gazetede imzanı ilk gördüğünde "İşte bu" dersin. Bir gün ise para biriktirir bir ev alırsın, duvarlarını eller "Tamam, benim" dersin. Sonra bir de bakarsın ki sağlığını kaybetmişsin. Tekrar iyileştiğinde "Yeniden başladım" diye böbürlenirsin... Liste uzar gider, inanın. Sonra bir gün hayatın anlamını kendi içinde araman gerektiğini söyleyen bir adam çıkar karşına. Üstelik bu düşüncelerini dünyanın her tarafında söylemiştir, bir de kitap yazmıştır üstelik. Biliyorum diyemezsin. Tabii ki biliyorum. Ama bardağın dolu ya da boş tarafını görmekle ilgili bu. Anlık değişimler yaşar insan. Biliyorum mutluluk, huzur, her şey içimde saklı. Sen onları nasıl bulacağımı değil de nasıl sürekli tutacağımı göster. Nasıl sürekli dik durmalıyım? Gereksiz yere canımı sıkmamak için ne yapmalıyım? Nasıl gülüp geçmeliyim kötü niyetlilere? Bazılar için "Niye?" diye sormayı nasıl bırakmalıyım? Söylemedim hiçbirini. Öylece dinledim Robin Sharma'nın anlattıklarını. Gözleri parlıyordu. Kıyafeti tiril tirildi. Otel odasında müthiş bir ev sahipliği yaptı bana ve fotoğrafları çeken Cenk'e. Dinledim, uzaklardan gelen bu yaşam koçunu. Bir şeyler yakalamayı umarak. "Pozitif düşün" dedi uzaklardan. "Negatif düşünenleri hayatına alma." "Tabii" dedim. "Olur. Öylesine kolay ki..." Siz yine de onu dinleyin, bakmayın bana. Kötü bir günümdeyim bu pazar. Alın Bir "Ferrari'sini Satan Bilge" kitabı, keyifli bir hikaye okuyun. Sonra? Sonrası size kalmış.
|