|
|
|
|
|
|
Türkiye'de benden hızlı sörfçü yok
Avrupa şampiyonu unvanını alan manken Çağla Kubat, "Sörfte başarılı olmak için medyatik olmayı seçtim" diyor.
Sörf için medyatik oldum
Çeşme'deki Avrupa Sörf Şampiyonası'nda ikinci olan Çağla Kubat Türkiye'nin en hızlı kadın sörfçüsü olduğunu ve sörfte başarılı olabilmek için medyatik olmayı seçtiğini söylüyor.
Onu herkes manken olarak tanıdı ama Çağla Kubat aslında başarılı bir sörfçü. Küçük yaşlardan beri sörf yapan ve birçok yarış kazanan Kubat, geçtiğimiz hafta Çeşme'de düzenlenen Avrupa Sörf Şampiyonası'nda kadınlar arasında ikinci oldu. Ancak birinci gelen sporcu Avustralyalı olduğu için Avrupa Şampiyonu unvanını da kazandı.
* Yarışlara uzun zamandan beri hazırlanıyorsunuz galiba? Evet. Kışın da sörfe uygun bir program uyguladım. Yarışlara başladığımdan beri bu kadar programlı gitmiyordum aslında ama üç, dört senedir gerçekten ciddi şekilde kış antrenmanlarıma da dikkat ediyorum. Geçtiğimiz yıl federasyon yurtdışından bir antrenör getirdi. Neler yapmamız, kışın karada nasıl bir antrenman uygulamamız gerektiğini ve ne kadar eksiklerimiz olduğunu o antrenör sayesinde gördük. Çünkü biz hep yarışıyoruz ama Türk sörfçüler yurtdışındaki yarışlara gittiği zaman hep başarısız oluyor. Böylece, neden başarısız olduğumuzun yanıtını da öğrenmeye başladık.
EN İYİ SÖRFÇÜLER ÇEŞME'DEYDİ * Neden başarısız oluyoruz? Çünkü malzeme konusunda çok az bilgimiz var. Örneğin biz tahta ve yelkenleri olduğu gibi alıp kullanıyoruz. Ama yarışçılar aslında onlarda bir takım değişiklikler yapıyorlar. Bunların, ayrıntıların çok önemli olduğunu biz daha iki yıl önce fark ettik. Bizim rüzgar sörfü hakkında çok bilgili bir antrenörümüz olmadığını fark ettim. Bu büyük bir eksiklik. Sporcuların ya yurtdışı yarışlarına çıkması gerekiyor ya da yurtdışından bir antrenörle çalışması. Çünkü yurtdışına bir yarışmaya çıktığımız zaman oradaki sporculardan bir şeyler öğrenebiliyoruz. Ben de bunun üzerine Amerika'dan bir antrenörle çalışmaya başladım. Ama bu çok pahalı bir iş. Sponsorum Garanti Bonus olmasa bunu karşılayamazdım herhalde.
* Şampiyonaya katılım çok fazla değildi, bu sizi nasıl etkiledi? Evet bu sene katılım istediğimiz kadar olmadı, ama aslında beklenen de buydu. Elli sporcu vardı, ama en hızlılar, en iyiler buradaydı. Çünkü onlar unvan için geldiler. Avrupa Şampiyonu unvanını garantilemiş isimler unvanlarını korumak için mutlaka gelmek zorundaydı buraya.
SADECE BEŞ KIZ VARDI * Bu kadar başarılı sörfçünün arasında ikinci gelmek kolay olmasa gerek? Ama kız takımının sayısı beşti, yani yüksek bir katılım yoktu. Aslında daha çok kız gelmesini isterdim ama en iyisi geldi. Birinci olan Avustralyalı sörfçü çok iddialıydı, onu hiç geçemedim. Ama önemli olan bu insanların ülkemize gelmesi ve bize çok şey öğretmesi. Mesela o kızdan söz aldım, İstanbul'a gelecek ve birlikte antrenman yapacağız.
* Sizin sörfçülüğünüzü hafife alanlar ve sizi sadece manken olarak görenler de vardı. Aldığınız bu derecenin böyle düşünenlere iyi bir cevap olduğunu düşünüyor musunuz? Benim 1999'dan beri sörfte derecelerim var ama güzellik yarışmasına 2002'de katıldım. Üniversite yıllarında sörfe devam etmeye karar verince buna uygun bir iş bulmalıyım diye düşündüm. Makine mühendisliği okuyordum ama makine mühendisi olsam yazın iki buçuk ayımı sörfe ayıramazdım, bu kadar rahat olamazdım. Televizyonun bu işe daha uygun olduğunu düşündüm ve televizyona öyle yöneldim. Aslında pek kimse bilmiyor ama ben birçok yolu sörf için seçtim. Medyatik olmak isteğimin altında yatan da sörftü. Daha kolay sponsor bulurum diye düşündüm.
ERKEKLERLE ÇOK YARIŞTIM * Şampiyonadan başarıyla çıktınız. Size göre hangi özelliğinizle diğer yarışmacıların önüne geçtiniz? Bir kere benim çok büyük bir fizik üstünlüğüm var. Sörfte uzun boy çok önemli. Bunun dışında çok hızlı olduğumu söylüyorlar. Antrenörüm mesela "Senin bazı teknik hatalarını düzeltip, malzemeni daha iyi tanımanı sağlayabilirsek kızlar arasında dünyanın en hızlı sörfçüsü olabilirsin" dedi.
* Sizce bunun en önemli nedeni boy avantajı mı yani? Hem boy, hem esneklik. Uzun zamandır sörf yapıyor olmamın verdiği bir rahatlık da var. Geçmişte erkeklerle yarışırdım, yarışan kadın sörfçü hiç yoktu o zamanlar Türkiye'de. Mesela 2001 yılında erkeklerde Türkiye üçüncüsü oldum.Tek nedeni de çok azimli olmamdı. Zaten sörf azim gerektiriyor. Gerçekten kim dayanıklıysa o kazanıyor. Ben de hayatım boyunca çok dayanıklı oldum.
HIZDA ÜSTÜME KİMSE YOK * Denizde sörf tahtasının üstünde olmak nasıl bir duygu? Aslında yarışa girene kadar çok stresli. Malzemenizi iyi ayarlamanız, havayı çok iyi test etmeniz gerekiyor. Rüzgarı denizden daha iyi tanımanız lazım. Ama yarış başladığı anda ben rahatlıyorum, elimde ne varsa onunla yarışı bitireceğimi biliyorum. Ve o mücadeleden çok büyük keyif alıyorum. Geçildiği zaman insan üzülüyor ama ben hızımdan dolayı geçilmediğimi biliyorum. Başka hatalarım olabilir; çıkışta, dönüşte hata yapabilirim ama hızıma çok güveniyorum.
* Hızda üstüme kimseyi tanımıyorum diyorsunuz yani? Türkiye'de tanımıyorum doğrusu.
Eylem BİLGİÇ
|
|
|
|
|
|
|
|
|