|
 |
 |
 |
Bu yaz yine ayrılık var
Tarzı olan insanları severim. Moda olana değil de, burnunun dikine gidenler, bıçak sırtında yürüyenler hep ilgi alanıma girmiştir. İlk albümüyle beraber sıcak tavırlarıyla müzik dünyasında 'Yaşar Tarzı' diye bir şeyi ortaya çıkaran bu adamı da bu yüzden takip ederim. İtiraf etmem gerekirse onun Akdeniz'e kıyısı olan şarkıları değil de Batı soundlu şarkılarını daha çok seviyorum. Flamenkoyla kardeş olan Akdeniz müziğini hiç sevmememden kaynaklanıyor bu durum. Açıkçası Yaşar'ın yaptıkları haricindekileri dinlemem bile. Duyguları o kadar güzel cümleye döküyor ki dinler dinlemez yaşadıklarını gözünüzün önüne getirebiliyorsunuz. Şarkıyı söylemiyor, anlatıyor diyebiliriz sanırım bu duruma. Albümü dinlemeye gittiğimde de, Yaşar'ın hayatının yeni hikayelerini dinleyecek olmanın bilinci vardı içimde. Diğer albümlerdeki gibi yaşanmamış hiçbir şeyin 'tutar' diye albüme koyulmayacağına emindim. Zaten bu yüzden ilk şarkı 'Hatırla'yı dinlediğim zaman 'Bu şarkı senin değil galiba' demek istedim Yaşar'a ama kartonette okuduğum Ömer Bayramoğlu adı yanılmadığımı gösterdi. Çünkü 'Kafanı vur duvarlara taşlara' gibi acıtıcı sözler Yaşar'ın tavrına uymuyordu. Arkadaş muhabbetlerinde yıllardır çaldıkları bu şarkıyı sonradan albüme koymaya karar vermiş ama bir türlü istediği sonucu alamamış. Radyolarda dinlediğiniz versiyonu yapan Can Bener ve Cem Oyal da son anda derdine derman olmuş. Daha önce Shakira'yla çalışan perküsyonist Gonzales'in vokalleri ise şarkıya güzel bir tat katmış.
GİTAR ÇALAN ÇOCUK BÜYÜDÜ
Albümün devamını dinlerken yönelttiğim 'Bu albümün diğerlerinden farkı ne?' sorumu 'Dinleyenlere, plakçıma karşı sorumluluğum büyüdü artık elinde gitarı almış çocuk değilim' diye yanıtladı. Tüm bu sorumluluklar albümün çıkmasını geciktirmiş. 'Divane', 'Kuşlar' ve 'Masal' albümlerini bir üçleme gibi kabul eden Yaşar, kalitesinden ödün vermeden, sadece daha ileri teknikle yeni bir üçlemeye başladığını söylüyor. Albümlerinde artık canlı davul kaydını deneyen genç müzisyen, bir de ilk kez kendi kayıtlarında gitar çalmış. Önceki albümlere göre daha fazla aranjörle çalışılmasına rağmen ortak bir sound yakalaması ise tamamen müzisyenlerin kendi başarısı. Sadece gitar eşliğinde sunduğu bestelerini geri aldığında ortak bir dil çıkmış. 'Diğer isimlere bir sözüm yok zaten ama yanımda yetişen Sinan Akçil'in müthiş düzenlemeleri benim için çok önemli' diye devam eden Yaşar, müzik dünyasına bir yeteneği kazandırmaktan ne kadar mutlu olduğundan da bahsetti. Emel, Candan Erçetin ve İzel gibi isimlerin albümlerinde bize neler yapabileceğini gösteren genç aranjör Sinan da bu albümde parıl parıl parlıyor. Albümdeki bir başka isimde Yaşar'ın 'Körbıçak', 'Yaprağın Kaderi' şarkılarından bildiğimiz Alper Arundar. En yakın arkadaşlarından olan Alper daha önce söz ve müziğe katkıda bulunurken bu sefer tek başına bir şarkıyı oluşturmuş. İçinde bulunduğumuz dönemin hit şarkılarından Nedim Zeper'in 'Şakası Yok' adlı şarkıyı da yapanın bu adam olduğunu söylesek çok şaşıran olmaz sanırım. Kapak fotoğraflarını Hasan Hüseyin'in çektiğini belirterek albümün tasarımının da kusursuz olduğunun altını çizip 20.05.2005'te yani insanların düğün günü olması ya da doğum günü olması konusunda çok çaba harcadığı bu başarılı tarihte piyasaya çıkan albüm hakkında yazımızı bitirelim. Başta da dedim ya, bu yaz bize ayrılık var, Yaşar şarkıları var.
YAŞAR Hatırla / TOPKAPI
Oben Budak
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
