BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, bankacılıkta yabancı modası olduğuna dikkat çekerek, "Yabancı geldi diye yüzde yüz başarılı olma şartı yok" dedi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, yabancıların mali sektördeki payının ve mevduat güvencesi sınırının tartışıldığı bir ortamda SABAH'a çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Bilgin, bankacılık sektöründe yabancı sermaye sınırının, genel ekonomi politikasının parçası olarak ele alınması gerektiğini belirtti. Bilgin, şu mesajları verdi:
* YABANCI MODASI: Yapı Kredi dahil yabancıların bankacılık sektöründeki payı şu anda yüzde 10.8. Ancak, bankalarımızda "evde kalma psikolojisi" de hakim. Sektör, moda trendlere çok yatkın. Çoğu, aynı bankalardan yetişmiş genel müdürler, sıkça biraraya geliyorlar, çevrelerine bir dalga yayıyorlar. Örneğin, bol paça modası varsa tüm bankalar buna uyuyor. Bu gibi konular, modaya göre değil, dikkatlice hesaplanıp, adım atılması gereken konular.
* YERLİLER İŞBİRLİĞİ YAPMIYOR: Gelişmiş ülkelerin bankaları kendi piyasasında büyümenin sınırına geldikleri için, Türkiye gibi canlı bir piyasayı kaçırmak istemiyorlar. Siz kapıyı kapatsanız bile onlar yumrukluyorlar. Türk sermayedarlar ise buluşup, yemek yiyorlar ama bankalarıyla ilgili konularda nedense aynı yakın tutumu sergilemiyorlar. Kendi aralarında işbirliği yapabilecekken yabancı daha düşük teklif verse bile onu tercih ediyorlar.
* BANKACILIKTA BAŞARI ŞARTI: Bir yabancı geldi diye yüzde yüz başarılı olacak şartı da yok. Bu ülkenin koşullarını, kredi tarzını, müşteri yapısını ve nasıl çalışılacağını bilenler o işi büyütecekler. Türk bankaları bu açıdan aslında daha avantajlı. Yeter ki, genel otoyolda gitmeyi bırakıp, karşılaştırmalı üstünlüğü olan alanlara yönelsinler. Yani kendilerine uygun yol haritasını çizsinler.
* MİLLİ BANKA ANLAYIŞI: Kamu veya özel, Türkiye'nin her zaman milli bankaya ihtiyacı olacak. Bankacılık sektörüne yatırım yapanlar kalıcı yabancı sermaye temsilcileri. Bu açıdan önemli. Yabancılar için Sınır koyarız, şurada durdururuz" gibi konularda, BDDK gereken kararı alabilir ama bu tür kararları aynı zamanda genel ekonomi politikasının bir parçası olarak da görür. BDDK, dünyanın en zengin ve itibarlı insanı da gelse, lisans vermeyebilir.
* ARACILIK MALİYETLERİ: Türk bankalarının önündeki engelleri kaldırmamız lazım. Bankalarımızın yabancılarla rekabetini engelleyen faktörleri ayıklamak zorundayız. En büyük rekabet, fon sağlamada yaşanıyor. Yabancılar, ülkelerindeki ana bankadan düşük faizli fon bulabiliyorlar. Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi, Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu kesintisi gibi aracılık maliyetleri üzerinde hassasiyetle durmalıyız. Eğer bunlar kaldırılırsa, beraberinde yaratacağı sinerji, devletin gelirlerinde kayıp değil artış yaratacaktır. Vergi ve vergi benzeri yükler mümkün olan en kısa sürede inmelidir.