|
|
|
|
|
|
Saçlarımın rengini açıyorum
Fenerbahçeli yıldız Tuncay Şanlı futbol kariyerinden özel hayatına her şeyi anlattı.
Kız arkadaşınızla rahat gezemiyorsunuz. Hep bir korku oluyor. Maçı kaybedince özel hayatınızla eleştiriliyorsunuz. Alex ve Anelka'nın gelmesinden rahatsızlık duymadım. Bana nerede denirse orada oynarım.
Kız arkadaşımla görünemem çünkü korkuyorum
Türkiye'nin en başarılı futbolcularından biri kabul edilen Tuncay Şanlı, şans eseri futbolcu olduğunu söylüyor. Ama şimdi yıldız olmak için var gücüyle çalışıyor.
Henüz 23 yaşında ama hem tüm Türkiye'nin beğenisini kazanan hem de tüm ailesinin sorumluluğunu üstlenen bir sporcu Tuncay. Futboluyla olduğu kadar mütevazı kişiliğiyle de sevilen Fenerbahçe'nin genç oyuncusu ile sponsoru Pepsi'nin organizasyonu için geldiği Çeşme'de görüştük. Başarılı futbolcu Fenerbahçe'den özel hayatına, imaj çalışmalarından parasını nasıl değerlendirdiğine kadar pek çok şeyi Cumartesi Sabah'a anlattı.
* Futbolcu olmak pek de planladığınız bir şey değildi sanırım... Evet şans eseri futbola başladım ve çok kısa sürede aşama kaydettim. 2-2,5 yıl Sakarya'da amatör oynadım. Süper Gençler Ligi'nde oynadıktan sonra A takıma çıktım ve iki yıl da orada oynadım. Daha sonra da Fenerbahçe'ye geldim. Bende amatör takımdaki Tamer İlaçan hocamın çok fazla emeği var.
* Hayatınızda menajeriniz Erdinç Şehit'in de büyük etkisi var diye biliyorum... Bu noktaya gelirken belirli bir çizgide gitmem onun sayesinde oldu. Futbola başladığımdan beri görüşüyorduk kendisiyle. Sakaryalı olarak her zaman Sakaryalı gençlere yardımcı olmaya çalışıyor. O bana doğru yolu gösterdi çünkü çok fazla futbolcuyla çalışmıştı. İstanbul'u, Türk futbolunu, nelerle karşılaşabileceğimi çok iyi biliyordu.
* Siz sadece futbolunuzla değil imajınızla da dikkat çekiyorsunuz. İmaj sizin için ne kadar önemli? Aslında bu imajı yaratabilecek, futbolun sadece sahada değil, saha dışında da olabileceğini gösterecek çok arkadaşım var. Ama Türkiye'de maalesef bunu yapmak çok zor. Türkiye'de işler kötü gittiğinde sadece futbolunuzla eleştirilmiyorsunuz, özel hayatınızla eleştiriliyorsunuz. O yüzden bizler bazı şeylerden çekiniyoruz. Adım atarken, konuşurken, hareket ederken çok fazla dikkat ediyoruz. O yüzden o imajı yakalamak çok zor. Aslında biz de biraz daha rahat olsak, imaj anlamında organizasyonlara katılsak daha iyi olur, diye düşünüyorum.
* Sizin için de bir imaj çalışması yapıldığını biliyoruz. Nedir bu çalışma? Ben o tür olaylara girmedim. Biraz önce de söylediğim gibi Türkiye'de işler kötü gittiğinde, oynadığınız takım veya siz sahada istenileni veremediğinizde herkes futbolunuzu değil, özel yaşantınızı, giydiklerinizi, konuşmanızı veya saçınızı eleştiriyor. Bunları bildiğim için imaj danışmanı gibi bir kimseye başvurmadım. Sadece sahada benimle daha uyumlu olsun diye, saçlarımı uzattım.
TÜRKİYE'DE İMAJ İŞİ ZOR * Saçlarınızı boyuyorsunuz galiba... Boya değil, sadece tatil günlerinde veya kendimi iyi hissettiğim günlerde rengini açtırıyorum biraz... Ama genelde tatil günlerine denk getiriyorum çünkü sezon arasında yaptığım zaman bu bile sorun olabiliyor.
* David Beckham gibi bir ismin sponsoru Pepsi'nin size de sponsor olması imajınızın bir parçası değil mi? Avrupa'da imaj ve sponsorluk olayı var ve bu tür olaylara çok farklı bakılıyor. Biz bunu Türkiye'de maalesef çok iyi bir yere getiremiyoruz. Pepsi bu dönemde benimle çalışıyor. Ben de tabii mümkün olduğu kadar onlara destek olmaya çabalıyorum. Ama benim için önemli olan sahada yapacağım işlerdir.
* Siz saha dışında, özellikle televizyonlara demeç verirken çok sakin görünüyorsunuz... Ben maçtan çıktığımda genelde maçlarımı izlemem. Bazen gollerimi ya da yaptığım hareketleri gördüğümde "Acaba ben mi yaptım?" dediğim anlar oluyor. Sahaya çıktığınızda çok farklı bir atmosfer oluyor; heyecan, hırs... Çünkü sizden beklentiler var ve kazandığınız zaman seyircilerle paylaşıyorsunuz. Ama sahadan çıktıktan sonra her şey bitiyor.
