|
|
Kötü Günü Değil, İyi Gününüzü Paylaşacak Dostlar
Hiç düşündünüz mü, yoga öğretmenlerinin favori öğrencileri var mı diye? Evet var! Her ne kadar derslerime gelen herkese aynı ilgiyi göstersem de çalıştığım kurumlarda senelerdir tatilleri dışında hiçbir dersimi kaçırmayan, hikayelerini benimle paylaşarak kitabım için beni motive eden ve ilham veren en favori 40 öğrencime, 40. yaşgünümü ve kitabımı kutlamak için bir parti verdim. Ormanın içinde şahane duru bir hava, akustik bir gitar ve şahane bir ses, her yerde mumlar ve pozitif enerjinin aktığı bir ortam... Herkes özenle giyinmiş ama yüzeysellik hissetmiyorsunuz, yarış yok. Baskısız, içtenliğin olduğu, espirili (başkalarını aşağılayan cinsten değil) bir ortamda 40 kişi bir bütünüz. Bir laf vardır, "Kötü günümü değil, iyi günümü paylaşacak dost istiyorum" diye. Bir kişinin başarısını ve mutluluğunu eleştirecek bir şey bulmadan içtenlikle paylaşabilmek, takdir etmek gerçekten kuvvetli, oturmuş bir karakter ister. Gelenler, çalıştıkları dünyaca meşhur kurumlardaki pozisyonları, mükemmeliyetçilikleri ile değil, paylaşma enerjileri ve insanlıkları ile ön plandalar bu gece... Bu insanlar benim derslerime kendilerini iyi hissetmek için geliyorlar. İç dengelerinin sahip oldukları her şeyden daha üstün olduğunun bilincine varmaya başlamışlar. Benim onlara bu rahatlığı ve enerjiyi verdiğimi düşünüyorlar. Halbuki ben de onlardan en az verdiğim kadar alıyorum. Onlarla paylaşarak öğrettiklerimi öğreniyorum. Daha iyi bir insan olmayı öğreniyor, vermenin tadını alıyorum. Aynı potansiyeli bu sayfayı hazırlayarak da yaşıyorum. Hayal edebilir misiniz? 40 kişi değil dünya üzerindeki 6 milyar kişinin bu enerjiyi paylaştığını... İmkansız gibi görünüyor değil mi? Çünkü insanlar kendilerinden önce başkalarının değişmelerini bekliyor. Yaralanacağımız, kullanılacağımız korkusu ile vermeye değil, almaya odaklanmışız. Paranız, statünüz veya bilmem kimin oğlu/kızı olduğunuz için değil, karşılığını düşünmeden saçtığınız enerji ile etrafınızda dost olması kadar tatmin edici bir şey olamaz bu dünyada. İyileşmek; sıra beklemeden kalbimizi açabilmeyi öğrenmekle başlıyor.
|