|
Yolları sürekli kesişen marjinaller
|
|
Gece 11.45", öncelikle marjinal insanları anlatmak savıyla ortaya çıkıyor. Ama bu yeni birşey değil ki... Türk sinemasında tam anlamıyla burjuva ya da emekçi olan kişilikler oldu mu ki? Hep sınıfsal konumu şüpheli, lumpenlikle flört eden ve marjinalliğe yaslanmış kahramanlar anlatılageldi. Ve bununla yalnızca Sadri Alışık veya Kemal Sunal kişiliklerini de kastetmiyorum. Bu filmin marjinalleri, İstanbul'da çöp toplayarak geçinen bir avuç insan. Aralarından biri ailesini yitirdiği kazadan tümüyle yıkılmış olarak çıkan, uzaktaki anababasına sürekli yalan söyleyen biri de asıl kahraman. Onun yanısıra, TV dizilerine ısmarlama kötü senraryolar yazmakla istediği şeyi yazmak arasında duraksayan ve en yükseklerdeki çalışma odasına çevirdiği balkonundan her şeye hakim konumdaki bir yazar (yağmur yağıp fırtına çıktığında o balkon ne hale geliyor, merak ettim!) ve de zoraki evlilikten kaçıp sevgilisiyle yaşamayı deneyen ama peşindeki babası ve ağabeyinden saklanmak yerine, sürekli o sokak benim, şu park senin dolaşan bir kadın da var. Hemen hiçbiri gerçeklik duygusu vermeyen bu asorti kişilikler, İstanbul gibi karmaşık bir coğrafyada sürekli aynı mekanlarda dolaşıyor, habire karşılaşıyorlar. Bu açıdan filmin adı da bir anlam taşımıyor: Eğer farklı yerlerde gezinen üç kişi, tam o saatte ilk ve de son kez karşılaşsaydı, bunun bir anlamı olurdu. Ve film hiç de sürpriz olmayan bir finale doğru ağır-aksak ilerliyor. Gevşek bir senaryo, heyecansız ve yeniliksiz bir anlatım, rollerine oturmamış kişiler, filmin akibetini tamamlıyor. Bu, Türk sinemasında yılın düşkırıklıklarından biri olmaya mahkum bir film.
GECE 11.45 Yönetmen: Ercan Durmuş Senaryo: Burak Göral Görüntü: Vedat Demir Müzik: Tamer Çıray Oyuncular: Feridun Düzağaç,Yiğit Özşener, Yelda Reynaud,Nail Kırmızıgül, Yasemin ÖztürkWarnerBros dağıtımı.
|