Töre Cinayetleri Bitmiyor
Ekranlardan "Müslüman Türkler namus uğruna öldürürler" mesajı veriliyor
Almanya'da töre cinayetine kurban gittiği öne sürülen Hatun Sürücü üzerine İtalya'da da konuşuldu. Bir yandan La Repubblica Gazetesi olayı dış haberlerde manşetten verirken diğer yandan Sky Televizyonu da "Controcorrente" karşı akım programında bu tema üzerine benim de katıldığım bir tartışma düzenledi. La Repubblica Gazetesi Berlin'de Kreuzberg'de yaşayan başörtülü kadınların fotoğraflarını yayınlarken son 180 günde 5 kadının entegralist kocaları tarafından öldürüldüğünü bildirdi. Olayın trajik yanı, öldürülenin bir kadın olması, erkek egemenliğine başkaldırıp kendi özgürlüğünü ilan eden bir kadının bir kez daha "cezalandırılması" bu sorunun aciliyetini bir kez daha ortaya koyuyor. İşin bir de belki daha sinik ve pragmatik yanı var. AB yollarında kendine çeki düzen vermeye çalışan Türkiye'nin bir kesiminde kadınlar en temel haklarını bile elde edememiş durumdalar. Kadınlar bir toplumun aynası gibi, gelinen medeniyet seviyesinin en gerçek göstergeleri. Töre, aşiret, namus gibi kavramlar adına erkek boyunduruğunda bırakılan, buna isyan ettiklerinde de boyunları kırılan kadınlar. Bu tip konular da "Mamma li Turchi" zihniyetine sahip Avrupalıların ekmeğine yağ sürüyor. "Bakınız Türkler karılarını, kızlarını kesiyor" şeklinde kamuoyuna yansıtılan bu olaylar, AB sürecindeki Türkiye'nin beline indirilen darbeler gibi. Elbette Ka-Mer (Kadın Merkezi) ve diğer sivil örgütlerin yaptıkları göz ardı edilemez. Ama biz bunları kendimize anlatıyoruz. Hükümetin, Meclis'in bu konuda çok kuvvetli bir sinyal vermesi gerekiyor. Kınamaktan öte, ceza yasasında yapılan reformlardan öte, muhafazakar kesimin tepkilerinden korkmadan kadınlarına sahip çıkması gerekiyor. Zihniyet değişikliğini başlatması gerekiyor. İtalyan Sky Televizyonu'nda yapılan programda, yapımcı Corrado Formigli, İslam dinine saldırıp durdu. Olayı Hollanda'daki rejisör Van Gogh'un ölümü ile bile bağdaştırmaya çalıştı. Verilmeye çalışılan mesaj bu "Müslüman Türkler karılarını, kızlarını namus adına öldürürler". İstediğiniz kadar olayı sosyal ve ekonomik koşullar, kültür, çevre gibi faktörlerin ışığında okumaya çalışın. Onlar kararlarını vermişler, "Bunlar Müslüman ve Türk, bu yüzden yapıyorlar." Bu programa katılan kadın komünist milletvekili Dacia, ben, İtalya'daki Müslüman Kadınlar Derneği Başkanı Asmae ve İstanbul'dan katılan Serra Yılmaz da olaya sadece "Müslümanlık" açısından bakmamaya çalıştık.
ERKEK MİLLET GEÇERLİ DEĞİL İtalya kendi yasalarından daha 1968'de "namus cinayeti" kavramını çıkarmış. Programın ertesi günü Türkiye'ye resmi bir ziyaretle gelecek olan Senato Başkanı Marcello Pera ile bir mülakat yaptım. Bu konuşmada da Pera'nın en çok, "AB yolundaki en büyük engeliniz sizi tanımamaları, hakkınızda çok önyargı ve korku var" demesi hoşuma gitti. Düne kadar Türkiye'nin AB'ye girmesine karşı olan Pera'da da düşünce değişimleri görülmekte. AB yolunda bazı şeyleri çok hızlı değiştirmek gerekiyor. Kadın sorunlarını edebiyat yapmaktan öte gerçek anlamda ele alıp çözmek gerekiyor. Sadece "Erkek millet" olmak Avrupa'da geçer akçe değil. Özgürlüğü, ekonomik, eğitim, sosyal hakları kadınlarına vermeyen bir toplumun medeniyet projesi de yarım kalır.
|