|
|
|
|
|
King Kong sarışın sever
|
|
İlki 1933'te çekilen King Kong'un ilk aşkı Fay Wray, ikinci aşkı ise Jessica Lange olmuştu. Dev gorilin son aşkı ise Naomi Watts.
King Kong'un koyu renk tüylü dev parmaklarıyla Fay Wray'in ipeksi sarı saçlarına incelikle dokunduğu sahneyi kim unutabilir... Sinema tarihinin en 'duygusal' sahnelerinden biri olmasının yanında, 'erkeğin' cüssesine orantılı şevkat güzellemesinin de onayıdır hani! Peter Jackson'ın yönetmen olmaya heves edişinin sebebi olan 'King Kong', efsanevi bir figür olarak her daim popülerliğini sürdürüyor. Barındırdığı mistik özellikler itibariyle aradan geçen 72 yılda muhtelif karelerin yeniden sinemaya uyarlanması şaşırtıcı değil. Doğadan koparılıp zincire vurulan dev gorilin isyanını ve öfkesini yatıştıran sarışın güzel rolü, ilk kez Fay Wray'e nasip olmuştu. King Kong kadını olmak zor iş. Sessiz sinema döneminin oyuncusu Wray, bu filmle dünya şöhreti olduysa da, 'King Kong laneti' kariyerinin üzerine çöreklendi, ömür boyu bu etiketi üzerinden silkeleyemedi. Aradaki Japon işi 'King Kong Godzilla'ya Karşı' gibi filmleri saymazsak, kahramanımız 1976'da günümüze uyarlanmış versiyonuyla petrol aramaya giden fırsatçıların kölesi olarak karşımıza çıktığında, bu kez avucunun içindeki güzel Jessica Lange oldu.
ŞİMDİ SIRA WATTS'DA Lange aynı 'laneti' bir süre taşıdıysa da, King Kong sarışınından 'iyi oyuncu' statüsüne geçmeyi başardı. Şimdi ise 30'larında, şöhreti yakalayan Naomi Watts'ı izleyeceğiz. King Kong'un yani 'kralın dönüşü' dev bütçesi ve efektleriyle öne çıkarken Naomi Watts'ı da aynı popüler efsanenin merkezine alıyor. 1933'teki orijinalinde ve Jackson'un yeni versiyonunda tekrarlanan Arap özdeyişiyle, onu öldüren kurşunlar değil, bir kadının güzelliği. 1930'ların başlarında Merian Cooper ile Edgar Wallace'ın senaryosundan uyarlanan 'King Kong', temelde bir 'güzel ve çirkin' öyküsü. Ancak filmin Amerika'nın sefaletle çalkalandığı ekonomik bunalım yıllarında 'doğmuş' olması tesadüf değil. İnsanoğlunun adeta tanrıya ulaşmak istercesine yükseltmeye çalıştığı gökdelenlerin o dönem en yükseği olan Empire State'in tepesine çıkan King Kong'un mesajı da açık. Goril, doğaya; ait olduğu yere dönmek istiyor. Kendisine zor kullanıldığında da New York'u yakıp yıkmak durumunda kalıyor. Sevdiği kadın ve onu koruma güdüsü sonunu hazırlıyor. ABD popüler kültürünün yarattığı en önemli 'karakterlerden' biri olarak, 'erkeğin' kadın uğruna telef olmasının en sembolik örneği belki de...
|
|
|
|
|
|
|
|
|