|
|
|
|
|
|
Artık razı olmayın lütfen
Pazartesi akşamı bir kulüpte çok sevdiğim bir arkadaşımın 40. doğum günü partisi vardı. Karısı ona müthiş bir sürpriz doğum günü hazırlamış. İnanılmaz keyifle eğlenirken arkadaşımın karısı yanıma geldi ve -galiba içkili olunca daha rahat konuşuyor- "Sana bir şey itiraf etmek istiyorum. Sendeki bitmek tükenmek bilmeyen hayat enerjisine, neşene ve içtenliğine hayranım. İnan ben bunu beceremiyorum, nasıl yapıyorsun?" dedi. Birden düşündüm hakikaten çok zor günler geçirdim, hakikaten hiçbir şey hayat enerjimi bitiremedi. Fark ettim ki bende asla razı olmuşluk durumu yok. Şöyle bir düşünün bizler millet olarak hep bir razı olmuşluk halindeyiz. Yönetimlere razıyız, ekonomik şartlara razıyız uygulamalara razıyız, razıyız da razıyız. Peki niye özel ilişkilerimizde de her şeye razı oluyoruz?
ERKEĞİN GÖLGESİNDE YAŞAMAK Efendim adam yeter ki gitmesin diye niye yaptığı her hatayı kabul ediyoruz ya da niye onun her şartını yapmak zorundayız. "Kavga gürültü edelim. Adamı değiştirelim" demiyorum ki onu zaten yapamayız "Razı olmayalım. Türk kadının makus kaderini kabul etmeyelim" diyorum. Gidip tencere pencere programlarına başvurup kendinizi ev halkına delik deşik ettirmenin de bir anlamı yok tabii ki. Kadınlara "Niye katlanıyorsun?" deyin hepsinin geçerli bir sebebi var. Kimi "Ne yapayım çocuğum var" der, kimi "Çok seviyorum" der. Ama kimse "Kardeşim yemiyor" demez. Peki niye yemez? Çünkü ayaklarının üzerinde durmak zordur; adamın kartviziti altında değil kendi kendine bir şahsiyet olmak zordur. Kolaydır birisinin gölgesinde, gücünde yaşamak oysa. Ama gelin şu razı olmuşluktan vazgeçelim ve terki diyar edemiyorsak da kendi şartlarımızı ortaya koyalım. "Kardeşim ben buna razı değilim. Bana bu şekilde davranırsanbenden de bu tavrı görürsün" deme cesaretini gösterelim. Bunu yineleyip duruyorum çünkü sizden gelen bir e-posta beni çok rahatsız etti. Bir okuyucum, kocasının cinsel fantezilerine hiç hoşuna gitmese de onu kaybetmemek adına "Evet" dediğini, her defasında da kendinden iğrendiğini yazmış. Kabul etmesinin tek sebebi adamın bunları onunla yapmazsa sokakta başkalarıyla yapacağından korkmasıymış. Aşk, seks, yaşam birlikte karar verilince, paylaşınca iki tarafın da isteklerine karşılık verince güzel. Yoksa karşı tarafın egoistçe sizin fikrinize, isteklerinize aldırmadan tek başına karar vermesiyle yaşanırsa ıstırap haline gelebilir. İşte bu noktada razı olmayın, ona kendi isteklerinizi, onun isteklerinden hoşlanmadıklarınızı anlatın. Saygı göstermiyorsa zaten yanlış adam. Yol verin gitsin çünkü bu razı olmuşluk haline devam ederseniz günün birinde fark edeceksiniz ki öz saygınızı, iç huzurunuzu kaybetmişsiniz ve artık kendi kendinizi sevmiyorsunuz. Lütfen buna izin vermeyin. Önce kendinizi sevin, kendinizle barışın ve iç sesinizi dinleyin. O aslında size hep doğruyu söylüyor. Yeter ki dinleyin...
Ayşe Brav
|
|
|
|
|
|
|
|
|