|
|
|
|
|
Stardan başka her şey: Jessica Lange
|
|
Yıllar önce onu lokantada çocuğunu emzirken gören bir sinema yazarı, 'Star sistemi çökmüştür' sözleriyle ifade etmişti şaşkınlığını. 1976'daki yeni 'King Kong' çevrimiyle bir anda dünya çapında bir şöhret yakalayan Jessica Lange, bu ilk oyunculuk deneyimiyle Hollywood'un ihtiyacı olan star boşluğunu anında doldurmuştu. Ne var ki, rol de 'kesebilen' seksi ve güzel bir modeldi. Oysa bilinmeyen bir şey vardı ki; o da oyunculuğu çok ciddiye aldığı, üniversite sanat okuduğu, Paris'e kadar gidip drama eğitimi aldığı ve dönüşte de mecburen modellik ve garsonluk yaptığı... 27 yaşında 'King Kong'un sarışını' olma hali artık çok geride kaldı. Yıllar içinde fevkalade iyi bir oyuncu olarak Hollywood'un liberaller safhında, politik görüşlerini ifade etmekten imtina etmeyen, aktivist bir isim olarak yerini yaptı. 'King Kong'un sarışını' olmak ona pek fayda getirmedi önceleri. Sinema yazarları hem filmi hem de onun performansını yerin dibine batırınca, bu 'balonvari söhretin' hayrı dokunmadı. Herkes onu Fay Wray ile kıyaslıyordu. Hatta 'All That Jazz'da ona rol veren arkadaşı Bob Fosse'a kadar üç yıl kimse kapısını çalmadı. Bu başarılı performansından iki yıl sonra, 1981'de 'Postacı Kapıyı İki Kere Çalar'da Jack Nicolson'ın karşısında oynadığında, herkes karakterine taşıdığı duyarlılık ve kırılganlığı konuştu. Oscar'a aday olduğu 'Frances', Oscar'ı kucakladığı 'Tootsie'nin ardından, ikinci oscar'ını 'Blue Sky' ile aldı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|