|
|
|
|
|
|
"AP'nin kararı süreci etkilemez"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Parlamentosu'nun sözde Ermeni soykırımına ilişkin kararını değerlendirirken, ''Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'nin AB üyelik süreciyle ilgili herhangi bir yaptırım gücü söz konusu değil. Böyle bir kararı alması AB sürecini etkilemez'' dedi.
Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki temaslarını değerlendirmek üzere Emirates Oteli'nde basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, bir gazetecinin, ''Avrupa Parlamentosu kararı var, biliyorsunuz. Sözde Ermeni soykırımının üyelikten önce tanınması şartı getirildi, nasıl
değerlendiriyorsunuz'' sorusuna karşılık şunları söyledi:
''Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'nin AB üyelik süreciyle ilgili herhangi bir yaptırım gücü söz konusu değil. Böyle bir kararı alması AB sürecini etkilemez. Biz işimize bakacağız, yolumuza devam edeceğiz.Avrupa Parlamentosu bu kararı almış ya da almamış önemli değil, bizim asıl sürecimiz, yarın biliyorsunuz dışişleri bakanları bir araya gelecek, toplantı yapacaklar. Bu toplantıdan çıkacak karar önemli, müzakere çerçeve belgesi önemli. Burada bizim yayınladığımız deklarasyon, buna karşı yayınlanan karşı deklarasyon... Zaten yayınlanan karşı deklarasyonda da ifade edildiği gibi, 'hukuki bir belge değildir' anlayışı kendileri için de geçerli. Zaten biz, 'hukuki bir belgedir' demedik, 'hukuki bir tespit' dedik. Onların da buna böyle yaklaşmaları gerekirdi. Onlar da bunu daha ilk maddede ifade ediyorlar; 'hukuki belge değildir' demek suretiyle kendilerinin de hukuki bir tespit içerisinde oldukları ortaya çıkıyor.''
''BELİRSİZLİK YOK''
''Yani sizce bir belirsizlik oluşmadı mı'' sorusu üzerine de Erdoğan, ''Hayır öyle bir şey söz konusu değil'' dedi. Başbakan Erdoğan, ''Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, İngiltere Dışişleri Bakanı ile yaptığı telefon görüşmesi bugün basına yansıdı.
'Çerçeve belgesini görmezsek Brüksel'e gelmeyeceğiz' mesajı verildiği söyleniyor. Çerçeve belgesi ile ilgili bir sorun mu var'' sorusuna karşılık da Abdullah Gül ile konuyu görüştüğünü belirtti. Erdoğan, ''(Ben böyle bir açıklama yapmadım) diyor. Yarın müzakere çerçeve belgesi netleştikten sonra bundan zaten haberimiz olacak'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''AB bir Hıristiyan Birliği değilse, Hıristiyan kulübü olmadığını ispat etmesi lazım. 'AB bir Hıristiyan kulübü değildir' demek, AB'yi bir Hıristiyan kulübü olmaktan çıkarmaz'' dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin AB sürecine karşı olan ülkelerin genelde Türk vatandaşlarının yoğun olarak yaşadığı ülkeler olduğunu ifade eden bir gazeteciye, bunun anlık bir sorun olmadığını, yılların birikimi olduğunu kaydetti. Almanya'da Hıristiyan Demokratlar'ın Türkiye'ye ve Türkler'e karşı yürüttüğü tavrı eleştiren Erdoğan, AB müktesebatında olmayan tezlerle Türkiye'ye karşı çıkıldığını söyledi.
Erdoğan, başka bir gazetecinin, ''AP'de Sosyalist Grup Lideri Schulz'un gösterdiği tepki var. Türkiye'ye karşı dürüst olmaya davet ediyor. 'Müslüman olduğu için mi AB'ye almak istemiyor sunuz? Türkiye'yi istemiyorsanız bunu söyleyin' diyor. Acaba temel mesele bu mu?'' sorusuna şu karşılığı verdi:
''Shultz'un bu açıklaması aslında sebeplerden bir tanesidir. ama ben şu anda şu ülkeler ya da şu partiler yaklaşımında bulunmayacağım. Eğer AB bir Hıristiyan birliği değilse, Hıristiyan kulübü olmadığını ispat etmesi lazım. AB bir Hıristiyan kulübü değildir demek, AB'yi bir Hıristiyan kulübü olmaktan çıkarmaz. Bunun ispat edilmesi lazım. Yüzde 99'u Müslüman olan Türkiye'yi buraya katacaksınız. Türkiye'yi buraya katmakla neyi başarmış olacaksınız? 1.5 milyarlık İslam dünyası ile AB arasında bir köprüyü kazanmış olacaksınız. Burada medeniyetler ittifakı başlayacak. Biz temenni ediyoruz ki, ne Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında bir kavga olsun ne de geçmişte olduğu gibi Avrupa'da mezhepler arasında çatışma olsun. Bunları Avrupa yaşadı, gördü. Bunların tekrar yaşanmasını istemiyoruz.''
