|
|
|
|
|
|
Sıcak yemek yemeyin acıdan korkmayın
Prof. Dr. Mustafa Taşkın, mide ağrısına karşı alınması gereken önlemleri anlattı.
Sıcak yemek yemeyin, acıdan korkmayın, sütten vazgeçin
Günümüzde sağlıklı beslenmeyen pek çok kişi mide ağrısından şikayetçi. Prof. Dr. Mustafa Taşkın yaptığımız yanlışları ve ağrılarla nasıl başa çıkılacağını anlattı.
Sürekli mide ağrısından şikayet ediyor, ülseriniz olduğundan mı şüpheleniyorsunuz? Çoğu insan gibi sizin de midenizde değil, 12 parmak bağırsağında ülseriniz olabilir. Genel cerrah Prof. Dr. Mustafa Taşkın, mide ülserinin tok, 12 parmak bağırsağı ülserinin ise açken ağrı yaptığını söylüyor ve ekliyor, "Sarımsak, soğan ve sütü az tüketin. Bunlar midenin baş düşmanıdır."
* Neden herkesin midemiz ağırır? Düşünün, mide yıkanmış yıkanmamış her şeyi içine alıyor. Öyleyse mide öyle bir organ olmalı ki hem yediklerimizi ayırmalı hem de ayırdıklarını öğütmeli. Dolayısıyla, dışardaki ajanlarla bu kadar muhatap olan bir organın tabii ki hastalıkları çok olur.
* Mideye farkında olmadan nasıl zarar veriyoruz? Bunların başında sıcak şeyler yemek geliyor. Halbuki biz hep sıcak şeylerin mideye iyi geldiğini düşünür, soğuk gıdalardan kaçınırız. Halkın en büyük yanlışlarından birisi bu. Sıcak vücudun düşmanıdır çünkü sıcak kanlanmayı arttırır. Bu da dolaşımı bozar ve vücutta ödem oluşturur. Örneğin, ülserli bir hasta çok sıcak yediği zaman ödeminini artırmış olur. Mesela Japonlar'da ve Çinliler'de yemek borusu kanseri ve mide kanserini daha çok görüyoruz. Çünkü çok sıcak yiyorlar.
* Oysa dondurma ya da benzeri soğuk şeyler yediğimizde "midemi üşüttüm" deriz. Bu tamamen yanlış, soğuk mideye zarar vermez. Yediklerinizin ılık veya soğuk olmasına özen göstermelisiniz.
* Kimi ülser, kimi ise gastritten yakınır. Ülserle gastrit arasındaki fark nedir? Ülser midenin ya da 12 parmak bağırsağının herhangi bir yerinde "mukoza" dediğimiz, yani midenin ya da bağırsağın içini örten örtünün zarar görmesidir. Orada mukoza yoktur artık. Ülseri ağzınızda çıkan aft gibi düşünün, aynısı. Bu gelip geçici bir yara da olabilir, arada sırada da oluşabilir. Gastrit ise öyle değil. Gastrit mukozanın iltihaplanmasıdır ama mukoza yerindedir. Sulanan bir yara gibidir, yani iltihaplı.
* Peki ülser ve gastritin oluşmasında stresin etkisi var mı? Eskiden "Stres eşittir ülser"deniliyordu. Bunun sebebi stresli olan insanlarda mide asitinin çok salgılanması. Bu bir nebze doğru olsa da, yanlış bilinen bir şey var. Stresli insanlarda mide ülseri değil, 12 parmak bağırsağı ülseri vardır. Midesi sapasağlamdır. Sakin, içine kapanık insanlarda mide ülseri çok daha fazla görülür.
* Mide ve bağırsak ülserinde şikayetler aynı mıdır, hangi ülsere yakalandığımızı nasıl anlayacağız? Birisi tokluk, diğeri açlık ağrısı yapar. 12 parmak bağırsağındaki ülserde korkunç açlık ağrıları olur. Ama mide ülseriniz varsa, tam tersi yemek yediğiniz zaman başlar ağrılarınız. Mide ülseri olanlar bir şey yemedikleri sürece çok daha rahattır.
