|
|
|
|
|
Hollywood'un yeni sarışın yeteneği: Naomi Watts
|
|
Çoğumuz dört yıl önce vizyona giren David Lynch imzalı 'Mulholland Çıkmazı'na kadar onu tanımıyordu. Gerçi Hollywood'da varolmaya çalışan şizofrenik sarışın rolüyle bir anda gündeme dahil olması öyle havadan gelen bir şans değil. 15 yılı aşkın süredir varolmak adına dişini tırnağına takmış, oyunculuk kariyeri için didiniyor. İrili ufaklı filmlerde, TV dizilerinde, reklamlarda vs. yer almalarına karşın kimsenin dikkatini çekmeyen binlerce oyuncu gibi ömür törpülerken kaptığı bir rolle zirveye çıktı. Hitchcock yaşasaydı, kesin kendisine bir rol verirdi. Nevrotik, gergin kadın rollerine çok yakışıyor. Klasik, zarif bir güzelliği var. Nadiren gülümsediğinde saçtığı pırıltılarla sinema perdesi ışıldıyor. Zaten Peter Jackson da kendi 'King Kong' versiyonu için ilk onu düşünmüş. Hüzünlü ve kırılgan güzelliğinin yanı sıra, güçlü ve sevecen bir kadın rolü için biçilmiş kaftan! Güzelliğin Holywood'da bolca olduğunu düşünürsek esas marifetin 'iyi oyuncu' mertebesine erişmek olduğu kaçınılmaz. İşte Hollywood'daki tüm güzel kadınların rüyasına Naomi Watts 32 yaşında ulaşabildi. Herkesin 'rol için yaşlı' bulmasına karşın David Lynch'in kararlılıkla rol verdiği harikulade filmi 'Mulholland Çıkmazı'ndan sonra yakaladığı bu şöhreti 'Halka' ile paraya da çeviren Watts, korkarken bile 'hislendirebilen', hüzün ifadeli bekar ve yalnız anne rolüyle bir anlamda imajını belirledi. Mütevazı ve minnettar halleri, rol seçiminde mülayim olduğunu düşündürtmesin. 'Aşk Artık Burada Oturmuyor', 'Boşanma' ve 'Tesadüfler' gibi bağımsız projelerde çalışmayı seçiyor, Sean Penn'le '21 Gram' gibi 'ağır' rolleri canlandırmasıyla takdir görüyor. İngitere'de doğan Watts şimdilerde Edward Norton ve sevgilisi Liev Schreiber ile başrolü paylaşacağı 'Painted Veil'in çekimlerinde.
|
|
|
|
|
|
|
|
|