|
|
|
|
|
|
Mutlu aşk vardır
NLP uzmanı Güven Açık, "Erkek ve kadın neye değer verdiğini bilirse aşkı keşfeder. Sevdiğiniz için değişmeyi göze alabiliyorsanız bu mükemmel bir ilişkidir" diyor.
Ne istediğini bilen için mutlu aşk da var
Seminerleriyle "Aşk doktoru'' unvanı kazanan NLP uzmanı Güven Açık'a göre erkekler sevmeyi bilmiyor. Kadınlarsa daha doğuştan sevmeye koşullu.
Fransız şair Aragon tutkuyla bağlı olduğu karısı Elsa'ya adadığı şiirde bile "Mutlu aşk yoktur'' derse, aşka kim inanır? Hem de her türlü bilgi ve iletişim transferinin çok hızlı ilerlediği, herkesin üzerinde ekonomik baskıların olduğu bir çağda... Hayatın her alanına öfke, kıskançlık, hırs, maddiyat yayılmış durumda ama sevginin, duygusal hayatın nasıl tatmin edileceği hiçbir yerde öğretilmiyor. Böylece kadın ve erkek ilişkisi de bir türlü yürümüyor. Yanlış kişiyi sevdiğini düşünenlerin sayısıyla birlikte biten ilişkiler ve evlilikler de artıyor. Kişinin kendini tanıyıp yeteneklerini artırarak başarıyı kazanmasına yönelik çalışmalar sunan NLP (Nöro Linguistik Program) artık aşk hayatına da girdi. Çünkü aşk da iş hayatı kadar önemli... NLP uzmanı Güven Açık düzenlediği seminerlerle kadın ve erkeklerin ilişki kurdukları kişiyle gerçek mutluluğu yakalayabilmeleri için yol gösteriyor. "Günümüzde her şey para ve maddiyata doğru gidiyor, sevgi açlığı tatmin edilmiyor, bu da ilişkilerde hayalkırıklığı yaratıyor'' diyen Açık'a göre duygusal ve ruhsal zekaların tatmin edilmesi gerekiyor. "Benim yaş grubumda evli kalanların sayısı çok az. Danışmanlık yaptığım lisede de 27 kişilik sınıfta sadece 2 öğrencinin anne ve babası evli, diğerleri boşanmış. Bu da ilişkilerin bir kaosa doğru gittiğini gösteriyor. Oysa sorunlu ilişkilerde kadın ve erkekle ayrı ayrı konuşunca her ikisinin de haklı olduğunu görüyorsunuz. O zaman problem nerede? İlişkilerde sorun öncelikle doğru seçim yapıp yapmamakta ve karşılıksız sevmeye hazır olup olmamakta yatıyor.'' Açık'a göre karşı cinsle ilişkide iki grup var: "Bir grup evliliğin içinde, diğer grup ilişkinin dışında kalmış. Birinci grupta kimileri daha çok beklenti içinde kimileri ilişkiden kurtulmak istiyor. Bir diğer grup da olan biten içinde donmuş kalmış. Psikologa mı gitsem diye düşünüyor. İlişkinin dışında olanlar da prensimi ya da prensesimi nerede bulurum, diye aranıp duruyor. Fallar baktırıyor, gece kulüplerine gidiyor. Bütün bunların dışındaki grup ise tövbekar. Evliliği bir kez deneyip bırakmış, bu konuyu kapatmış. Oysa ilişki bir ihtiyaç. Bizin mantıksal, duygusal, bedensel ve ruhsal olmak üzere dört zekamız var. Mutlu ve huzurlu bireyler olmamız için bu dört zekanın da tatmin edilmesi gerekiyor.''
