kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Emlak
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Pazar Sabah
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Barajın düşürülmesi

Halkçı Cumhur-başkanımız koca patronların kulübünde konuşurken seçim barajının düşürülmesi gerektiğini söyleyince şahsen aynı fikirde olmama rağmenşöyle bir yutkundum.
Sezer ile TÜSİAD'ın görüş birliği içinde oldukları konular herhalde pek fazla değildir. Seçim barajının düşürülmesi konusunda Sezer ayrıca AB'nin isteğiyle de örtüşmüş bulunuyor.
Tabii bu görüş birliğine rağmen aradaki ince farkları da ihmal etmemek lazım.
Mesela AB barajı düşürmemizi eminim ki demokrasimizin selameti ile ilgili değil, bölücü siyasetin kolaylaşması için istemektedir. TÜSİAD ve Sezer herhalde aynı niyetle istiyor değillerdir. Lakin Baykal'ın bu isteğe direniş gerekçesini ciddiye alırsak, hem koca patronlar kulübünü, hem de Sezer'i zan altında bırakıveririz.
Ne diyor Baykal?
- Barajın düşürülmesi etnik siyasi yapılanmayı başlatır!
Ee, TÜSİAD ve Sezer bunu mu arzu ediyorlar?! Şüphesiz Baykal'ın böyle bir kastı yok ama ya Sezer veya TÜSİAD alınırsa? Gerçi onlar, İlhan Cavcav'ın yamukyumuk benzetmesine karşı Aziz Yıldırım'ın yamuk-yumruk cevabında gördüğümüz türden kabasaba tepkiler sergilemezler ama yine de Baykal'ın gerekçesi pek yerli yerine oturmuyor:
- Baraj düşürülmesi etnik siyasi yapılanmayı başlatır!
İlahi, bu yapılanma yok da baraj düşünce başlayacak, öyle mi? Bir gerekçe söyleyelim ki kendimiz de yürekten inanalım.
Etnik siyasi yapılanma, başlamak şöyle dursunbitmiş, üstelik dallanma budaklanma yoluna bile girmiş değil mi? Her biri Öcalan'ın manevi liderliğinde kurulmuş DEP, HADEP, DEHAP gibi partiler etnik siyaset yapmadılar da ne yaptılar? Bu partilerde göstermelik birkaç istisna hariç bütün adaylar daima belli bir kökenden gelenler değil midir? Bunların kazandıkları belediyelerde bir tanecik ' başka köken' sahibi başkan var mıdır? Dahası, bu partilere istisnai tepki oyları hariçbelli köken dışından destek veren çıkmış mıdır? Baykal bunu bilmez ve görmez mi? Yoksa CHP lideri, ' baraj düşerse başka etnik köken adına siyasette kendi kayıklarını yüzdürmeye kalkanlar çıkabilir' mi demek istedi? O zaman da şöyle bir anlam çıkaranlara ne deriz? Kürtler adına şiddet eylemleri yapıldığı için onlar ' ihkak-ı hakk' yoluyla etnik siyaset yapma imkanına kavuştular. Kan dökmeyen ve ülke bütünlüğüne kastetmeyen öteki etnik köken mensupları ise böyle bir imkan kullanmasınlar. Yani kan dökenin ve bölücülük güdenin ödüllendirilmiş olmasını içimize sindirelim, ötekilerinin iştahlarını kabartmayalım.
İşin gerçek yüzüne bakma zamanıdır: Hiçbir devletin gücü, fiili etnik siyasi yapılanmayı önlemeye yetmeyeceği için lafta kalan bir yasakta direnmenin anlamı yok! Bu hem fiilen etnik siyaset yapan adamları yalancılığa ve ikiyüzlülüğe sürüklemekte, hem de devleti ' yasak koyup delinmesini seyreden zavallı' durumuna düşürmektedir.
Şiddete başvurmamak kaydıyla her bir şey adına siyaset yapabilmek serbest olmalıdır. Boy, soy, din, dinsizlik, cins, bölge; her ne adına olursa olsun! Zira bunların pek çoğu adına zaten maskeli bir biçimde siyasi yapılanma gerçekleştirilmektedir.
Mesele barajın ölçüsünde ve tarzındadır.
Sözgelimi TBMM, İl Genel Meclisleri ve Belediye Meclisleri'nin tamamı için yüzde 5'lik bir ölçü makul olabilir. Yine sözgelimi TBMM, İl Genel Meclisleri ve Belediye Meclisleri üye sayılarının belli bir oranı için yüzde 10'luk bir baraj uygun bir sınırlama tarzı olabilir. Yeter ki hakiki maksadınız halk kesimlerinin iradelerini en yaygın biçimde yansıtabilmelerine imkan tanımak ise mutlaka dengeli bir yol bulur, faydalı ile zararlının ortasını tutturabilirsiniz. Fakat bütün tasanız barajı düşürmenin rekabette size yükleyeceği zorluklardan ibaret ise, demokratik olmayan ölçüleri savunabilmek için akla karayı seçmek zorunda kalırsınız.
Ve nihayet; ülkemin Cumhurbaşkanı ile bir tek konuda da olsa aynı fikirde buluşmanın ' derin vatandaşlık tesellisi' içindeyim.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Çuval çuval derin tercüman   / 20-12-2005
 Pamuktan panikler   / 19-12-2005
 YÖK'e bir zafer daha mı?   / 16-12-2005
 Siyasetçinin erdemine dair   / 15-12-2005
 CIA ne satıp ne alacak?   / 13-12-2005
 'Hezeyan' yarası için dua   / 12-12-2005
 İtfaiye yanarsa   / 09-12-2005
 Kimlik yangınına dinli ve dinsiz benzin!   / 08-12-2005
 ABD veya Moğol icazeti   / 06-12-2005
 Şu feleğin işine bak   / 05-12-2005
YILMAZ ÖZDİL
Gâvur İzmir (Part two)
"Gâvur İzmir" i...
ALİ KIRCA
Hiçbir şey olmayacak!
(Bu yazı bir...
ÖMER LÜTFİ METE
Barajın düşürülmesi
Halkçı Cumhur-başkanımız koca...
UMUR TALU
Cavcav korkmasın, ülke Bölünmez!
Önce barajı 9.15'e...
FATİH ALTAYLI
Pamuk'a nokta
Orhan Pamuk'la ilgili yazılarıma...
ERDAL ŞAFAK
Diyarbakır sınavı
Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin...
'Erdoğan'ı bu yaz bekliyorum'
Berlusconi verdiği yemekte "Reformları gerçekleştirdikçe daha çok AB...
Saddam: Amerikalılar bana işkence yaptı...
Devrik Irak lideri Saddam Hüseyin'in ve 7 adamının...
Her şeyin bir ilki vardır!..: 0-2
Her şeyin bir ilki vardır!..: 0-2
Fenerbahçe bu sezon Türkiye sınırları içinde oynadığı 19. maçında ilk...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu