kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Kırmızı çizgiler ve limanlar sorunu

3 Ekim eşiğini Türkiye'nin "kırmızı çizgiler"ine zarar vermeden geçmeyi başardık. Ancak, AB'nin de kırmızı çizgileri var... Komisyon'un genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn o çizgilerin zorlanmaması gerektiğini bir kez daha anlatmak için tarama sürecinin öncesi Ankara'ya geldi....

AB sürecinde ilk kıyamet limanların Rumlar'a açılması konusunda kopacak. Hem iktidarmuhalefet, hem Brüksel-Ankara arasında ...
Hükümet, Müzakere Çerçeve Belgesi'nin 6'ncı maddesinde yer verilen bu sorunun gündeme gelmesini mümkün olduğu kadar geciktirmeyi planlıyor.
Ancak AB Komisyonu'nun işi sürüncemede bırakmaya ne niyeti, ne de tahammülü var. Çünkü Avrupa Parlamentosu bu konuya özel önem veriyor. Ayrıca Yunanistan ve Rum yönetimi de Brüksel'de hemen hergün girişimde bulunuyor.
10 yeni üyenin de Gümrük Birliği kapsamına alınmasını hükme bağlayan Ek Protokol'un "Tam uygulanması"nı AB'nin "Kırmızı çizgisi" ilan eden Komisyon'un genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn'in bütün bu baskıları uzun süre göğüslemesi mümkün değil. O yüzden tarama süreci öncesi Ankara'ya geldi. Programına Dışişleri Bakanı Gül ve Başmüzakereci Babacan'ın yanı sıra, Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger ve AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış'la görüşmeyi de koyması, Rehn'in Ek Protokol'un en kısa sürede parlamentodan geçirilmesini isteyeceğini gösteriyor.
Türkiye her geçen gün daha da daralan (en geç 2006'da limanlarını Rumlar'a açması neredeyse "koşul"a dönüştü) bu zaman diliminde nasıl bir politika geliştirebilir?

Yasak
ne zaman konuldu?
Sorunun yanıtını aramadan önce bir hatırlatma yapmakta yarar görüyoruz.
Bu konuda neredeyse üç aydır süren tartışmalarda Türkiye'nin limanlarını sanki 1974'teki Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra Rum gemilerine kapattığı izlenimi yaratıldı.
Yanlış! 1987'ye kadar Türk limanları Rum gemilerine açıktı. O yıl bir Türk gemisinin KKTC'ye (Magosa'ya) uğradıktan sonra Rum limanına gitmesi engellenince, Türkiye misilleme olarak bu kararı aldı.
Hatta AB uzmanı Cengiz Aktar daha da ileri giderek, 1987'de alınan hukuki kararın 1998'den sonra fiiliyata geçirildiğini belirtiyor. Yani, 1998'e kadar Rum gemilerinin limanlarımıza yanaşmasına ses çıkarılmadığını söylemek istiyor.
Hangi tarih doğru olursa olsun, yasağın öyle pek de eskilere dayanmadığı ortada. Rum bayraklı gemiler yıllarca limanlarımıza gelipgitti, ilgili çevrelerin dışında ne kimsenin dikkatini çekti, ne de sorun yapıldı.
"Türkiye er-geç bu kısıtlamaya sonvermek zorunda kalacağına göre, nasıl bir politika geliştirmeli" sorusunun yanıtına gelince... Üç seçenekten söz ediliyor:
1- Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Ali Erel, "Kuzey Kıbrıs, Güney Kıbrıs, Türkiye ve diğer AB ülkeleri arasında malların serbest dolaşımı üstüne kurulu bir serbest ticaret ilişkisinin süratle oluşturulmasını" öneriyor.
2- Gerek KKTC'de, gerekse Türkiye'de bazı uzmanlar -bizim de bir yazı konusu yaptığımız- 1960'daki Kıbrıs Cumhuriyeti'ne dönülmesi ni savunuyor.
3- Bazıları da "Adanın iki tarafı için de tüm kısıtlamaların zamanlı olarak birlikte kaldırılması" için Brüksel'de en az Yunanlılar ve Rumlar kadar etkili lobi yürütülmesini ve baskı mekanizmaları kurulmasını istiyor. Zaten hükümetin de -en azından şimdilik- tercih ettiği formül bu.
Bize göre ise, darboğazı en az yarabere (psikolojik anlamda) atlatmayı hangisi sağlayacaksa ona yönelinmeli.
Zira AB ile gerginlik bir yana, konunun Lahey Adalet Divanı'na, hatta Dünya Ticaret Örgütü'ne taşınması olasılığı ya da tehlikesi var. İş oraya varırsa, iki platformda da dayak yiyeceğimiz kesin...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yarım bardak suda fırtına   / 05-10-2005
 Uzatmalı aşka zoraki nişan   / 04-10-2005
 Schüssel-Sternbach hattında yolculuk   / 03-10-2005
 Sezer'in dilinde tüy bitti ama   / 02-10-2005
 Hükümet Teziç'in değerini bilmeli   / 01-10-2005
 AB'nin değerleri   / 30-09-2005
 Avrupa asla ihanet edemez   / 29-09-2005
 Can güvenliği mi özgürlükler mi?   / 28-09-2005
 6 gün boyunca bıçak sırtındayız   / 27-09-2005
 Hatay'da Endülüs ruhunu diriltmek   / 26-09-2005
YILMAZ ÖZDİL
Türkiye'nin düğünü...
Birinin adı, Ayşe.
Öbürünün,...
ALİ KIRCA
Özal ölüm duygusunu yaşamasaydı..
Tarihin akışını tek...
ÖMER LÜTFİ METE
Muhafazakâr neyi muhafaza eder?
Osmanlı'nın çözülmeye...
UMUR TALU
Ne deve, ne kuş!
Devletin (yani kamunun) Erdemir'...
FATİH ALTAYLI
Hükümet bir alacak bir verecek
Başbakan Erdoğan,...
ERDAL ŞAFAK
Kırmızı çizgiler ve limanlar sorunu
3 Ekim eşiğini...
Deklarasyon 'diyeti'
Rum kesimiyle bu kez ek protokol sancısı. AP, çerçeve belgesine karşı...
"Sunduğunuz fırsatı değerlendirmeli"
İtalyan Sol'un başbakan adayı denilen Roma Belediye Başkanı: AB'ye...
Lig iptal olacak
Lig iptal olacak
Petrol Ofisi Spor Kulübü Başkanı Şahin Ulu, MHK seçimlerinin geçersiz...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu