|
|
|
|
|
|
ÖSS öncesi terapi
Öğretmenler öğrencinin kendisiyle yarışmasını sağlayarak onu takdir etmeli. Anne ve babalar çocuklarının elinden geleni yapacağına inandıklarını hissettirmeli. Aşırı stres kaygı ve güvensizlik yaratır. Rahatlama teknikleriyle stres kontrol edilmeli.
Önce sınav stresi aşılmalı
Üniversite sınavına hazırlanan öğrencilerin stresi yenip doğru karar vermelerini sağlayacak psikolojik desteğe ihtiyaçları var.
Üniversite sınavı öncesinde öğrencilerin yaşadığı stresi bu yoldan geçenler çok iyi anlar0. Son bir iki yıldır sadece bu sınava odaklanan öğrencilerin belki de kaderini belirleyecek güne hazır olup olmadığı şansa bırakılmamalı. Uzmanlara göre öğretmenler, anne ve babalar öğrencinin günde kaç saat çalışıp neler öğrendiğini takip ederken onların yaşadığı duygusal gel-git'leri de anlamaya çalışmalılar. Tanı Eğitim Danışmanlığı kurucusu ve karar verme uzmanı Psikolog Dr. Işın Akı ÖSS ve LGS'ye hazırlık programlarıyla öğrencinin iç engellerinin aşılmasının sağlanması, hedefi belirleme ve hedefe odaklanma, düşünme ve sorun çözmede yaratıcı teknikler kullanma, sonuçlara götürecek araçları belirlemek, kararsızlıkları ortadan kaldırma konusunda öğrencilere yardımcı oluyor. Psikolog Dr. Işın Akı karar verme programının gerekliliğini şöyle açıklıyor: "Tatillerimizi planlamak için geleceğimizi planlamaktan çok daha fazla zaman harcıyoruz. Bugün nerede olduğumuz, geçmişte vermiş olduğumuz kararların bir sonucudur. Geleceğimiz de bugün verdiğimiz kararlarla belirlenir. Bu program hedefin belirlenmesinde ve hedefe odaklanmada yol gösterici olacaktır."
HER ÖĞRENCİ FARKLIDIR Yeterli stres motive edici bir rol oynarken aşırı stres kaygıya, güvensizliğe neden oluyor. Psikolog Dr. Akı öğrencilere uygulanan stres tekniklerini ise şöyle açıklıyor; "Öğrencinin strese göre kişilik yapısını analiz ediyoruz. Kimi stresini içinde yaşar, iç sesiyle kendi kendine savaşır, kimi öğrenci de saldırganlığını anne ve babasına yöneltir. Öğrencilere motivasyon testi de uyguluyoruz. Kimisi motor, kimisi yelkenlidir. Her ikisini de farklı şekilde motive etmeliyiz. Bazı öğrencilere 'çalış başar' demeseniz de kendi kendilerine başarırlar. Bazıları da onay beklentisiyle hareket eder ve onay almazlarsa başarı davranışları söner. Çocuğu ne kadar tanırsak o kadar başarılı sonuçlar alırız. 14-18 yaşındaki genç geleceğini sınav süresine göre planlıyor. Hasta, ateşli sınava giren bir çocuk, sınava gelirken trafikten etkilenen bir babanın kızgınlığı çocuğu etkiliyor. Üstelik henüz küçük yaştaki gençlerden meslek seçmesini bekliyoruz. Hayatında İspanyolca ile hiç karşılaşmanış, bir genç açıkta kalmamak için İspanyol dili ve edebiyatı bölümüne giriyor ve belki de iş yaşamında bu dili bir daha hiç kullanmıyor. Severek, bilerek okuyacak bir kişinin yerini almış oluyor. Türkiye'de geleceği planlama sorumluluğu çok erken yaşlarda veriliyor. Ağır bir sorumluluk altında ezilen çocuk stres altında sınava giriyor. Sevilmeden yapılan işler ise başarısızlığa, mutsuzluğa, verimsizliğe neden oluyor.''
Figen YANIK
|
|
|
|
|
|
|
|
|