|
|
|
|
|
|
Hayvanlar saygı bekler
Politikacı kimliğinin yanı sıra Türkiye Hayvan Hakları Platformu kurucularından olan Tınaz Titiz "Hayvanlara saygı duymadan sevemezsiniz" diyor.
Hayvanlar da saygıyı hak eder
Politikacı kimliğiyle tanıdığımız Tınaz Titiz, aynı zamanda Türkiye Hayvan Hakları Platformu'nun da kurucu üyelerinden... Titiz "Hayvanların saygıya dayanmadan sevilmesine karşıyım" diyor.
Tınaz Titiz'i öncelikle politikacı olarak tanıdık. İstanbul milletvekili sonra üç yıl istihdam, bilim ve teknolojiden sorumlu devlet bakanı sonra kültür ve turizm bakanı son olarak tekrar milletvekili! Oysa Titiz'in belki hiç bilmediğiniz bir yönü daha var: Hayvanlarla ilgili sorunların ilgili taraflarca enine boyuna tartışılarak çözüm üretilmesini amaçlayan Türkiye Hayvan Hakları Platformu'nun kurucu üyelerinden biri Tınaz Titiz. İnternet sitesi www.tinaztitiz.com'daki yazılarında, Türkiye'nin ve insanlığın karşılaştığı sorunlarla ilgili gözlemlerini son derece etkileyici bir dille kaleme alan Titiz'le hayvanları, hayvan hakları mücadelesinin hedeflediği son noktayı ve beslediği hayvanları konuştuk. "Hayvan sevginiz nasıl başladı?" diye sorunca, "Küçüklüğümden beri hep kedim olmuştur. Ailede de daima hayvanları dışlamak yerine ailenin bir bireyi gibi sayma adeti vardı. Onlardan çocuklar diye bahsedilirdi. Bizim evde de kedilerin adı çocuklar" diyor. Bu yıla kadar evinde iki kedisi varmış: Kontes ve Pamuk. Kontes, bu yıl 19 yaşındayken ölmüş. Şimdi sadece altı yaşındaki Van kedisi Pamuk'la yaşıyor. Bir de Gonzales adlı bir köpeği var Tınaz Titiz'in. Trafik kazası geçirdiği için üç ayaklı. "Evimiz ikisini birden beslemeye uygun değil. O yüzden Yedikule Barınağı'nda bakılıyor ona" diyor.
SEVGİSİZ OLMAZ Peki hayvan sevgisi nasıl olmalı? Titiz "Ben hayvanların saygıya dayanmayan bir biçimde sevilmesinden yana değilim" diye yanıt veriyor ve ekliyor: "Onlara saygı göstermemiz gerekiyor. Saygı sözcüğü ile kastettiğim, 'birimizin yaşamının ayrılmaz biçimde diğer yaşamlara bağlı olduğunun idraki'dir. Sevgisiz saygı mekanik, saygısız sevgi ise bencil ve tahripkardır. Tatil yörelerinde mevsimlik güzel, markalı pet alıp mevsim bittiğinde bunları sokağa atan insanların hayvanları sevdiğine ama onlara karşı saygısız olduğuna inanıyorum. Belki tesadüftür (!) ama aynı insanlar trafikte, ticarette, evlilikte, komşulukta, politikada velhasıl toplum yaşamının diğer kesitlerinde de saygısızdır."
YA SOKAKTAKİLER? Türkiye'nin bitmek bilmeyen sokak hayvanları sorununa hayvanseverlerden farklı çözüm önerileri geliyor. Kimileri hayvanların bulundukları yerde kalmalarını savunurken kimileri barınakta toplamaktan yana. Titiz, bu konuda ne düşünüyor acaba? "Önerilen çözümlerin ne biri ne de diğeri tamamen doğru. Eğer belirli bir süre aşılanması, kısırlaştırılması, tedavisi yapılmak için kullanılır ve uygun bir biçimde işletilirse barınaklar yararlıdır. Ama toplama ve imha kampı gibi kullanılırsa zararlıdır. Hayatına son vermek de bazı istisnai hallerde olabilir. Bu kesinlikle itlaf değildir ve hiçbir şekilde acı çektirilmemelidir. Örneğin son kuş gribi olayında olduğu gibi gırtlaklarından tutulup çuvallara tıkmak tam bir işkencedir. Bunu yapan insanlar rahatlıkla aynı şeyleri kendi hemcinslerine de yaparlar ve de yapıyorlar.
GELECEK İÇİN İYİMSER Titiz hayvan hakları hareketinin hedeflediği son nokta hakkında da şu bilgileri veriyor; "Sorunun kaynağı tektir: 'Biz üstünüz ne istersek yaparız'. Deneye karşı çıkanlar, artık azınlık değiller. Bir süre sonra bu vahşetin sona ereceğini sanırım. Bu noktada 'insanın en üstün varlık' olduğu yolundaki dini inancın da sorgulanıp, bunun diğer varlıklara eziyet etme hakkı anlamına gelmediği de dindarlarca sorgulanmalıdır. Hayvan hakları hareketinin son noktası bence, tüm varlıkların, yaşamlarını ancak birlikte sürdürebilecekleri gerçeğinin yeteri kadar etki yaratabilecek insan tarafından kavranıp geri kalan 'mazur çoğunluğun' hareketlerinin disipline edilmesi noktası olmalıdır."
Neslihan Tunç
|
|
|
|
|
|
|
|
|