|
"Babam içerdi, bayağı içerdi..."
|
|
Röportajın en ilginç yanı, Gökçek'in, muhtemelen kendisinin bile fark etmediği bir biçimde sık sık babasını anması. O anda Ankara'nın bu karmaşık şahsiyetinin şifrelerinden birini yakaladığımızı düşünüyorum. Gökçek Gaziantepli siyasi bir aileden geliyor. Kendisi gibi şeker hastası olan babası, 63 yaşında ölmüş. Belli ki misafiri, hayatı, eğlenmeyi seven, bol yiyip içen bir adammış. Gökçek ise yaşından genç göstermesine karşın, 57 yaşında. Neredeyse babasının vefat ettiği yaşta. Ama o, babasından farklı olmaya çok küçük yaşta karar vermiş. "16 yaşından bu yana ağzıma içki koymadım" diyor. Neden 16 yaşında içkiyle tanışmış? "Rahmetli babam içerdi, masada bira olduğunda ben de içerdim. Her zaman değil de misafir çağrıldığında. Babam çok sık davet yapardı evde." Gökçek farkında olmadan röportajın birkaç yerinde babasından söz ediyor. Babasının çok içip içmediğini soruyorum bir yerde "İçerdi. Evet bayağı içerdi. Evde o kadar çok değil ama dışarıda daha çok" diyor. Baba, Gökçek'in siyasi kariyerinin şahlandığı gün, 1984'de Keçiören Belediye Başkanı seçildikten hemen sonra ölmüş. "Adaylığım kesinleştiğinde telefon açmıştım. Telefonda ağlamıştı."
|