SEVME BİLGİSİ Güven Açık, seminerlere katılanlarda gördüğü temel sorunun sevmeyi bilmemek olduğunu söylüyor: "Artık kısa vadelik ilişkilerle bedensel zekanın ihtiyacı karşılanıyor. Duygusal zeka devreye sokulmuyor. Bütün bunların altında yatan temel sorun; insanlar sevmeyi bilmiyor. İnsanlar duygusal zekaları içinde sevme duyusunu öğrenmemiş durumda... Hiçbir eğitim sektöründe sevgi anlatılmıyor. İnsanlar sevme ve sevilme becerilerini akıl yürüterek öğrenmiyorlar, tecrübeyle öğreniyorlar, deneme yanılma yöntemiyle bu işi sürdürüyorlar. Her ilişki aşkla başlıyor. Ruhsal zekayla duygusal zekanın karışımı ve artı biraz da bedensel zekanın öne çıkışıyla insanlar aşık oluyorlar. Ondan sonra da bu aşk yaşanıp ne zamanki östorojen ve testesteron hormonları tatmin olduktan sonra aşk bulutları yavaş yavaş çökmeye başlıyor ve mantık devreye girmeye başlıyor. Duygu artık yavaş yavaş tatmin oluyor. Kadın bakıyor ki o aşık olduğu erkeğin hiç de hoşuna gitmeyen özellikleri var. Çoraplarını çıkartıp lavabonun kenarına bırakıyor örneğin.. Bu sefer çatışmalar başlıyor." Açık'a göre ilişkilerde çatışma yaratan temel faktör de erkeklerin sevmeyi bilmemesi; "Erkekler sevmeyle sahip olma duygusunu karıştırıyor. Bunun sebebi aslında anneler. Annelerse sevmeyi biliyor. İster istemez kadın doğurma özelliğinden dolayı karşılıksız sevmeyi biliyor. Ama ne zaman ki bebek 2 yaşında kendi bilincini ve kendi farkındalığını yaşamaya başlarsa araya mesafe koymaya başlıyor. Anne bu sevgiyi sürekli olarak bekliyor, çocuğu tarafından sadece kendi sevgi kalıbına göre beslenmek istiyor. Bazı anneler karşılıksız şekilde çocuğunu sevmeye devam ettiği için erkek çocuk bütün kadınların onu annesi gibi seveceğini düşünüyor. Böylece annesi gibi bir figür aramaya başlıyor. Tesadüfen kadın da onu ilişkinin başında karşılıksız sevmeye başlayınca hep öyle devam edecek zannediyor. Fakat öyle olmuyor tabii... Erkek nasılsa annesine de kadına da sahip olacağını düşünüyor. İster istemez ona bir nesne gibi bakıyor. Erkekler sevmekle sahip olma duygusunu karıştırdıkları için sevgilerini ifade edemiyor. Erkeklerin zorluğu kendilerini sevmeyi, o sevginin kaynağını sonsuzlaştırmanın yöntemlerini bilmiyorlar. Bunu bilmedikleri için de sahip olmadıkları bir şeyi birilerine vermeleri mümkün olmuyor. Ancak anne babadan iyi bir model almışlarsa bunu eşlerine iyi aktarabiliyorlar.''
KENDİNİZİ TANIMALISINIZ Güven Açık, seminerlerde nelere öncelik verdiklerini de şöyle anlatıyor; "Seminerlerde kadının farklı erkeğin farklı olduğunu, onları birlikte tutan şeyin sadece sevgi olduğunu, sevginin duygusal, ruhsal, bedensel ve mantıksal zekayla desteklenmesi gerektiğini ve bunlar desteklenmiyorsa sevginin ayakta kalamayacağı anlatıyoruz. Bir kere kendinizi çok iyi tanımanız lazım. Bir ilişkide değer verdiğiniz şeylerin ne olduğunu bilmeniz gerekir. Bunun da ötesinde varoluş nedeninizi bilmelisiniz. Bir insan özünde kendini tam olarak farketmiş ve bunu yaşamaya başlamışsa artık onun için yaşamda huzur ve mutluluk kendi içersinde kendi kendini beslemeye başlıyor. Daha sonra karşı tarafı tanımanız lazım. Karşı tarafın değerler sıralaması ne, ilişkiden beklentileri, onun var oluş nedeni ne, bunun farkında mı? Kadında zaten sevgi ateşi var, bir erkeğin bununla ilişki kurmayı öğrenmesi gerekir. Eğer evlilerse erkeğin sürekli olarak sevgiyle damla damla doldurulması lazım. Erkeğe birden sevgi verirseniz, ne oldum delisi oluyor.''
Figen Yanık
|
|
|
|
|
|
|
|
|