ALEX'DEN RAHATSIZ DEĞİLİM * Sizden "geleceğin yıldızı" diye söz ediliyor. Bildiğim kadarıyla birçok yabancı kulüp sizinle ilgilendi. Neden bu teklifleri değerlendirmediniz? Bana direkt olarak gelen bir teklif yok. Belki menajerimle diyalogları olmuş olabilir. Teklifler tabii ki bizim için önemli çünkü zamanı geldiğinde ben de yurtdışında futbol oynamak isterim. Ama her şeyin bir zamanı var diye düşünüyorum.
* Avrupa'ya gitmek için geç kaldığınızı düşünmüyor musunuz? Belirli bir mesafe kat ederek, bazı şeyleri yaşayarak, kendi kulübümle ve Milli Takım'la Avrupa'da daha fazla maç oynayıp, bunu yapmak istiyorum.
* Hem takımın hem taraftarların sizden büyük beklentisi var. Maça çıkarken bunun baskısını üzerinizde hissediyor musunuz? Dönem dönem hissediyorsunuz tabii. Çünkü maç 0-0 devam ederken taraftar belirli oyunculardan gol ya da maçı çevirmesini bekliyor. Bunu biliyor ve bu bilinçle sahaya çıkıyorsunuz. Ve sadece ben değil, diğer arkadaşlarım da her zaman takımının galip gelmesi adına çıkıyor. Bu da sahada bir baskı yaratıyor. Ama ben bencil bir insan değilim. Sahaya çıktığımda takımım için varım.
* Alex ve Anelka geldikten sonra takım içinde biraz arka planda kalmadınız mı? Onların gelmesi sizi rahatsız etti mi? Hayır, bu bir takım oyunu ve ileride gol atacak yeterince adam var. Nobre var, Alex var, Anelka var... Ben biraz daha orta sahada, defansif anlamda yardımcı olmaya çalıştım. Bu sezon özellikle defansta çok fazla çalıştığımı düşünüyorum. Takım oyunu içinde yerim neresiyse onu oynamak zorundayım.
* Sık sık Sakarya'da yaşayan ailenizin yanına gidiyorsunuz. Ailenize düşkün müsünüz? Bu işi yapıyorsam, en büyük faktör ailemdir. Onlar için, onların daha iyi olması için bir şeyler yapıyorum. Çünkü zamanında onlar benim için çok şey yaptılar, artık sıra bende. İstanbul'da zaten evim yok, üç yıldır Samandıra'da yaşıyorum. İzin günlerimde genellikle ailemin yanına gidiyorum. Sakarya'da ailemle, arkadaşlarımla olmayı tercih ediyorum.
TEK HAYALİM İŞ BULMAKTI * Sıkılmıyor musunuz Samandıra'da? Sıkıldığımı zannediyorlar ama ben yalnız kalmayı seven bir insanım. Zaten dışarıya da çıkıyorum, dolaşıyorum... Yalnızca belli bir saatten sonra Samandıra'dayım. Böylece kendimi kontrol altında tutmuş oluyorum.
* Kalabalık bir aileden mi geliyorsunuz, babanız ne iş yapıyor? İki tane ablam, beş tane de yeğenim var. Babam daha önce serbest meslekle uğraşıyordu ama artık çalışmıyor.
* Çocukken "İleride ne olacaksın?" diye sorulduğunda cevabınız "futbolcu" mu oluyordu? Çok fazla futbolcu olma hayalim yoktu açıkçası... Çünkü fakir semttesiniz, kenar mahalledesiniz, çalışıp ailemize destek olma düşüncesi vardı hepimizde. İlerisi için çok büyük hedeflerimiz, hayallerimiz yoktu. Tek hayalim liseyi bitirdikten sonra bir iş bulup aileme destek olmaktı.
* Şu anki hayallerinizi neler süslüyor? En büyük hedefim başarılı olmak. Hayal kurmak güzeldir, insanı mutlu eder, rahatlatır. Bende hayal kurmayı çok seviyorum. Bazen bir noktaya geldiğimde hayallerimin gerçek olduğunu görüyorum.
* Neden hayallerinizi hep başarılı olmak ya da işinizle ilgili şeyler var? Sonuçta genç bir insansınız... Yok, ailemle ya da ileride beraber olacağım kadınla ilgili de hayaller kurduğum olur. Ama dediğim gibi şu anda zamanı var.
* Şimdiye kadar içinizde ukte kalan bir şey oldu mu? Çok vardır. "Anlatsam roman olur" derler ya, onun gibi. Ama şu an direkt sorulduğu zaman insanın aklına gelmiyor. Futbol hayatımda ilk yılımda Sakaryaspor'da şampiyonluğu kaçırdık ve birinci lige çıkamadık. O maçtan sonra çok ağladım, çok üzüldüm...
Eylem BİLGİÇ
|
|
|
|
|
|
|
|
|