''MEDYAYI BİZE YARDIMCI OLMAYA ÇAĞIRACAĞIZ''
Medyanın toplumsal olaylar karşısındaki tutumu üzerine sorulan soruyu da yanıtlayan Erdoğan, şöyle konuştu:''Medyayı, demokratikleşme sürecinde bize yardımcı olmaya çağıracağız. Herkes sorumluluğunu hissederse, Türkiye'ye çok daha faydası olur. İstemiyor muyuz, Türkiye'de milli gelir 10 bin dolar olsun. Bu sadece Recep Tayyip Erdoğan'ın görevi değil, bakan ve milletvekili arkadaşlarımızın görevi değil, hepimizin görevi. Sizin de toplumsal sorumluluğunuz var. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her bireyin burada bir sorumluluğu var.
Bakın son dönemde özelleştirmede yapılanlar, meydana gelenler, yalan, yanlış uydurulan haberler, bunların reyting uğruna yapıldığı, açık ve net ortada. Ana hedef salt reyting olmamalı. Milletin reytingi ne olacak, ona bakmalı. Türkiye'nin reytingi ne olacak ona bakmalı. Biz gelip geçiciyiz. Bu konuların hepsi gelip geçici. Biz de burada kalmayacağız. Açıklanan neticeleri görüyorsunuz, acaba 3 yıl önce bu kurumlar bu paraları yapabiliyorlar mıydı? Bunları ne olur bir samimiyetle bir düşünün. Bu rakamlara nasıl ulaşıldı, bu Türkiye'nin reytingidir işte...
Şunu samimiyetle söylüyorum, biz şu anda 5 bin doların üzerindeyiz, kişi başına düşen milli gelirde. Eğer kayıt dışı değil de kayıt altı ciddi bir noktada olsa daha iyi rakamları da yakalarız. Samimiyetle, dayanışma içinde bu süreci işletelim önümüzdeki dönemin sonunda kişi başına 10 bin dolar milli geliri yakalarız.''
''EDEPLİ OLMAYA DAVET EDİYORUM''
Erdoğan, bir gazetecinin, ''Washington Times Gazetesi'nde terörü destekleyen sermayeyi Türk Hükümeti'nin akladığına ilişkin haberler çıktı. Aynı makalede, size ve partinize yönelik eleştiriler vardı, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna da şu karşılığı verdi:
''Bunları tamamen ahlak dışı görüyorum. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı bu şekilde yargılayacak, bu şekilde değerlendirecek bir kişiyi ahlak dışı olarak görüyorum. Önce kalemine, önce fikrine, önce düşüncesine edep içerisinde sahip olsun. Ahlak dışı yollarla, herhangi bir bilgiye, belgeye sahip olmadan bu tür yaklaşımlarla yaklaşanı ben bu tür ifadelerle değerlendiririm. Ben bunları özellikle terbiyeye, edepli olmaya davet ediyorum. Türkiye'de böyle bir şey söz konusu değildir ve kimin neyi atladığını Türk Milleti çok iyi bilir.''
MERCAN: HAYAL KIRIKLIĞIYLA KARŞILADIK
Bu arada Avrupa Parlamentosu (AP) genel kurulunun Türkiye konusunda bugün kabul ettiği kararlar, Türk parlamenterlerin sert tepkisine yol açtı.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türk heyeti başkanı Murat Mercan, ''Avrupa Parlamentosu'nun, 10 ay önce Türkiye konusunda aldığı karara göre, çelişki içine düştüğünü'' belirterek, ''AP tarihi için bugün kötü bir gün'' dedi.
Mercan, ''Bu parlamento 10 ay önceki aynı parlamento, üyeleri de değişmedi. Bu süre içinde bu kadar farklı kararlar alınması demokrasi için de üzücü'' diye konuştu.
''AB projesine inanan biri olarak Türkiye konusunda alınan kararı hayal kırıklığıyla karşıladığını'' belirten Mercan, ''Ermeni konusu gibi esas konuyla ilgisi olmayan unsurların da oldubittiyle karara eklenmesinden rahatsızlık duyduğunu'' belirtti.
YAKIŞ: TÜRKİYE'NİN İŞİNİ ZORLAŞTIRACAK GİRİŞİMLER
Mercan, Türkiye'nin Rum kesimini tanımasının mümkün olmadığını, bu konuda Türkiye'nin tavrının açık olduğunu söyledi. TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış da, bugün alınan kararları, ''Türkiye'nin işini zorlaştıracak girişimler olarak'' niteledi. Yakış, AP kararlarının, konunun özüyle alakası olmadığına işaret etti.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|