* Çoğu kişi açlığın ağrıyı tetiklediğini zannediyor... Mide ülseri fakiri, yani açlığı; 12 parmak ülseri ise zengini, yani tokluğu sever.
* Peki ya kıvrandıran gaz sancıları, onlar nasıl oluşuyor? Gaz, bağırsakların kasılmasıyla birlikte bir yerden bir yere geçerken ağrı yapar. Konuşurken, yemek yerken içimize bir miktar gaz girer. Sonra geğirerek çıkartırız ama bazıları da aşağı, anüse kadar gider. Bazı insanlar çok gaz yutar konuşup, yemek yerken... Bazılarında da bakterilere bağlı olarak kalın bağırsaklarında gaz meydana gelir. Bu ağrı doğum sancısı gibidir, aralıklı olarak gelir gider.
* Diyelim, gün ortasında aniden midemiz ağrımaya başladı ya da gaz sancımız tuttu. O anda ne yapmalıyız? En doğrusu bir bardak ılık su içip, rahat bir pozisyon almak. Çünkü bu bir safrakesesi ağrısı da olabilir, karın ağrısı da. Bir şey yemek mideyi de, safrakesesini de yoracaktır. Ilık su gazınızı da dağıtacağından hepsine iyi gelir.
* Bağırsaklarınının düzenli çalışmamasından şikayet eder insanlar. Normal düzeni ne olmalıdır? İnsanlar her gün büyük abdeste çıkmak istiyor. Çıkabilir de, çıkmayabilir de... Herkesin bağırsak yapısı ve biyolojik ritmi aynı değildir. Kiminin daha uzun ve daha kalındır bağırsağı. Posanın çıkabilmesi için daha uzun zamana ihtiyaç vardır. Bazı insan günde iki defa, bazısı da iki günde bir çıkar büyük abdestine. Bu, o insanın bağırsağı çalışmıyor demek değildir. Yani bir insan her gün büyük abdeste çıkmalıdır, diye bir kaide yok. Ancak sizi rahatsız eden, sancı, kusma gibi bir durum varsa doktora başvurmak gerekir.
* Beslenme alışkanlıkları da bağırsakları tembelliğe iter mi? Tabii kesinlikle... Mesela şişmanlar çok yemek yedikleri için zaman içinde bağırsakları genişler. O kadar genişler ki ancak üç günde bir tuvalete çıkarlar. Posalı yiyecek tüketmeyenler de öyledir. Mesela köylülerin böyle bir sorunu yoktur çünkü hep doğal sebze, meyve ve dolayısıyla posalı yiyeceklerle beslenirler. Şehirlerde yaşayan insanlar sürekli ayak üstü hazır yiyecek ve sıvı şeylerle beslendikleri için zorluk çekerler.
* Kayısı, incir, kuru erik gibi meyvelerin bağırsağı çalıştırdığı bilinir. Bunları yemenin gerçekten yararı var mı? Kayısı ve incir potasyum bakımından çok zengindir. Bağırsak hareketlerine de potasyum çok iyi gelir. Ama bir insanın vücuttaki potasyum seviyesi normalse, ekstra kayısı, incir yemenin anlamı yok. Sağlıklı bir vücut potasyum fazlasını hemen atacaktır.
* Peki ya vitamin ve mineralleri? "Vitamin depoluyorum" derken kendimizi mi kandırıyoruz? Normal beslenen herkesin potasyum, protein, vitamin vb. değerleri normaldir. Siz isterseniz her gün C vitamini alın, vücudun alacağı miktar bellidir. Örneğin, sigarayı bırakamayanlar durmadan portakal suyu içiyor. C vitamini dokulara iyi geliyor diye, sigaranın verdiği zararı nötürleştiriyor kendince. C vitamini eksiği yok ki, yararı olsun...
İlknur K. Akman
|
|
|
|
|
|
|
|
|