|
Macera, aşk, belgesel ve bir de çizgi film
|
|
Amerika'da haberlerin doğruluğundan umut kesenler belgesellere sarıldı. Çok sayıda ağırlıklı belgesel izledik. Tabii hiç kimse Michael Moore'un tartışılan Bush eleştirisini unutmayacak. Limonlandırılmış sirke tadındaki "Fahrenheit 9/11" (Umut Sanat / Palermo) ile Moore, 11 Eylül sonrasında Bush, Cheney ve arkadaşları çevresinde, neo-con'ların hayallerindeki planları nasıl uygulamaya koyduğunu anlatıyor, nefes nefese bir tempo ve alabildiğine alaycı bir dille. Kimilerince o sert içeriği nedeniyle Bush'un yeniden seçilmesine neden olduğu bile öne sürülen bu filmi DVD'de izlemek de büyük ekran kadar etkileyici. Konu seçiminde her zaman aynı düzeyi tutturmasa da, kendine özgü sinema diliyle adını seçkinler arasına çoktan yazdırmış olan Bernardo Bertolucci, iki yıl önce çıktığında ortalıkta epey tartışılan filmi "Dreamers" (Düşler, Tutkular & Suçlar, Umut Sanat / Palermo) ile bu hafta gündeme oturacak. Sıkı bir solcu olarak, 1968 ve Paris, yönetmenin sıkça ziyaret ettiği zaman ve mekan oldu hep. Bu kez, ortalığın birbirine girdiği Paris sokaklarından geçip, sinema tutkunu üç gencin seks oyunlarına tanık olacağız. Yönetmenin tabuları iyice zorladığı, hayli cesur sahneleriyle izleyiciyi kışkırttığı çizgi ötesi bir film. Bertolucci'nin bir arka kuşağından, Yunan yönetmen Michael Cacoyannis'in 64 tarihli Kazancakis uyarlaması, "Zorba The Greek" (Zorba, Fox / Tiglon) hala büyüsünü koruyan bir yapıt. Hayatı kadın, dans, içki ve dövüş olan Giritli kabadayıyı unutulmaz biçimde ekrana aktaran Anthony Quinn kadar, onunla dostluk kuran İngiliz yazar rolünde Alan Bates de muhteşem. Tabii, filmden sonsuzluğa yansıyan Mikis Theodorakis müziklerini de unutmayalım. İlginç bir film, yönetmen Jonathan Teplitsky'nin imzasını taşıyor. "Better Than Sex" (Seksten Daha Güzel, Avşar / Palermo) iki harika genç oyuncuyu yanyana getiriyor. Aslında çok basit geçebilecek bir "bir gecelik yatma"öyküsü, enfes bir senaryo ve zeka fışkıran diyaloglarla, son yılların en unutulmaz filmlerinden birine dönüşmüş. Sydney'de bir gece taksi paylaşan Josh ve Cin, kendilerini hızla yatakta buluyorlar ve bir gecelik ilişki üç güne sarkıyor. Hayat, hayaller, umutlar ve insan ilişkileri üzerine şiir gibi bir yapıt. "Action" deyince, benim daha çok birincisini sevdiğim "Die Hard" ikilemesinin bir kutu halinde çıktığını da duyurayım (Zor Ölüm I-II, Fox / Tiglon). Hareket ve cinayetin "aşırı yüklemeli" olduğu az film var böyle. Tabii, detektif John McClane rolünün Bruce Willis'ten başka birine uygun görülseydi, filmlerin akıbeti ne olurdu bilemem. Michael Jackson sevimsiz konularla gündemde bu sıralarda ama hiçbir şey onun en parlak dönemine ait anıları gölgeleyemez. Kariyerinin tam da zirvesindeyken, herkese "Sokaklarda ben de böyle yürüsem" dedirten "moonwalk" yürüyüşü, 1988'de bir müzik ve dans filmine konu olmuştu. "Moonwalker" (WB / Tiglon), galiba, ilerde üzerinde çok konuşulacak bir garip sanatçının ebediyete bırakacağı bir iz olacak. Tarzan'ın uçuşunu ay yürüyüşüne tercih ederim. Sayısız filme konu olan orman kralının çizgi filmi "Tarzan Special Version" (Disney / Tiglon) özel bir versiyonla iki disk halinde piyasaya çıktı. Ek diskte çok zengin bir içerik var. Çoluk çocuk ailede herkes için eğlenceli olduğuna kuşku yok. Dikkatlerden kaçmasın...
|